Okuma Süresi: 7 Dakika

Zorunlu Trafik Sigortası Nedir?

Yazarlar: KERİM KOCAMAN, AYŞE ECEM DUTAL
Zorunlu Trafik Sigortası Nedir?

Zorunlu Trafik Sigortası, devlet tarafından bütün motorlu araç sahiplerine yapılması zorunlu tutulmuş olan ve kaza sonucunda diğer araç veya üçüncü şahıslara verebilecek zararlar için kişiyi güvence altına alan bir sigorta türüdür. Karayolları Trafik Kanunu (KTK) 91’e göre, “işletenlerin, bu kanunun 85.maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur” denilerek trafik sigortası yaptırma işleminin zorunlu olduğu vurgulanmıştır.

İlgili kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüs unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” denilerek zarar görenin zararının giderilmesinin önemi belirtilmiştir. Ayrıca, belirtmek gerekir ki, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesine göre motorlu taşıt işletenin sorumluluğu bir tehlike sorumluluğudur.

Yukarıdaki bilgilere göre, motorlu bir aracın karayollarında işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması gibi durumlarda, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dâhilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüne Zorunlu Mali Trafik Sigortası adı verilmektedir.

Sigortanın amacı, trafik kazaları nedeniyle üçüncü kişilerin uğrayacakları zararların kolayca temin edilmesi ile zarardan sorumlu olan işletenin kaza riskine karşı ekonomik bakımdan korunması olacaktır. Kanunun yukarıda belirtilmiş olan ilgili maddeleri uyarınca Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasını yapan sigortacı, işletenin sorumluluğunu üstlenir. Türk Ticaret Kanunu (TTK) 1484’e göre sigortacının sorumluluğu zorunlu sigorta miktarıyla sınırlıdır. Poliçe limiti miktarını aşan kısım bakımından başka bir sigorta mevcut değilse, limiti aşan kısımdan bizzat kişi sorumlu olmaktadır.

KTK’ya göre, sigortacının işletenin yerine geçerek doğan zararı tazmin etmesinin belli şartları mevcuttur. Bu şartlar, genel şartlar ve özel şartlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Genel şartlara göre; bir zarar doğmuş olmalı, zarar trafik kazası sonucu ortaya çıkmış olmalı, bu zararı motorlu araç vermeli ve son olarak; kaza ile motorlu araç arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır. Özel şartlar da KTK’da belirlenmiştir, ikiye ayrılmaktadır; trafik kazasından doğan zararın aracın işletilmesinden veya işletilme halinde olmayan araçlarda işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurundan ya da araçtaki bozukluktan veya kazadan sonra yapılan yardım fiilinden ileri gelmesi ve işletenin kurtuluş kanıtı getirememesi olarak belirtilmiştir.

Kanunda belirtilen düzenlemelere göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası yaptırmamış olan araçların trafiğe çıkması yasaktır. Yapılmış olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın belirli periyotlar içerisinde yenilenmesi gerekmektedir.

Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın temel özellikleri şunlardır; zarar gören kişi sigortacıya doğrudan talepte bulunabilir veya dava açabilir, işleten değişse bile sigorta ile himaye edilen yarar sürekli olarak koruma altındadır, sigortacı ile işleten arasındaki iç ilişkide defiler zarar görene karşı ileri sürülemez ve tedavi giderleri, tazminat ve diğer giderler zarara uğrayan şahsa gecikmeden ödenmektedir.

Zorunlu Trafik Sigortasından yararlanma şartları şunlardır;

  • İşletenin kendisinin uğrayacağı bir zarar söz konusu olmamalıdır.
  • Motorlu bir araç söz konusu olmalıdır.
  • Sigorta kapsamındaki kaza “karayolunda” olmalıdır.
  • Motorlu araç işletme halinde olmalıdır.
  • Hatır taşıması söz konusu olmamalıdır.
  • Zarar görenin beraberinde bulunan eşya zarar görmelidir.
  • Aracın çalınma ve gasp edilmesinde işleten ve eylemlerinden sorumlu kişilerin kusurunun bulunmaması gerekmektedir.
  • Motorlu bisiklet sürücülerinin uğradığı zararlardan da sigorta şirketi sorumlu değildir.

Zorunlu Trafik Sigortası; araç taşınırken veya servisteyken meydana gelen zararları karşılamamakta, kaza meydana geldikten sonra kişiye açılmış olan “manevi tazminat” davaları için güvence sunmamakta, gösteri gibi etkinliklerde ortaya çıkabilecek hasarları karşılamamakta, kaza meydana geldiğinde araca bağlı olan römorkta yer alan eşyaların göreceği zararı karşılamamaktadır. Ayrıca kişi sigorta primini ödemediyse sigorta şirketinin herhangi bir ödeme yapma yükümlülüğü bulunmamaktadır.

Alınan Aracın Sigortası Ne Zaman Yapılmalıdır?

Sıfır araç alındığında bu sigorta trafiğe çıkmadan yapılmaktadır. Ruhsat işlemlerinden önce sigorta süreçleri tamamlanmaktadır. Aracın alındığı galerilerin anlaşmalı oldukları sigorta şirketlerinin yanında kişi eğer dilerse başka bir şirket üzerinden de poliçeyi düzenletebilmektedir. Zorunlu Trafik Sigortası’nın limitleri ve teminatları Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenerek, ücretleri ve standartları hali hazırda belirlidir.

İkinci el araçlarda sigorta yaptırmak için 15 günlük süre tanınmaktadır. Araç sahibinin aracı sattıktan sonra prim iadesi alabilmesi için sigorta şirketine 10 gün içinde bildirimde bulunması gerekmektedir. Sigortalının değiştiği durumda mevcut sözleşme, değişim tarihi itibariyle kendiliğinden sona erecek, ilgiliye gün esasına göre prim iadesi yapılacaktır.

Fakat bu sözleşme, sigortalının değiştiği tarihten 15 gün süresince herhangi bir işleme gerek kalmadan ve prim ödemeden aracın yeni sahibi için sözleşme yapılana kadar geçerlidir. Noterde devir işlemleri gerçekleştikten sonra aracın yeni sahibinin 15 gün içinde Zorunlu Trafik Sigortası’nı yaptırması gerekmektedir.

Bu süre içinde olabilecek kazalarda aracın eski sigortası kapsamında işlem yapılır, bu şekilde ek bir maddi yükün oluşması engellenmektedir. Fakat eğer alınan aracın zaten bir sigortası yoksa 15 günlük süreden bahsedilemeyecektir. Trafik sigortasından yararlanma imkânının ortadan kalktığı durumlarda “güvence hesabı” devreye girmektedir.

15 günlük süre aşıldığında, herhangi bir çevirmede yakalanan araç sahipleri için cezai işlem yapılmaktadır. Zorunlu trafik sigortasını yaptırmamış ya da sigortasının süresi dolmuş olan araçların trafiğe çıkması yasaktır.

Bu süreçte araçların sahipleri, kendi adlarına sigorta yaptırmama durumunda trafik ekiplerince araca el konulma işlemleri ile karşılaşabilmektedir. Bunun yanında idari para cezasının da uygulanabilirliği vardır. Sigorta işleminin tamamlanmasıyla da çekilen araçların otopark ücreti ve sigorta gecikme cezası da araç sahibi tarafından ödenecektir. Ayrıca sigortalıyken satılan, üzerine alıcı tarafından yeni bir trafik sigortası yaptırılacak araç için aracın eski sahibi, sigorta şirketine başvurarak kalan süreye dair ücret iadesi başvurusunda bulunabilecektir.

Sigortacının Rücu Hakkı Nedir?

Sigortacının sorumluluğu, poliçenin düzenlendiği andan itibaren başlamaktadır. Sigorta ettiren sözleşmeyi imzalarken rizikoyu etkileyecek hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Ayrıca, sözleşme yapıldıktan sonra da sigorta ettiren, rizikoyu arttıran veya azaltan durumları sigortacıya haber vermekle yükümlüdür. Eğer haber verilmezse sigortacı artması gereken prim değeri kadar sorumluluktan kurtulacaktır.

KTK 85’in son fıkrasına göre işleten, araç sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğundan sigortacının sorumluluğunun zararın niteliği yönünden de işleten gibi değerlendirilmesi gerekmektedir. İlgili maddenin ilk fıkrasına göre de sigortacının tazminat yükümlülüğünün azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin haller, sigortacı tarafından üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden, sigortacı zarar görene ödeme yaptıktan sonra, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını ve indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir.

2918 Sayılı kanunda, hangi hallerin sigortacının tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya tazminat miktarının azaltılması sonucunu doğuran durumlar olduğu sayılmamıştır fakat Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi Genel Şartlarının B. 4 maddesinde bu durum, “zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının işletene rücu hakkı” başlığı altında açıklayıcı bir düzenlemeye tabi tutulmuştur. İlgili düzenlemeye göre;

  • Tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana geldiyse,
  • İşleten yetkili makamlardan izin almadan düzenlenen bir yarış için KTK uyarınca yapılması gereken özel bir sigortanın yapılmamış olduğunu biliyorsa veya gerekli özeni göstermesi halinde bilebilecek durumdaysa,
  • Tazminatı gerektiren olay, aracın KTK hükümlerine göre gereken ehliyete sahip olmayan kişiler tarafından sevk edilmesi sonucunda meydana geldiyse,
  • Tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş ya da olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş olmalarından ileri geliyorsa,
  • Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmişse,
  • Sigorta ettirenin, rizikonun gerçekleşmesi halinde B.1 maddesinde belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
  • Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında işletenin kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse; sigortacı, işletene karşı rücu hakkını kullanabilecektir.

Rücu hakkı, zarar gören alacaklıya karşı sözleşmeden veya haksız fiilden dolayı diğer kişiler ile birlikte tazminat sorumluluğu taşıyan ve zararın telafisi için kendisine müracaat edilen borçlunun bunu ödedikten sonra diğer borçlulara hissesi oranında başvurmasıdır.

Sigorta şirketi, rücu hakkını dava yoluyla da kullanabilmektedir. Bu davaya ise “rücu davası” adı verilmektedir. Burada, sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davası, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmaktadır. Bu durumda, zarar gören sigortalının aynı zarar için iki defa tazminat alarak haksız zenginleşmesi önlendiği gibi, sigortalıya zarar veren kimsenin sorumluluktan kurtulması gibi haksız bir durumun da ortaya çıkması engellenir.

Eğer zarar görenin kusuru varsa, bu durum sigorta şirketinin ödeyeceği tazminatta indirim sebebi olarak ortaya çıkar. İndirim oranı ise sigortacının ödeyeceği sınırlı limit üzerinden değil, tüm zararlar üzerinden hesaplanır. Motorlu aracın neden olduğu zarar sonucunda Zorunlu Trafik Sigortası ile tazminat ödeme yükümlülüğünü üzerine alan sigortacının sorumlu olduğu miktar için zarar gören, dava yolundan önce İİK hükümleri uyarınca ilamsız icra takibi de yapabilmektedir.

Zorunlu Trafik Sigortası Yaptırmama Cezası Nedir?

2022 yılında ödenmesi gereken trafik sigortası yaptırmama cezası 196 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır. Bunun yanında, araç sahibinin trafik sigortası basamağı herhangi bir kaza yapmamış olsa bile sabit kalıyor ve trafik sigortası poliçesinde hasarsızlık indirim hakkı kaybedilmektedir. Ayrıca, zorunlu trafik sigortasını yaptırmama ve 1 yıllık poliçe süresi dolan sigortayı yenilememe durumunda, geçen her ay için %5 oranında gecikme zammı uygulanacaktır.

Kaza Anında Araçta Zorunlu Trafik Sigortası Bulunmaması Durumunda Ne Olur?

Zorunlu Trafik Sigortası olmadan kaza yapılması durumu ciddi sonuçlar doğurabilen bir durumdur. Bu durumda birkaç farklı ihtimalden söz etmek yerinde olur.

  • Öncelikle, eğer karşı tarafın kasko sigortası bulunuyorsa ve kazada trafik sigortası olmayan araç kusurlu bulunulursa, araçla yol açılan zarar karşı tarafın kaskosu ile karşılanmaktadır. Yani karşı taraf sigorta şirketleri tarafından korunarak; maddi kayıp yaşaması engellenmeye çalışılmaktadır.
  • Trafik sigortasına sahip olmayan aracın sürücüsü kazada kusurlu bulunursa, sigorta şirketinin karşı araç için yaptığı ödemeyi, kusurlu kişi tazmin etmekle yükümlü olabilir. Burada kusursuz kişinin yapabileceği iki seçenek vardır; rücu hakkı ve devlet güvence hesabıdır. Rücu edildiği anda kusursuz tarafın sigorta şirketi tazminat miktarını sigortasız taraflardan isteyecek ve böylece hasarsızlık indirimi devam edecektir. Devlet Güvence Hesabı ise bedensel hasarların yaşandığı kazalarda geçerli olmaktadır. Devlet Güvence Hesabı ile hem kişinin hem de araçtaki kişilerin aldığı zararlar koruma kapsamında olmaktadır.
  • Kazaya karışan karşı tarafın sigortası yoksa bu durumda her iki taraf da kendi masraflarını ödemek mecburiyetinde kalacaktır. Bu durum pek çok anlaşmazlıklara yol açabilmekte, nihai olarak süreç mahkemede sonuçlanabilmektedir. Bu hallerde davayı kaybeden taraf, karşı tarafın mahkeme masraflarını da üstleneceğinden, bütün bunların yanında sigortasız kazaya karışması durumunda da ağır bir bedel ödemek durumunda kalınabilecektir.
  • Kazada kusurun kimse olduğu tespit edilemiyorsa ve karşı tarafta zorunlu trafik sigortası yoksa zarar gören kişi/kişiler Devlet Güvence Hesabı ile korunmaktadır. Fakat kazada yaralanma yahut ölüm yoksa Devlet Güvence Hesabı devreye girmemektedir. Aşağıda belirtilen hallerde;
  • Kazaya neden olan aracın tespit edilemediği durumlar,
  • Kaza yapan aracın trafik sigortası kaza tarihinde geçerli değilse,
  • Kazaya karışan araç, çalıntı yahut gasp edilmiş bir araçsa,
  • Trafik sigortasını yapan firmanın mali durumu iyi değilse, bazı ruhsatları iptal edilmişse, iflas etmişse ya da iflas edecek haldeyse, Devlet Güvence Hesabı uygulanma alanı bulacak ve zarar gören kişi/kişiler korunacaktır.

Taşıyanın yakını olsun ya da olmasın herhangi bir kişiyi ücret almaksızın bir yerden bir yere götürmesidir. Yaralanan veya ölen kişi hatır için karşılıksız taşınıyorsa veya motorlu araç yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmişse işletenin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk genel hükümlere göre belirlenir.

Süreçlerle ilgili daha detaylı bilgi almak için ekibimizle iletişime geçebilirsiniz.


İlginizi Çekebilir: Zorunlu Deprem Sigortası Nedir?