[rt_reading_time label="Okuma Süresi:" postfix="Dakika" postfix_singular="Dakika"]

EYT ile Emekliliğe Hak Kazananların Çalışmaya Devam Etmesi ve Alacak Durumu

Yazar: MGC LEGAL
EYT ile Emekliliğe Hak Kazananların Çalışmaya Devam Etmesi ve Alacak Durumu

Bilindiği üzere, uzun süredir konuşulmakta olup; geçtiğimiz günlerde meclisin onayına gelen EYT düzenlemesi kamu ve özel sektör fark etmeksizin pek çok çalışanı etkilemiş durumda. EYT, genel itibariyle emeklilik için gereken şartlardan prim ve gün sayısını doldurup yaş sınırından dolayı emekli olamayanlar hakkında getirilmiş olup; yaşa takılan işçiler için emekliliğin önünü açan bir düzenleme.

Düzenleme genel hatlarıyla bu şekilde olmakla birlikte; içerisinde pek çok soru işareti bırakan durum barındırmaktadır. İşçiler açısından pek çok merak edilen soru olduğu kadar, düzenlemenin işverenlere de etki etmesi nedeniyle işverenler açısından da ortada cevap arayan sorular bulunmaktadır.

Düzenlemenin arka yüzünde beliren bir durum da; EYT ile emekli olanların çalışmaya devam etmesi durumudur. Nitekim, değişen ekonomik koşullar ile birlikte EYT düzenlemesi, düzenlemeden faydalanıp emekli olan işçiler için emekli olup emekli maaşıyla geçinmekten ziyade emekli maaşını alıp ekstra başka işte çalışma olarak değerlendirilmekte.

Bu kapsamda, ortaya, çalışmaya devam eden işçilerin emekli olduktan sonraki çalışma koşulları ve işten ayrılacakları zaman hak kazanacakları kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücretleri ile ilgili sorunlar çıkmaktadır.

Yazımızda öncelikle EYT düzenlemesinin sınırlarını ve düzenleme ile getirilen yenilikleri anlatıp, sonrasında EYT ile emekli olduktan sonra çalışmaya devam edilmesi durumunu işçi ve işverenler açısından ele alacağız.

İlgili İçerikler:

EYT Düzenlemesinin Kapsamı Nedir?

EYT düzenlemesine sebebiyet veren asıl problem 4447 Sayılı Kanun ile 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’na eklenen geçici 81. madde ile ortaya çıkmıştır. İlgili Kanun’un yürürlüğe girdiği 08.09.1999 tarihi öncesindeki düzenlemeye göre; kadın için 50 ve erkek için 55 yaşını doldurmak ile birlikte, en az 5000 gün prim ödeme şartının yerine getirilmesi veya kadın için 50 ve erkek için 55 yaşını doldurmak ile 15 yıldan beri sigortalı olunması ve en az 3600 gün prim ödenmiş olması ya da kadın ise 20 erkek ise 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 5000 gün prim ödenmiş olması şartlarının yerine getirilmesi durumunda yaşlılık sigortasına hak kazanılabiliyor iken, 4447 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme uyarınca; bu şartlara ek olarak sigortalıların belirli yaş koşullarını sağlıyor olmaları şartı da aranmaya başlanmıştır.

Yeni düzenleme ile birlikte ise; yaş şartının 08.09.1999 dahil olmak üzere bu tarihten önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası kapsamında çalışmaya başlayanların ve 9.9.1999 dahil olmak üzere bu tarihten sonra malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası kapsamında çalışmaya başlamalarına rağmen sigortalılık başlangıç tarihini geriye götürmeye imkan tanıyan hükümler ile yaptıkları borçlanmalar ile sigortalılık başlangıç tarihi 8.9.1999 öncesi olacak şekilde geri götürenlerin emeklilik için aranan şartlardan yaş şartından muaf olmaları sağlanmakta.

Düzenlemenin getirdiği esas yenilik bu olmakla birlikte; düzenleme kapsamında ekstra düzenleyici hükümler ve teşvikler de bulunmakta. Örneğin düzenleme ile birlikte genç yaştaki çalışanların iş hayatından çıkmamaları ve çalışma hayatının desteklenmesi kapsamında yaşlılık aylığı alan kişilerin çalışmaya devam etmesini teşvik niteliğinde sigorta prim teşviki verilmesi de yeni düzenlemenin kapsamına girmiş durumda. Buna ek olarak, çokça merak edilen ve düzenlenmeye ihtiyaç duyulan taşeron işçilerin durumu hakkında da “696 KHK ve 375 Sayılı KHK kapsamındaki işçilerin yaşlılık, emeklilik ve malullük aylığı kazanmaları halinde iş sözleşmelerini zorunlu olarak feshedilmesini gerektiren hükümlerin yürürlükten kaldırılması’’ şeklinde düzenleme getirildi. Düzenlemenin işverenler açısından barındırdığı teşvikler de bulunmakla birlikte bunlardan en önemlisi de bu maddenin yürürlük tarihinden sonra ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlanması için talepte bulunularak aylık bağlananların aynı işyerinde SGDP’den yararlanarak çalışmaya devam etmeleri halinde bu sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin SGDP maliyetlerinin azaltılması için 5 puanlık prim indirimi sağlanması ve bunun hazineden karşılanması şeklindedir.

Düzenleme kapsamında merak edilen bir diğer durum da şu şekilde; sigortalıların bağlı oldukları sigorta koluna göre emeklilik için aranan gün ve prim şartlarında değişikliğin olup olmayacağı idi. Bu konu da düzenlemenin resmi şekilde meclis önüne gelmesi ile cevabını bulmuş durumda.

Düzenlemeye göre SSK’da (4/a statüsünde) prim gün sayısı, BAĞ-KUR (4/b) ve Emekli Sandığındaki (4/c) kadınlarda 7.200, erkeklerde 9000 prim gün şartları, sigortalılık süresinde erkeklerde 25 yıl, kadınlarda 20 yıl şartı, kısmi emeklilikte SSK’da (4/a) 3600 gün ve 58-60 yaş şartı gibi gün ve prim şartlarında herhangi bir değişiklik olmadan ilgili şartlar varlığını devam ettiriyor.

EYT ile Emekli Olup Çalışmaya Devam Edenlerin; Kıdem Tazminatı, Yıllık izin Alacağı ve Fazla Çalışma Alacaklarının Durumu Ne Olacak?

Yukarıda bahsettiğimiz üzere, EYT ile emekliliğe hak kazananların birçoğunun çalışmaya devam etmesi beklenmekte. Aynı zamanda işverenlerin de EYT ile emekli olan işçilerin çalışmaya devam etmeleri halinde SGDP’de 5 puanlık indirim teşviki bulunmakta. Bu nedenle EYT ile emekliliğe hak kazanan işçilerin çalışmaya devam etmesi durumuna ilişkin sorunlar bir süre daha gündemi meşgul edecek gibi duruyor.

Öncelikle belirtmek gerekir ki işçi EYT ile emekliliğe hak kazandıktan sonra zorla emekliye ayrılmak zorunda değildir, çalışmalarına devam edebilir. Çünkü iş akdini sonlandırmak sözleşeme serbestisi kapsamında işçiye verilen bir haktır. Eğer işçi emekli olup o şekilde iş ilişkisinin devam etmesini istiyorsa emeklilik nedeni ile feshe ilişkin şartları sağladığına yönelik bulunduğu yerdeki SGK’dan bir belge alır.

İşçi bu belgeyi fesih iradesi ile işverene sunduğu takdirde iş sözleşmesi emeklilik nedeniyle feshedilmiş olur. İşçi için geçerli olan sözleşme serbestisi işveren için de geçerli bir ilke olup bu ilke kapsamında işveren işçi ile tekrardan çalışmaya devam etmek zorunda değildir. Bu nedenle ilgili hak edişlerini işçiye ödeyip işçi ile yollarını ayırabilir.

Kural olarak çalışanın emekli olması durumunda emeklilik sebebi ile işten çıkışı yapılıp çalışanın hak ettiği kıdem tazminatı ve diğer tüm hak edişleri kendisine ödenmişse çalışanın ilk çalışma dönemi tamamen tasfiye edilmiş sayılır. İlk çalışma döneminin tamamen tasfiye edilmesinin şartı da işçinin emeklilik sebebi ile çıkışı yapıldığında işçiye kıdem tazminatı, yıllık izin, prim gibi tüm alacaklarının ve hak edişlerinin ödenerek bu çalışma döneminin ibra edilmiş olmasıdır.

Bu şartı sağlamayıp işçinin tüm haklarının ödenmemesi sonucunda emeklilik öncesi çalışma döneminin tamamen tasfiye edilememiş olmasına hükmedilen Yargıtay kararları mevcut olduğu için işçiye tüm hak edişlerinin ödenerek emeklilik öncesi çalışma döneminin tamamen tasfiye edilmesi çok önemli bir husustur.

Emeklilik nedeniyle iş akdinin feshedilmesi diğer sözleşme fesihlerinden farklı olarak iki çalışma dönemi arasındaki sınırın en net çizildiği fesih durumu denilebilir. Başka bir deyişle diğer fesih sebepleri ile yapılan fesihlerde önceki dönemin tamamen tasfiye edilmemiş olması durumu ile karşılaşılabilmektedir. Bu şekilde ilk dönemin tasfiye edilmesinin en net şekilde ortaya çıktığı durum emeklilik ile fesihte yapılan tasfiyedir.

Örneğin kimi işletmelerde görülen ve sık sık da işverenler tarafından başvurulan bir durum olan girdi çıktı şeklinde yapılan ve işçinin birikmiş kıdemini ödeyip sonradan işten çıkarırken yüklü miktarda tazminat ödenmemesini amaçlayan ilk dönemin tasfiyesi sonuç doğurmayacak olup ilk dönem çalışması tasfiye olmaz.

Yargıtay kararları genellikle bu yönde olmakla birlikte işçi tarafından yapılan çıkıp girme arasında belli bir zaman varsa veya bu gir çıktıdaki amaç sonradan kıdem tazminatını toplu ödemekten kaçınmaya yönelik değilse Yargıtay bu durumlarda girme çıkma durumunda da ilk dönemin tasfiyesini kabul edebilmekte.

EYT ile emekli olanlar hakkında henüz bu konuda özel bir düzenleme getirilmemiş olsa da EYT ile emekliliğin de sonuçlarının EYT kapsamında olmayanlar hakkında uygulanan genel düzenlemeye göre olacağı söylenebilir. Bu nedenle yukarıda anlattığımız genel düzenlemenin EYT ile emekli olanlar için de uygulanacağı ve buna binaen ilgili şartlarda ilk dönemlerin tasfiye edilebileceğini belirtmek gerekir.

EYT ile Emekli Olup Çalışmaya Devam Edenlerin Durumu Ne Olacak?

Çalışma döneminin tamamen tasfiye edilmiş sayılmasının en önemli sonuçlarından bir tanesi de emeklilik öncesi çalışma döneminin tamamen sona ererek ortadan kaldırılmış olmasıdır. Bunun sonucunda emekli olan çalışanın emeklilikten sonra tekrar işe girişi yapıldığında işveren yeni döneme ilişkin ücret, yıllık izin vb. yan hakları yeniden belirleyebilecektir. Bu kapsamda emekli olan işçi ile emeklilikten sonra tekrardan sözleşme imzalanabilir; maaş vb. hakları da tekrardan belirlenebilir.

Çünkü artık ortada yeni bir çalışma dönemi bulunmaktadır. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken noktalardan bir tanesi de işçi sırf emekli olduktan sonra çalışmaya devam ediyor diye işçinin çalışma koşullarında eşitsizlik yaratacak düzeyde farkın olmamasıdır. Nitekim bu durum ayrımcılık yasağının ihlali anlamına gelecektir.

Genel kural bu şekilde olmakla birlikte EYT ile emekli olanların durumunda da yeni düzenleme ile bir farklılık öngörülmemiş durumda. Bu nedenle genel düzenlemenin EYT ile emekli olanlar için de uygulanacağını söylemek mümkün.


İlgili İçerikler: