MGC Legal’in Ortak Avukatlarından Sayın Adem AKKIR‘ın kaleme aldığı; “Girişimcilik ve Start-up Arasındaki Farklar Nelerdir?” başlıklı makalemizi okumanıza sunarız. İşte detaylar…
Girişimcilik Nedir?
Girişimcilik, esas itibariyle bir iş kurma ve işletme eylemini ifade ermektedir. Girişimci de bu bağlamda piyasada bulunan bir ihtiyacı karşılayan ürün veya hizmetler sunarak; risk almayı, fırsatları belirlemeyi ve değer yaratmayı hedef edinmektedir.
Girişimciliğin özünde yer alan bir iş kurma ve yürütme eylemi şirket büyüklüğü veya gelişme aşamasından bağımsız bir nitelik taşımaktadır. Yani girişimcilik; küçük yerel girişimlerden, büyük çok uluslu şirketlere kadar çok çeşitli işletmeleri ifade etmekte kullanılabilen geniş ve çok boyutlu bir kavram olarak öne çıkmaktadır. Bu itibarla, girişimciliğin özünde işletme büyüklüğünden bağımsız olarak mal ve hizmet piyasalarındaki bir sorunu veya fırsatı belirlemek ve bu sorunu çözmek için bir ürün veya hizmet geliştirmek olgusu yer almaktadır.
Girişimcilik, pazardaki bir ihtiyacı belirlemek ve yeni bir ürün veya hizmet yaratarak onu tatmin etmek amacıyla bir iş veya girişim kurma, var olan işi geliştirme veya farklı pazarlar oluşturmak sürecini kapsamaktadır. Bu çerçevede, girişimcilik bir fikri pazara sunmak ve onu başarılı bir girişime dönüştürmek için finansal, organizasyonel ve kişisel riskler almayı içermektedir.
Start-up Nedir?
Start-up; gelişiminin erken aşamalarında olan ve hızlı büyümeye odaklanan ve genellikle teknolojik bir çözüm öneren yeni bir işletme biçimini ifade etmektedir. Start-uplar bu yönüyle pazarda denenmemiş benzersiz bir ürün veya hizmeti mümkün olan en kısa sürede pazara sunmaya odaklanmış bir ekiple karakterize edilmektedir.
Bir start-up’ın amacı, yeni bir iş modelini doğrulamak, bir soruna ölçeklenebilir bir çözüm bulmak veya bir pazar ihtiyacını karşılamak ve nihayetinde de daha büyük, sürdürülebilir bir işletmeye dönüşmektir. Start-up, genellikle teknoloji merkezli ve başarıları büyük ölçüde yatırım sermayesini çekme, yetenekli bir ekip kurma ve hızla ölçeklendirme becerilerine bağlı olarak çalışmaktadır.
“Start-up” ve “girişimcilik” terimleri sıklıkla birbirinin yerine kullanılmakla birlikte bu kavramlar arasında belirgin farklılıklar söz konusudur. Start-up ile girişimcilik arasındaki olgusal ve yapısal farklılıklar olduğu gibi, iş süreçleri ve odak noktası bağlamında önemli birtakım ayrımlar da bulunmaktadır.
Girişimcilik, bir iş kurma, yürütme, yeni pazarlar bulma sürecinin tamamını kapsarken; start-up, hızlı büyüme ve yeniliğe odaklanan ve bunu teknoloji ile birleştiren belirli bir iş türüdür. Bu çerçevede, tüm start-uplar girişimciliğe örnektir, ancak her girişimcilik bir start-up değildir.
Bu noktada start-up kurucu ve yatırımcıları ise, yaratıcı ve yenilikçi, ve teknoloji ile barışık bir zihniyete sahip olan ve yeni ve benzersiz bir şey inşa etme arzusuyla hareket eden kişiler olarak değerlendirilebilecektir. Diğer yandan girişimci, uzun vadeli ve devamlı bir işletme fikrine sahiptir. Ayrıca sıklıkla girişimcilerin kariyerleri boyunca birden fazla iş kurabildiği görülmektedir. Bu durum karşısında, start-uplarda doğrudan işletmenin girişimlerde ise girişimcinin adı ve unvanının ön plana çıktığı ve markalaştığı görülmektedir.
Start-up, hızlı büyüme ve ölçeklenebilirlik potansiyeli ile karakterize edilen belirli bir iş girişimi türünü ifade etmektedir. Start-uplar genellikle mevcut ezberleri bozan veya yeni pazarlar yaratan yenilikçi ürünler veya hizmetler geliştirmeye odaklanmaktadırlar. Pusulanın diğer ucunda yer alan girişimler ise genellikle kısa bir süre içinde hızlı büyüme ve kârlılık elde etmeyi amaçlayan ve genellikle yüksek riskli, yüksek kazançlı girişimler olarak start-uplardan ayrışmaktadır.
Start-up ve girişimcilik arasındaki bir diğer fark, bu işletmelerin büyüme ve risk olgularına yaklaşımlarında görülebilmektedir. Girişimcilik, bir işletmeyi zaman içinde kurmayı ve ölçeklendirmeyi içeren uzun vadeli, yinelemeli bir süreçtir, start-up ise hızlı büyüme ve karlılık elde etmeye odaklanmaktadır. Girişimciler birden fazla iş kurabilirken, start-uplar genellikle belirli bir girişime odaklanır. Girişimcilik ayrıca daha geniş bir endüstri ve iş modeli yelpazesini içerirken, start-up şirketler genellikle teknoloji odaklıdır ve mevcut pazarları bozmaya odaklanır.
Sonuç
Sonuç olarak, hem startup’lar hem de girişimcilik risk almayı, değer yaratmayı ve iş kurmayı içerse de ayrı ayrı anlaşılması ve değerlendirilmesi gereken farklı kavramlardır. Girişimcilik, bir iş kurma ve yürütme eylemini ifade ederken, startup’lar hızlı büyüme, ölçeklenebilirlik potansiyeli ve yenilik ve bozulmaya odaklanma ile karakterize edilen belirli bir girişim türüdür. İkisi arasındaki farkı anlamak, bireylerin ve kuruluşların bilinçli kararlar almalarına ve başarı şanslarını en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı olabilecektir.
Bir start-up, hedeflerine ulaşmada başarılı olursa, yerleşik ve gelişen bir girişimcilik örneğine dönüşebilecektir. Diğer bir deyişle, start-up, bir ürün veya hizmet geliştirmeye, bir müşteri tabanı oluşturmaya ve iş modelinin uygulanabilirliğini test etmeye odaklanılan bir girişimcilik yolculuğunun ilk aşaması olarak görülebilmesi mümkündür. Nitekim, iş modeli başarılı olursa, girişim kanıtlanmış bir başarı geçmişine sahip tam teşekküllü bir girişimciliğe dönüşebilecektir.
Birçok start-up hedeflerine ulaşamadığı ve hayatta kalamadığı için, tüm girişimlerin başarılı bir girişimciliğe dönüşmeyeceğini not etmek gerekmektedir. Bununla birlikte, bir iş kurma ve büyütme süreci, gelecekteki girişimcilik çabaları için değerli deneyim ve dersler sağlayacaktır.
Mikro Ödeme – İşletmelere ve tüketicilere çevrimiçi ve çevrimdışı ödeme çözümleri sunan bir mobil ödeme şirketidir.
Getir – Yiyecek ve diğer ürünlerin hızlı, uygun fiyatlı teslimatını sağlayan talep üzerine teslimat platformudur.
Yemeksepeti – Müşterileri bölgelerindeki restoranlarla buluşturan çevrimiçi yemek dağıtım platformudur.
Hepsiburada – Tüketicilere geniş bir ürün ve hizmet yelpazesi sunan Türkiye’nin en büyük e-ticaret platformudur.
Trendyol – Çok çeşitli giyim, ayakkabı ve aksesuar sunan bir çevrimiçi moda ve yaşam tarzı perakendecisidir.
N11 – Elektronik, moda ve ev eşyaları dahil olmak üzere çeşitli ürünler sunan çevrimiçi bir pazar yeridir.
Pipedrive – İşletmelerin satış süreçlerini yönetmelerine ve takip etmelerine yardımcı olan bir müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) platformudur.
Modanisa – Başörtüsü, abaya ve diğer geleneksel giyim ürünleri dahil kadınlar için tesettür giyim konusunda uzmanlaşmış bir çevrimiçi moda perakendecisidir.
Bu sayılanlar Türkiye’deki başarılı start-uplardan bazıları olarak örneklenebilecektir. Ancak Türkiye’nin gelişen start-up ekosisteminde günden güne yeni birçok örneğinden de görüldüğünün de altı çizilmelidir.
Türkiye’deki Bazı Başarılı Girişimcilik Örnekleri
Ferit Şahenk – Medyadan finansa, turizmden gayrimenkule kadar çeşitli sektörlerde holdingleri bulunan, Türkiye’nin en büyük holdinglerinden biri olan Doğuş Grubu’nun Yönetim Kurulu başkanıdır.
Mustafa Koç – Otomotiv, enerji ve perakende gibi sektörlerde holdingleri bulunan, Türkiye’nin en büyük ve en çeşitli holdinglerinden biri olan Koç Holding’in Yönetim Kurulu Başkanıdır.
Hüsnü Özyeğin – Portföyünde bankalar, sigorta şirketleri ve yatırım şirketlerinden oluşan bir finansal hizmetler şirketi olan Fiba Holding’in kurucusudur.
Tuncay Özilhan – Otomotiv, içecek ve gıda sektörleriyle ilgilenen Anadolu Grubu’nun başkanıdır.
Ali Rıza Ersoy – Türkiye’nin lider beyaz eşya ve elektronik üreticisi ARÇELİK’in kurucusu ve CEO’sudur.
Bu girişimcilerin, zorlu bir ekonomik ortamda başarılı işler kurma ve büyütme becerisini göstermeleri ve Türkiye ekonomisi üzerinde önemli bir etki yarattıkları söylenebilecektir.
Anahtar Kelimeler: Startup ve Girişimcilik Farkı, Girişimcilik ve Start-up Arasındaki Farklar Nelerdir?
