Okuma Süresi: 3 Dakika

Metaverse Evreni ve Sanal Arsa Satışlarına Hukuki Bakış

Yazarlar: EKREM CAN NARİN, DUYGU BELEN CUMHURİYET
Metaverse Evreni ve Sanal Arsa Satışlarına Hukuki Bakış

İlk kez 1990’lı yılların başında bilim-kurgu romanlarına konu edilen; Black Mirror, Ready Player One gibi Dünya çapında milyonlarca izlenen yapımlara ilham kaynağı olan Metaverse evreni, teknoloji devi şirketlerin bu alanda büyük yatırımlar yapmaya başlaması sonucunda artık uzak bir gelecek olmaktan çıkmıştır.

Özellikle Dünya’nın sayılı markaların arasında yer alan Facebook’un Metaverse evrenine ilişkin olarak yapmış olduğu açıklamalar, yakın gelecekte bu evrenin azımsanamayacak kullanıcıya ulaşacağının en önemli göstergelerinden bir tanesidir. Metaverse evrenin ortaya çıkışı ve toplumun sanal evreni benimsemesi ile birlikte hukuki regülasyonların gerçekleşeceği kaçınılmaz gerçektir. Buna bağlı olarak, Metaverse kavramının hukuki boyutunu inceleme gereği doğmuştur.

Metaverse Nedir?

Sanal Arsaların Hukuki Niteliği Nedir?

Her ne kadar bu platformlarda satılan alanlar “arsa” şeklinde ifade edilse de merkezi olmayan bölgedeki sanal emlak arazileri esasen, Ethereum blok zincirine dayanan; OVR, MANA gibi kripto para birimleri ile alınabilen NFT‘lerdir. Bu arsaları kolayca aktarılabilir kılmak ve işlem güvenliğini sağlamak için Etherium blok zinciri kullanılmaktadır.

The Sandbox, Decentraland ve Somnium Space’de sınırlı parselde üretilen NFT arsaları satın alan arazi sahipleri, arazi parsellerinde hangi içeriğin yayınlanacağını kontrol edebilmektedir. Burada esasen alıcıya blockchain protokolünde ilgili tokene ait kayıt üzerinde değişiklik yapma yetkisi verilmektedir.

Alıcılar sanal arsaların üzerinde ev, konser ve sergi alanı gibi yapılar inşa edilebilmekte, çeşitli etkinlikler düzenleyerek bu etkinliklere giriş için bilet satışı yapılabilmektedir. Aynı zamanda, satın alınan arazide NFT sanat eserleri sergilenebilir, reklam panosu oluşturularak reklam sözleşmeleri yapılabilir. Söz konusu eklemeler platformda kullanıma hazır bulunan NFT’ler olabileceği gibi, kullanıcının kendi tasarımı da olabilirler.

Görüldüğü üzere, bu platformlar sahibine aldığı NFT üzerinde ekleme yapma ve bu şekilde pek çok hukuki ilişki tesis etme imkanı sağlamaktadır. Tüm bu gelişmeler ışığında, Metaverse evreninde arazi satışının hukuki boyutu ve herhangi bir hak ihlali karşısında nasıl bir sorumluluk yoluna gidileceği tartışma konusudur. Örneğin, sanal evrendeki arsaların satışı, taşınmaz satışı niteliğinde kabul edilirse sanal arsamız; taşınmaz satış vaadi gibi eşya hukukundan kaynaklanan sözleşmelere konu edilebilir veya sanal arsamıza hukuka aykırı şekilde girilmesi halinde el atmanın önlenmesi davası açılabilir.

Eşya Hukuku Açısından Değerlendirilmesi

Henüz blockchain teknolojisinin, kripto paraların ve NFT’lerin yasal düzenlemelerimizde açık bir tanımı yapılmış olmasa da “Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik” ile kripto paralar “Gayri Maddi Varlıklar” olarak tanımlanmışlardır.

Kripto paralar ile arasındaki temel farkı değiştirilemezlik (non-fungible) olan NFT’lerin de bu düzenlemeden hareketle gayri maddi varlıklar olduğu söylenebilir. Metaverse evrenindeki bazı gayri maddi varlıkların (platformların) aynı zamanda birer tasarım olduğu gözetildiğinde, yazılım boyutu açısından Sınai Mülkiyet Kanunu, fikri haklar açısından ise şartları taşıyorsa Fikri Mülkiyet Kanunu kapsamında korumadan yararlanması söz konusu olabilecektir. Bugünkü yasal mevzuatımıza baktığımızda Eşya Hukuku’nun konusunu ise maddi varlıklar oluşturmaktadır. Türk Hukuku’na göre eşya, bağımsız nesne olarak maddi bir varlıktır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 704. maddesi taşınmaz mülkiyetinin konusunu; arazi, tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar ve kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler olarak düzenlemiştir. Dolayısıyla gayri maddi varlıklar üzerinde, Eşya Hukuku’nun zilyetlik, tapu sicili, ayni hak, mülkiyet, rehin, ipotek gibi kavramlarının uygulanması mümkün görünmemektedir.

Bu nedenle, örneğin; kişilerin Metaverse evreninde satın almış oldukları arsaların üzerinde yaptıkları geliştirmeler, eklemeler şartlarına göre 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerince korunabilirken, bu arsaların üzerinde irtifak hakkı tesis edilmesi veya rehin müessesesinin işletilmesi mümkün görünmemektedir. Ancak, yukarıda bahsettiğimiz gibi, gelecekte Metaverse evreninin gelişmesi ve buna bağlı olarak taşınır-taşınmaz eşya, mülkiyet kavramlarına bakışın değişmesi sonucunda eşya hukuku bakımından da korumanın sağlanabileceği düzenlemeler yoluna gidilmesi kuvvetle muhtemeldir.

Örneğin, sanal evrende sahip olunan arsaların taşınmaz mülkiyetinin konusu olarak değerlendirilmesi durumunda, sanal arsanıza yapılan haksız saldırıya son verilmesi için Müdahalenin Men’i davası açılabilecektir.

Ceza Hukuku Açısından Değerlendirilmesi

Konuyu ceza hukuku açısından da değerlendirmek gerekirse, Metaverse evreninde dijital varlığınızın çalınması, malınıza zarar verilmesi veya avatarınızın hakarete maruz kalması durumunda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri işletilip fail hakkında hakaret, hırsızlık veya yağma suçundan sorumluluğa gidilebilecek midir? Ceza hukuku bakımından hırsızlık ve yağma suçları sadece maddi varlıklara karşı olan ihlalleri düzenlemektedir. Yazılımlar ve gayri maddi varlıklar bu suçların konusunu oluşturmamaktadır.

Yargıtay’a göre bilişim sistemi: Verileri toplayıp yerleştirdikten sonra otomatik işleme tabi tutma imkanı veren manyetik sistemlerdir. (Yargıtay CGK 25.11.2014 T, 2013/448 E, 2014/524 S.) Veri ise, Avrupa Konseyi Siber Suç Sözleşmesinin 1. maddesinde ‘Bir bilgisayar sisteminin belli bir işlevi yerine getirmesini sağlayan yazılımlar da dahil olmak üzere, bir bilgisayar sisteminde işlenmeye uygun nitelikteki her türlü bilgi’ şeklinde tanımlanmıştır. Buna göre, günümüz Metaverse platformlarında alınan arazilerin (Token) veri kapsamında tutularak, bunlara karşı yapılan ihlallerin TCK’nin 224. Maddesi ile cezalandırılması mümkündür.

Yine gelecekte Metaverse’in bir bilişim sisteminden ve içindekilerin birer veriden fazlası olarak değerlendirilmesi, buna bağlı olarak Ceza Kanunlarında değişikliğe gidilmesi kuvvetle muhtemeldir.

Metaverse Evreni ve Sanal Arsalar: Sonuç

Bugün Metaverse platformları olarak değerlendirilen pek çok platform esasen, içeriklerin şirkete ait olduğu ve kullanıcıların belirli lisans sözleşmeleri ile bu içerikleri kullandığı, nadiren bazı platformların kullanıcılara; yaptıkları eklemeler üzerinde fikri haklara sahip olma imkanı veren, günümüz bilgisayar oyunlarına benzerlik gösteren sistemlerdir.

Metaverse henüz amaçlanan noktada olmasa da bu yöndeki çalışmaların hız kazanması ve değişen kavramlar karşısında güncel hukukun yetersiz kalması, hukuki düzenlemelere olan gereksinimi de arttırmaktadır. Hukukun “kavram” ile olan organik bağlantısı gözetildiğinde insanların kavramlara yükledikleri anlam ve önemin her geçen gün değişmesi karşısında hukuki düzenlemelerin de bunlara uygun olarak değişmesi ve gelişmesi kaçınılmazdır.


Kaynakça

  • Guadamuz, D. A. (2021). TechnoLlama. <https://www.technollama.co.uk/what-will-property-look-like in-the-metaverse> adresinden alındı.
  • Kapoor, R., & Yaghoubi, S. ( 2021, Kasım 03). mondaq: <https://www.mondaq.com/unitedstates/fin-tech/1127424/a-brief-overview-of-the-metaverse-and-the-legal-challenges-it-will-present-> adresinden alındı.
  • Aydın, E.(1992). Bilişim Suçları ve Hukukuna Giriş. S. 3. Ankara: Doruk Yayınları.
  • Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2019/9265 E., 2020/258 K. 8.01.2020 T.
  • GÖKÇE NARİN Nida, A Content Analysis of the Metaverse Articles, S:1 (2021) s:17 – 24