Okuma Süresi: 3 Dakika

Deprem ve Doğal Afetlerin İş Sözleşmesine Etkisi Nedir?

Yazarlar: BURCU ÖZER, BEGÜM BAYRAM, BATUHAN DOĞAN, TALHA EREN KURUKIZ
Deprem ve Doğal Afetlerin İş Sözleşmesine Etkisi Nedir?

MGC Legal’in İş Hukuku Departmanının kaleme aldığı “Deprem ve Doğal Afetlerin İş Sözleşmesine Etkisi Nedir?” başlıklı yazımızı okumanıza sunarız.

Deprem ve doğal afetler, çalışma hayatının etkilendiği durumlardan biridir. İş sözleşmesi, işveren ve işçi arasındaki anlaşmalardan oluşan bir belgedir ve bu belge, işveren ve işçinin hak ve yükümlülüklerini tanımlar. Deprem ve doğal afetler, bu hak ve yükümlülükleri etkileyebilir. Peki, deprem ve doğal afet gibi durumlarda iş sözleşmeleri nasıl etkilenir? İşçinin ve işverenin bu gibi durumlarda hakları nelerdir? Detaylar aşağıda…

Deprem ve Diğer Doğal Afetlerin İş Sözleşmeleri Üzerindeki Etkisi Nelerdir?

Deprem gibi doğal afetlerde tüm ülke ve tabii ki iş hayatı derinden etkilenir. Bu gibi durumlarda işçinin ve işverenin hakları ne olacaktır? İş sözleşmesinde, işverenin işçiye verdiği iş yerinin güvenliği konusunda sorumlu olduğu belirtilir. Bu nedenle, işverenin deprem veya doğal afet gibi durumlarda işçilerin güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğu söylenebilir. İş sözleşmesinde, işverenin iş yerinde gerekli güvenlik önlemlerini alması gerekmektedir. Aynı zamanda, işçinin de iş yerinde güvenliğini korumakla yükümlü olduğu belirtilebilir.

Deprem veya doğal afet gibi durumlarda iş yeri hasar görür veya tamamen yok olabilir. Bu durumda, iş sözleşmesi feshedilebilir veya işçinin işsiz kalmasına neden olabilir. İşveren, deprem veya doğal afet sonrasında iş yerini yeniden açana kadar işçiyi ücretli izne çıkarabilir veya işçinin diğer bir iş yerine geçmesine yardımcı olabilir.

Deprem ve benzeri doğal afet durumlarının hukukun her alanında yansıması mevcuttur. Nitekim, 4857 Sayılı İş Kanunu’nda da işçi ve işverenlere haklı nedenle derhal haklı fesih hakkının hüküm altına alındığı madde 24 ve madde 25’te zorlayıcı sebepler ile iş akdinin haklı nedenle derhal feshi hüküm altına alınmıştır. Bu bağlamda; öncelikle bu maddeler kapsamındaki zorlayıcı sebeple derhal fesih hallerini ayrı ayrı ele almak gerekir.

Sonuç olarak, deprem ve doğal afetler, iş sözleşmesinin hak ve yükümlülüklerini etkileyebilir ve işverenin ve işçinin sorumluluklarını değiştirebilir. Bu nedenle, deprem ve doğal afet durumlarında iş sözleşmeleri dikkatli bir şekilde incelenmelidir.

Mücbir Sebeplerin İş Sözleşmesine Etkisi Nedir?

4857 sayılı İş Kanunun 24/3, 25/3, 34, 40, 42 ve 64. maddelerinde mücbir sebep ifadesi yerine “Zorlayıcı Sebep” ifadesi düzenlenmekte olup, bu ifadenin tanımı Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmeliğin 3-h maddesine;

Zorlayıcı Sebep: İşverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine imkân bulunmayan, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumları ya da deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik gibi durumlar.

Olarak düzenlenmiştir. Gelir İdaresi Başkanlığı da depremi birçok sektör için “mücbir sebep” olarak değerlendirmektedir. İş Hukuku bağlamına baktığımızda deprem sebebi ile işyerinin kapatılması veya işçilerin işe gelememesi gibi durumların zorlayıcı neden olarak kabul edildiği aşikardır.

İş Hukuku’nda mücbir sebep, Borçlar Kanunu’ndan (TBK) ayrılarak iş sözleşmesinin belli bir süre askıda olmasını sonucunu doğurur. İşçinin bir haftadan fazla işe gelmesine engel olan veya işverenin işyerinde işin 1 haftadan fazla durmasına neden olan zorlayıcı sebebin varlığı halinde zorlayıcı nedenin hangi taraftan kaynaklandığına bağlı olarak bu durum uhdesinde gerçekleşmemiş tarafın fesih hakkını kullanmasına kadar iş sözleşmesi askıdadır.

İşçinin Zorlayıcı Sebeplerle Derhal Fesih Hakkı

İşçiye haklı nedenle fesih hakkı veren düzenleme 4857 Sayılı İş Kanunu madde 24’te düzenlenmiştir. Zorlayıcı sebeplerin iş yerinde çalışmayı bir haftadan fazla imkânsız hale getirmesi şarttır. İlgili maddenin 3. fıkrasında da zorlayıcı sebeplerle işçinin haklı nedenle feshi düzenlenmiştir. İlgili kanun hükmünde bu durum;

İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa…

Şeklinde hüküm altına alınmıştır. Burada işçiye haklı nedenle derhal fesih hakkı veren zorlayıcı nedenin işçiden kaynaklanmaması gerekmektedir.

Örneğin; deprem veya başka bir doğal afet sebebiyle iş yerinde işin yürütümünü etkileyecek düzeyde hasar olması gibi durumda işin durması bir haftadan fazla sürdüğü takdirde işçi haklı nedenle fesih hakkı elde eder. Bu bir haftalık süre içerisinde de işveren her gün için işçiye yarım günlük ücretini ödemek zorundadır. Eğer işçi iş akdini bir haftadan sonra feshetmezse işçinin sözleşmesi askıda kalmaya devam eder ancak ilgili yarım günlük ücret bir haftadan sonra alınamaz.

İlgili düzenlemenin gerekçesi olarak da işverenin zorlayıcı nedenle işçinin iş görme edimini ifa etmesine kusuru olmaksızın sebep olması gösterilmekle birlikte zorlayıcı nedenlere deprem, sel, yangın, heyelan, hükümetçe doğal afet sebebiyle işyerine el konulması gibi birçok durum örnek gösterilebilir.

Belirtmek gerekir ki; işçi bu sebeple iş akdini feshettiğinde kıdem tazminatına hak kazanmaktadır.

İşverenin Zorlayıcı Sebeplerle Derhal Fesih Hakkı

İşverene haklı nedenle derhal fesih hakkı veren düzenleme de 4857 Sayılı İş Kanunu madde 25’te düzenlenmiştir. İlgili kanun hükmünde bu durum “İşçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması.” şeklinde ifade edilmiştir.

Zorlayıcı sebebin meydana gelmesi ile birlikte işçi ifa imkansızlığı sebebi ile iş görme edimini yerine getirememektedir. Bu halde de işçinin zorlayıcı sebeple haklı feshindeki gibi iş sözleşmesi bir hafta boyunca askıda kalmakta ve işveren bu bir hafta içerisinde işçiye her gün için günlük ücretinin yarısı tutarında ücretini ödemekle yükümlü olmaktadır.