Okuma Süresi: 8 Dakika

Konkordatonun Tasdiki Halinde Adi Alacaklar ve İmtiyazlı Alacakların Durumu

Yazarlar: EMEL YALÇIN, ADEM BURAK YILMAZ, BERKAY KORKMAZ, AYŞE BETÜL SÖĞÜT
Konkordatonun Tasdiki Halinde Adi Alacaklar ve İmtiyazlı Alacakların Durumu

Konkordato; mali yapısı bozulan borçlunun, borçlarını mahkemece onaylanan konkordato projesi çerçevesinde ödemesini sağlayan yeniden yapılandırma anlaşmasıdır. Borçlu ile alacaklılar arasında yapılır. İşbu uygulamanın düzenlenme amacı hem mali durumu bozulan borçluyu hem de borçlunun alacaklılarını korumaktır.

Konkordato; iflasa tabi olan borçlunun işlem merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi’nden, borçlu tarafından talep edilir. Borçlu dışında “iflasa tabi borçlunun, hakkında, iflas isteyebilecek alacaklısı” da borçlu aleyhine konkordato talep edebilir. Konkordato talep edilen mahkemece; konkordatonun reddine ya da konkordato projesinin tasdikine karar verilir. İşbu yazımızda konkordatonun tasdiki halinde adi alacaklılar ile imtiyazlı alacaklıların durumuna ilişkin sizlere bilgi vereceğiz.

Konkordatonun Tasdiki

Mahkemece tasdik kararının verilebilmesi için İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 305. maddesindeki şartların varlığı gerekmektedir. Bu şartların varlığı halinde mahkeme konkordato projesini tasdik eder. Bu kararda, alacaklıların alacaklarından hangi ölçüde vazgeçtiği; borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtilir. Borçlu tarafından alacaklılara konkordato projesinden öngörülenden fazla olarak yapılan vaatler hükümsüzdür.

Mahkemece uygun görülmesi halinde tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesi için kayyım tayin edilebilir. Konkordatonun en önemli amaçlarından biri borçlarını ödeyemeyen borçlunun alacaklılarla yaptığı anlaşma çerçevesinde ödeme imkanı sağlaması ve borçlunun konkordato sürecinde iken haciz ve iflas yoluyla takip edilmesini önlemektir.

Konkordatonun tasdik edilmesi için gereken şartlar İcra İflas Kanunu 305. maddede sayılmıştır. Bunlar;

  • Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması gerekmektedir. 4949 Sayılı Kanun’la değiştirilen konkordato hükümleri içinde bu yönde bir şart aranmamıştır. Söz konusu bu hükmün amacı; konkordato projesini kabul etmeyen, ancak Kanun’da öngörülen nisapla konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edilmesi halinde, azınlıkta kalana alacaklıların korunması bakımından önemlidir.
  • Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir. Bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenirken, mahkemenin borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranla dikkate alınacağını takdir etmesi gerekir. Orantılı olma koşulu tespit edilirken borçlunun beklenen haklarının da mahkemece takdir edilerek hesaba katılması gerekmektedir. Konkordatonun tasdiki için aranan bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini de konkordato komiseri raporunda belirleyecektir. Elbette komiserin bu raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir. Mahkeme bu bilgileri eksik ya da yetersiz bulursa, komiserden ek rapor alabilir veya gerekli ise bilirkişi incelemesi yaptırabilir.
  • Konkordato projesi İİK madde 302 de öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olmalıdır. İİK’nın 302’nci maddesinin 3. fıkrasına göre, kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır. Mahkeme bu oranları ve konkordatonun aranan çoğunlukla kabul edilip edilmediğini konkordato komiseri raporunu esas alarak belirleyecektir. Ancak mahkeme, komiserin raporu ile bağlı olmayıp, bu koşulu da kendiliğinden araştırmalıdır. Nitekim, komiserin raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir.
  • İİK’nın 206. maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklarının tam olarak ödenmemesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe, yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir. İmtiyazlı alacaklıların alacaklarından açıkça vazgeçmesi halinde borçlunun teminat göstermesine gerek kalmayacaktır. Çekişmeli ve geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacaklıların oylamaya katılmaları halinde bunların teminat gösterip göstermeyeceğine mahkeme tarafından karar verilecektir. Yeni düzenleme ile 206. maddenin ikinci ve üçüncü sırasındaki alacaklar imtiyazlı alacak olmaktan çıkarıldığından dolayı bu alacaklar için ayrıca teminat gösterilmesi gerekmemektedir. Teminat borçlu veya üçüncü bir kişi tarafından gösterilebilir ancak borçlunun gösterdiği teminat, diğer alacaklıların alacaklarını tahsili için projede yer alan taşınır veya taşınmaz mallardan biri olamaz.
  • Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekmektedir. Bu giderler bilirkişi ücreti, tasdik kararının tebliği ve ilânı ile gerekli yerlere bildirilmesi için gereken tebliğ ve posta giderleri, dosya ve sair evrak giderleri, celse harçları gibi giderlerden oluşmaktadır. Yeni düzenleme ile alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan tutar üzerinden binde 2.27; yapılandırma sonunda rehinli alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan tutar üzerinden ise binde 1.13 harç alınacaktır. İİK m. 206’nın birinci sırasındaki alacaklar ve 6183 Sayılı Kanun’a tabi amme alacakları konkordato hükümlerine tabi olmadığından onların alacakları için ilâm harcı alınmaz.

Konkordato kural olarak, mahkemenin verdiği tasdik kararıyla bağlayıcı hale gelir. Bağlayıcılık kural olarak, tasdik kararının verildiği an geçerli olmaya başlayacaktır. Bunun için mahkeme kararının kesinleşmesinin beklenmesi gerekmeyecektir. Bağlayıcı hale gelmiş olan konkordato; imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehinin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 Sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları dışında konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir. Konkordatonun bağlayıcı olmasından itibaren, borçlunun tasdik edilmiş olan projesindeki ödeme planı yürürlüğe girer. Verilen tasdik kararı sonucunda bağlayıcı hale gelmiş olan konkordato projesinin; alacaklılar, borçlular, takipler, rehinler, finansal kiralama konusu mallar ve çekişmeli alacaklar üzerinde bazı etkileri bulunmaktadır.

İmtiyazlı Alacakların Durumu

Mahkemenin verdiği tasdik kararı ile konkordato projesi bütün alacaklılar için bağlayıcı hale gelir. Kural olarak, konkordato mühlet kararı verilmesi halinde borçlu hakkında icra takip işlemleri yapılamamakta ve konkordato mühletinden önce başlamış olan icra takiplerine devam edilememektedir. Ancak, Kanun Koyucu özel olarak korunması gereken bazı alacaklar belirlemiştir.

Bunlar “imtiyazlı alacaklar” olarak kabul edilmektedir. Konkordato talep edilirken, konkordato projesine alacakların imtiyaz durumunu gösteren belge de eklenmektedir. Bu imtiyazlı alacaklar borçluya karşı takip yapma yasağının istisnasını oluşturmaktadır. Konkordato mühlet kararından etkilenmemekte ve takip yasağına tabi olmamaktadır. Konkordato mühleti içinde komiserin onayıyla akdedilen borçlar, adi konkordatodaki şartlara tâbi değildir.

Bu borçlar kapsamına, kredi kurumları tarafından verilen kredilerde dâhildir. Adi konkordatodaki şartlara tâbi olmayan bu borçlar, mal varlığının terki suretiyle konkordato ya da sonraki bir iflasta masa borcu sayılır.

Konkordato ret oyu vermiş alacaklılarda veya alacağını konkordatoya yazdırmamış alacaklılar da konkordatoyla bağlıdır ve bu alacaklılara da tasdik kararında belirtilen şartlara göre ödeme yapılması gerekecektir.

Genel kural bu olmakla birlikte, bu kuralın bazı istisnaları da bulunmaktadır. Bu istisna kapsamına, İİK 206. maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklar ve kamu alacakları girmektedir. İstisnalar;

A. İmtiyazlı Alacaklılar: İmtiyazlı alacaklıların kimler olduğu İİK 206. Madde düzenlemesinin birinci sırasında açıklanmıştır. Buna göre;

  • İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları,
  • İşverenlerin, işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilatı kurulması veya bunların yaşatılması maksadıyla meydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış bulunan tesislere veya derneklere olan borçları,
  • İflâsın açılmasından önceki son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan ve nakden ifası gereken Aile Hukuku’ndan doğan her türlü nafaka alacakları, bu kapsamda değerlendirilen alacaklılar için tasdik edilen konkordato hükümleri bağlayıcı değildir.

B. Rehinli Alacaklılar: Rehinli alacaklıların ise rehinin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları hakkında tasdik edilen konkordato bağlayıcı değildir.

C. Kamu Alacakları: 6183 Sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında da tasdik edilen konkordato bağlayıcı kabul edilmemektedir.

Bu imtiyazlı alacaklılarda birinci sırada olanların konkordato mühleti içerisinde takip yapmalarında ve yaptıkları takibi sonuçlandırmalarında bir engel bulunmamaktadır. Aynı zamanda, imtiyazlı alacaklar için konulan hacizler de devam etmektedir. Satış isteme süreleri durmayacak ve haciz yoluyla takip yapılabilecektir.

Konkordato mühleti içerisinde istisnai olarak haciz yoluyla takip yapılabilecek alacaklardan olan imtiyazlı alacaklar, İcra İflas Kanunu’nun 206. maddesinin 1. sırasında sayılmıştır. Bunlar;

  • İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları,
  • İşverenlerin, işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilatı kurulması veya bunların yaşatılması maksadıyla meydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış bulunan tesislere veya derneklere olan borçlar,
  • İflasın açılmasından önceki son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan ve nakden ifası gereken Aile Hukuku‘ndan doğan her türlü nafaka alacakları.

İmtiyazlı alacaklar bakımından dikkat edilmesi gereken başka bir husus da bahsedilen imtiyaz sıfatına alacaklının değil “alacağın” sahip olduğudur. Bu yüzden, alacaklı tarafından alacak başkasına devredilmiş olsa bile imtiyaz hakkı alacakla birlikte devralan alacaklıya geçecektir.

Adi Alacakların Durumu

Konkordatonun tasdiki ile onaylanan ödeme planı yürürlüğe girecektir. Borçlunun bu tarihten önce alacaklılarına ödeme yapma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu şekilde bağlayıcı hale gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir. Konkordatoya ret oyu vermiş alacaklılar ve alacağını konkordatoya yazdırmamış alacaklılar için de bu mecburilik geçerlidir. Alacaklılara karşı ödeme, tasdik kararında belirtilen şartlara göre yapılır. Buna “Konkordatonun Mecburiliği İlkesi” denmektedir.

Konkordatonun Borçtan Birlikte Sorumlu Olanlara Etkisi; konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklı, borçtan birlikte sorumlu olanlara (müşterek borçluya, kefile, borcu tekeffül edene) karşı bütün haklarını muhafaza eder. Bir başka anlatımla, konkordatoya onay vermemiş alacaklılar; borçtan birlikte sorumlu olan kişilere karşı, sanki konkordato yapılamamış gibi alacaklarını isteyebilme imkânına sahip olabilecektir. Bahsedilen bu durum, konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklılara açısından geçerli olacaktır.

Konkordatonun Takiplere Etkisi; Mühlet kararının verilmesi ile 6183 Sayılı Amme Alacakların Tahsili Usulü Hakkında Kanun’a göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere borçlu hakkında hiçbir takip yapılamamaktadır. Bunun yanı sıra, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları da uygulamaya konulamayacak ve zaman aşımı ile hak düşürücü süreler duracaktır. Ancak, İİK madde 206’da belirtilen birinci sıradaki imtiyazlı alacaklar bakımından haciz işlemleri devam edebilecektir.

Konkordato Haricinde Yapılan Vaatler; Borçlu tarafından, alacaklılarından birine konkordato projesinin dışında fazla vaatlerde bulunması Kanun gereği yasaklanmıştır. Bu düzenlemeye göre borçlu, alacaklılarından herhangi birine veya birkaçına, projedeki miktardan daha fazla ödeme veya projede öngörülen sürelere göre daha erken ödeme yapacağının vaadinde bulunamaz. Bu uygulamanın amacı, konkordatodaki alacaklıların tamamına eşit davranılması ve alacakların konkordatoda belirlenen koşullara göre tahsil edilmesinin sağlanmasıdır.

Yukarıda da bahsedildiği üzere, konkordato komiseri onayıyla doğan borçlar adî konkordato şartlarına tâbi değildir. Dolayısıyla, konkordato mühleti zarfında komiser onayıyla akdedilen sözleşmeler, konkordatodaki alacaklardan bağımsız olacağından, anılan hüküm bu kişiler için geçerli olmadığı gibi bu alacaklılar, alacaklarını vadesinde ve tam olarak talep edebileceklerdir.

Mevcut düzenleme, konkordato projesine aykırı olarak borçlu tarafından yapılacak her türlü vaatlerin hükümsüz sayılacağı yönündedir. Örnek vermek gerekirse; bu vaat malvarlığın gizlice başkasına aktarılması şeklinde olabileceği gibi borçlunun alacaklılardan birine karşılıksız hizmet etmeyi taahhüt etmesi şeklinde de olabilir. Bu tarz vaatlerin tamamı hükümsüz kabul edilecektir. Ancak öğretide, söz konusu vaatler eğer borçlunun malvarlığına doğrudan veya dolaylı olarak etki etmiyorsa, yapılan vaadin geçerli olabileceği ifade edilmektedir.

Rehinli Mallar Üzerindeki Etkisi; Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından konkordatonun tasdik edilmesine karar verilmesi halinde, alacakları rehinle güvence altına alınan alacaklılar, rehinli malı muhafaza altına alabilir ve satışlarını gerçekleştirebilir. Ancak Kanun, borçluya, rehinli malların muhafaza altına alınmasını ve satışının ertelenmesini mahkemeden talep etme hakkı tanımıştır.

Buna göre; mahkeme, borçlunun talebi üzerine tasdik kararıyla rehinli malın muhafaza altına alınmasın ve satışının bir (1) yılı geçmemek üzere ertelenmesine karar verebilir. Erteleme süresinde üst sınır bir (1) yıl olarak belirlendiği için mahkeme bir (1) yıldan daha az süreyle de erteleme kararı verebilir. Kanun gereği söz konusu rehinli malların muhafaza altına alınması ve satışının ertelenmesi konusunda bazı şartlar öngörülmüştür. Bu şartlar;

  • Rehinle temin edilen alacak konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
  • Rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizi bulunmamalıdır.
  • Borçlu rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır. Mahkeme tarafından, rehinli malların muhafazasının ve paraya çevrilmesinin ertelenmesine karar verilmesi halinde, satış isteme süreleri de işlemeyecektir. Kanun’da belirtilen rehin mal ifadesinde, daha önceki düzenlemenin aksine söz konusu malların taşınır veya taşınmaz olarak ayrımları yapılmadığı için, söz konusu hüküm taşınır ve taşınmaz malların tamamını kapsamaktadır.

Finansal Kiralama Konusu Mallar; Tıpkı rehinli mallarda olduğu gibi konkordato tasdik kararı verildikten sonra finansal kiralama konusu malların iade edilmesi istenebilir. Ancak, kanun burada da önceki düzenlemenin aksine, borçluya erteleme talep edebilme imkânı tanımaktadır. Buna göre borçlunun talebi üzerine mahkeme, tasdik kararında finansal kiralama konusu malların iade edilmesini bir (1) yılı geçmemek üzere erteleyebilir. Finansal kiralama konusu malların iade edilmesinin ertelenebilmesi için de aşağıdaki koşulların sağlanması gerekir;

  • Borçlu, finansal kiralama sözleşmesinin aynen ifasını üstlenmiş olmalıdır.
  • Finansal kiralamadan doğan kira alacağı konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
  • Ödenmemiş kira borcu, üç aylık tutarı aşmamalıdır.
  • Bu erteleme nedeniyle finansal kiralama konusu malın değer kaybından kaynaklanabilecek zarar, teminat altına alınmış olmalıdır.
  • Borçlu finansal kirala konusu malın işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve iade edilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.

Mahkeme, erteleme değerlendirmesi yapmadan önce rehinli alacaklıların veya finansal kiralama alacaklılarının yazılı görüşlerini istemek durumundadır. Bunun için mahkeme, konkordatonun tasdik duruşmasından önce yazılı görüşlerini sunmaları için bu alacaklılara davet gönderir. Ayrıca bu alacaklılar, tasdik duruşmasına da çağrılmak zorundadır.

Çekişmeli Alacaklar Hakkında Dava Üzerindeki Etkisi; Konkordato müessesesinde bir alacağı çekişmeli hale getirme yetkisi, iflas müessesesinin aksine, borçluya aittir. Borçlu, bildirilen alacaklara itiraz ederek, söz konusu alacağı çekişmeli hale getirebilir. Alacağı çekişmeli hale getirilen alacaklılara Kanun Koyucu tarafından dava hakkı tanınmıştır. Buna göre, alacakları itiraza uğramış alacaklılar, mahkemenin vereceği konkordato tasdik kararının ilânından itibaren bir (1) ay içinde dava açma hakkına sahiptir.

Davayı açma hakkı, alacağı tamamen veya kısmen itiraza uğramış alacaklılara tanınmıştır. Bunun yanında, konkordato mühleti içinde komiser onayıyla yapılan işlemler neticesinde alacaklı olan kişilerin de bu davayı açabilecekleri kabul edilmektedir. Ancak, bunun için tasdik yargılamasında alacakların mahkeme tarafından kabul edilmemiş olması gerekmektedir.

Konkordato projesi kapsamında bir çekişmeli alacak var ise mahkeme tarafından çekişmeli alacaklara isabet eden payın borçlu tarafından bankaya yatırılmasına karar verilebilir. Bu kararı tasdik kararı ile verecektir. Borçlunun, bu kararın kesinleşmesine kadar ilgili payı mahkeme tarafından belirlenen bankaya yatırması gerekir. Eğer alacağı çekişmeli konumda olan alacaklılar, Kanun’da belirlenen süre içinde dava açmaz ise borçlunun bankaya yatırdığı payın kendilerine ödenmesini talep edemezler. Bu durumda, bankaya yatırılmış olan pay borçluya iade edilecektir.

Alacağını süresi içinde yazdırmamış alacaklılar açısından da konkordato tasdik kararı bağlayıcıdır. Bu alacaklıların da borçlu tarafından reddedilerek çekişmeli hale getirilen alacakları hakkında dava açma imkânı bulunmaktadır. Ancak, buradaki dava açma süresinin bir (1) ay süreyle sınırlı olmadığı kabul edilmektedir.

Tasdik kararının ilân edilmesini takiben bir (1) ay süre geçtikten sonra bu alacaklılar tarafından dava açılır ve alacaklı lehine sonuçlanırsa, borçlunun bu alacaklılara da konkordatoya göre ödeme yapması gerekecektir. Alacağını yazdırmamış bu alacaklılar isterse mahkemeden doğrudan konkordatonun kendisi bakımından feshedilmesini de talep edebilir.

Süresi içinde dava açmayan kişilerin, alacakları üzerindeki hakları maddî hukuk bakımından sona ermemektedir. Söz konusu alacak hakkı, sadece tasdik edilen konkordato açısından sona ermektedir.

İlgili yargıtay Kararları

Haczin Düşmesi

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 23/06/2021 tarihinde verilen 2021/316 Esas 2021/382 Karar numaralı karara göre;

… Konkordato kararının 17/07/2020 tasdik edildiği, konkordatonun tasdiki kararı ile birlikte konkordatonun bağlayıcı hale geldiği, geçici mühlet kararından önce imtiyazlı alacaklar dışında başlatılan takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizlerin hükümden düşürüleceğine ilişkin İİK’nın 308/ç hükmü dikkate alındığında konkordatonun tasdiki ile hacizlerin düşeceği, bu hususta konkordato tasdiki kararının kesinleşmesinin gerekmediği, tasdik kararı veren Asliye Ticaret Mahkemesince de tasdik kararının bağlayıcılığı yönünden kararın kesinleşmesi koşuluna yer verilmediği görüldüğünden şikayetin kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

Konkordato Harici Yapılan Vaat

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 16/11/2020 tarihinde verilen 2020/754 Esas 2020/879 Karar numaralı karara göre;

… Borçlu davacının, konkordato projesinde belirtilen vadeden daha avantajlı bir ödeme planında ödeme yapacağına dair herhangi bir alacaklıyla anlaşamaz (İİK m. 308/d). Borçlunun böyle bir anlaşma yapması hâlinde bu vaat konkordato dışı vaat olarak kabul edilir. Böyle taahhütler İİK’nın 308/d maddesi hükmünün emredici niteliğinden dolayı hükümsüzdür.


Kaynakça

  • <https://www.aktas.av.tr/konkordato/tasdik-edilen konkordatonun-hukum-ve-sonuclari>
  • <https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/262125>
  • <https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/846894>
  • Ramazan Arslan, Ejder Yılmaz, Sema Taşpınar Ayvaz, Emel Hanağası, İcra ve İflas Hukuku, Yetkin Hukuk Yayınları.