Okuma Süresi: 4 Dakika

1999 Öncesi Sigortalılığın Hizmet Tespit Davası ile Tespiti ve Bu Durumun EYT Şartlarına Etkisi

Yazarlar: BURCU ÖZER, MELİH BAHTİYAR, TALHA EREN KURUKIZ
1999 Öncesi Sigortalılığın Hizmet Tespit Davası ile Tespiti ve Bu Durumun EYT Şartlarına Etkisi

1999 öncesi sigortalılık sürelerinin, emeklilik yaşı tartışmalarının merkezinde yer aldığı günümüzde, “1999 Öncesi Sigortalılığın Hizmet Tespit Davası ile Tespiti ve Bu Durumun EYT Şartlarına Etkisi” başlıklı makalemiz, konuya dair detaylı ve kapsamlı bir analiz sunuyor. Bu makalede, hizmet tespit davalarının nasıl açılacağı, sürecin işleyişi ve sonuçlarının emeklilik yaşı tartışmalarına olan etkisine dikkat çekiyoruz, 1999 öncesi sigortalılık sürelerinin emeklilik hesaplamalarına ve Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) konusundaki hak ve hükümlere nasıl etki ettiğini öğrenebilirsiniz.

Hizmet Tespit Davası Nedir?

Hizmet tespit davaları sigortasız olarak çalışan işçilerin, hizmet süreleri eksik bildirilen işçilerin, çalışma süresi az gösterilen işçilerin veya sigorta girişi kuruma geç yapılan işçilerin sigortalılığını bu şekilde yapan işverenlerine karşı açtıkları davadır. Bu davada kural olarak SGK da davaya feri müdahil olarak eklenir. Hizmet tespit davasının hukuki dayanağı 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 86. maddesinde hüküm altına alınmıştır. İlgili maddenin 9. fıkrasında;

Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.

Şeklinde hizmet tespit davasının tanımı yer almıştır. Maddeden anlaşılacağı üzere, hizmet tespit davalarında 5 yıllık hak düşürücü süre bulunmaktadır ve bu 5 yıllık hak düşürücü süre davacı işçinin çalıştığı hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan itibaren başlamaktadır.

Hizmet tespit davaları kural olarak dava açmadan önce zorunlu olarak SGK’ya başvuru gereken dava türlerinden olmayıp, SGK’ya başvuru yapılmadan da hizmet tespiti davası açılabilmektedir. Öte yandan, kişinin kendi isteği ile dava açmadan önce SGK’ya hizmet tespiti için başvuruda bulunmasında hukuki bir engel olmamakla birlikte SGK’ya yapılan başvurudan sonuç alınması da çok zordur.

Nitekim, çalışanın elinde halihazırda sigortasız çalıştırıldığı veya eksik gün üzerinden bildirildiği süreler ile ilgili çalışmasını kanıtlayabileceği belge olmadan bu başvurudan sonuç çıkmayacaktır. Hatta SGK’nın bu şekilde bir başvuruyu işleme almaması dahi söz konusu olabilir.

Hizmet tespit davasının hizmetin geçtiği son yılın sonundan itibaren 5 yıl içerisinde açılması gerekmektedir. Bu süre hizmet tespit davasında hak düşürücü süre olmakla birlikte hak düşürücü sürenin geçmesi halinde de birtakım istisna hallerinde yine de hak sahibine hizmet tespit davası açma hakkı tanınmaktadır. Bu istisna halleri ise şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Müfettiş durum tespit tutanağı ya da tahkikat raporlarıyla çalışma tespit edilmesi,
  • Sigortalı durumunda iken memurluğa geçmiş olunması,
  • İşveren imzalı ücret tediye bordrosunda sigortalıdan sigorta primi kestiğini açıkça gösterdiği halde sigorta primini Kuruma yatırmaması,
  • Asgari işçilik incelemesi neticesinde işverenden sigortalının primleri Kurumca icra yoluyla tahsil edilmesi,
  • İşe giriş bildirgesi Kuruma süresinde verilmiş; fakat bordrosu ve primi SGK’ya intikal ettirilmemesi,
  • İşçilik hakları tazminatlarına (ihbar, kıdem tazminatı, ücret alacağı vs.) ilişkin aynı döneme ait kesin hüküm niteliğini taşıyan yargı kararlarının olması,

Durumunda yukarıda bahsettiğimiz hak düşürücü süre uygulanmaz ve hak sahibi ilgili 5 sene ile bağlı kalmadan hizmet tespit davası açabilir.

İlginizi Çekebilir: Emeklilik İşlemleri Nelerdir?

Hizmet Tespit Davasının Şartları Nelerdir?

Yukarıda belirttiğimiz üzere, hizmet tespiti davası açılmasının en önemli şartı 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmemesidir. Hizmet tespiti davası açılabilmesi için diğer şartlar ise şu şekildedir:

  • İşçi hizmet ilişkisi kapsamında iş görme borcunu yerine getirmelidir.
  • İşçi ile işveren arasında bir hizmet ilişkisinin olması gerekmektedir.
  • İşçinin sigortasız çalıştırıldığının veya sigorta primlerinin eksik ödendiği durumunun SGK tarafından daha öncesinden tespit edilmemiş olması gerekmektedir.

Bu şartların sağlandığı bir durumun olması halinde artık işçi ilgili hizmet sürelerinin tespiti için dava açabilecektir. Hizmet tespiti davalarında görevli mahkeme de İş Mahkemeleridir.

Sigortalılık Başlangıç Tarihinin Tespiti Davası Nedir?

Sıkça hizmet tespiti davası ile karıştırılan bir dava türü olan sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davası hizmet tespiti davasından farklı olarak kişinin sigortalı olarak ilk kez çalışmaya başladığı tarihin tespiti istemine dayanır. Bu dava da hizmet tespiti davasının bir türü olmakla birlikte gerek taleplerde gerekse yargılama usullerinde ciddi farklar vardır.

Uygulamada bu davaya bir günlük sigortalı görünme davası da denilmektedir. Nitekim, davadaki talep ilk kez çalışmaya başlanılan tarihe ait hizmetin kuruma bildirilmemesinden doğmaktadır. Bu davanın açılması yerine bir günlük hizmet tespit davası açıldığı da kimi zaman uygulamada görülmektedir. Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasının açılabilmesi için işe giriş bildirgesinin bulunması şartı da vardır.

EYT’den Yararlanmak İçin Hizmet Tespiti Davası Açılması

Bilindiği üzere EYT’den yararlanmak için en önemli şartlardan bir tanesi de 8 Eylül 1999 tarihinden önce kişinin hizmet başlangıcının olmasıdır. İlgili tarihten önce çalışmasına rağmen sigortası yapılmayan işçiler için de EYT’den yararlanmak için hizmet tespiti ve sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davası son derece önem kazanmaktadır.

Belirtmek gerekir ki işçi, sigortasız çalıştığı günleri tespit davası ile tespit ettirebilirse EYT’den faydalanabilir. Nitekim her ne kadar EYT düzenlemesi henüz meclis onayından geçmese de çizilen çerçevede işçilerin hizmet borçlanması ya da hizmet tespiti yaparak EYT’den yararlanabilmesi mümkün görünmemektedir.

EYT’den yararlanmak için gereken 8 Eylül 1999 tarihinden önce kişinin hizmet başlangıcının olması hizmet tespit davası ile sağlanabilecektir. Bu nedenle EYT hakkındaki son gelişmelerden sonra hizmet tespit davası çokça sorulan ve tercih edilen bir yol olmaya başlamıştır.

Belirtmek gerekir ki EYT için gereken 8 Eylül 1999 tarihinden önce fiilen çalışması bulunup hizmet başlangıcı görünmeyen kişiler EYT düzenlemesinden yararlanmak için hizmet tespit davası yolu ile hizmet başlangıçlarını tespit ettirip EYT düzenlemesinden yararlanabilecekler ise de burada dikkat edilmesi gereken birtakım hususlar vardır.

Öncelikle yukarıda belirttiğimiz üzere hizmet tespit davası 5 yıllık hak düşürücü süreye bağlı olup yukarıda detaylarına yer verdiğimiz istisnalar hariç olmak üzere hizmetin olduğu son yılın sonundan itibaren 5 yıllık süre içerisinde ilgili hizmetlerin tespiti davasının açılması gerekmektedir. Hak sahibi kişi hizmet tespit davasını açıp ilgili belgelerden birini mahkemeye sunduğu takdirde hak düşürücü süre işlememiş sayılacak ve hakim tespit davasına yönelik maddi anlamda hüküm verebilecektir.

Sonuç

Sonuç olarak, hizmet tespiti işçinin sigortasız, sigorta süresi eksik veya çalışma süresinin az bildirildiği durumlarda açılan dava olup EYT için gereken 8 Eylül 1999 öncesi çalışmaya başlama koşulu bu davanın açılıp kazanması ile yerine getirilmiş olur. Bu kapsamda da, hak düşürücü sürelere dikkat edilmesi, ayrıca hizmetin varlığına ilişkin tanık, yazılı belge vb. delillerin mahkemeye sunulması gerekmektedir.


İlginizi Çekebilir: