HUKUK & DANIŞMANLIK
Abonelik Sözleşmesine İlişkin İcra Takibi Nedir?
2019 yılında yürürlüğe giren “7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun” ile abonelik sözleşmelerinden kaynaklanan para alacakları için genel haciz yolu ile takibin özel bir türüne ait hükümler tesis edilmiştir.
Kanunun amacı; abonelik sözleşmelerinden ve bu sözleşmelerin ifası amacıyla tüketiciye sunulup bedeli faturaya yansıtılan mal veya hizmetten kaynaklanan para alacaklarına ilişkin haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinin, UYAP bünyesinde oluşturulan Merkezî Takip Sistemi üzerinden başlatılmasına ve haciz aşamasına kadar yürütülmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir (7155 sayılı Kanun m. 1).
Kanunun sağladığı faydalar ise, icra dairelerinin önemli bir iş yükünü oluşturan abonelik sözleşmesinden kaynaklanan para alacaklarının bir merkezi takip sistemi üzerinden başlatılmasını sağlayarak iş yükünü azaltmak, tahsil sürecini hızlandırmak ve alacaklı ile borçlunun bazı harçları ödeme zorunluluğunun ortadan kaldırılmaktır.[1]
Genel haciz yolu ile takipten farklı hükümler takip talebi, ödeme emri ve takibin kesinleşmesi aşamalarında söz konusudur. Takibin sonraki aşamaları olan haciz, satış, paranın ödenmesinde genel haciz yolu ile takibe ilişkin hükümler uygulama alanı bulur. Kanunun kapsamı madde iki de belirtilmiştir.
Bu çerçevede takip yapılabilmesi için ilk olarak, alacak bir “para alacağı” olmalıdır. İkinci koşul, alacaklı açısından “avukatla takip zorunluluğu” olmasıdır. Üçüncü olarak, alacak “abonelik sözleşmesinden” kaynaklanmalıdır. Son olarak, tüketiciye sunulan mal veya hizmetin “faturalandırılmış olması” gerekmektedir. Bu şartları sağlayan bir alacağın varlığı halinde alacaklı, 7155 sayılı Kanuna göre takip başlatmak zorundadır, aksi halde takip talebi icra memuru tarafından reddedilir (7155 SK m. 2/2).[2]
İlginizi Çekebilir: Abonelik Sözleşmelerinde Fesih Nasıl Yapılır?
Takip Talebi Nedir?
İcra takibinin başlatılması için 7155 Sayılı Kanun m. 4/2’deki hususların yer aldığı merkezi takip sistemindeki takip talebinin, alacaklı avukatı tarafından doldurulması gerekir. Esasen alacaklı, borçlu ve alacağa ilişkin bilgilerin bulunduğu takip talebinde, genel haciz yolundan farklı birkaç husus vardır.
Bunlardan ilki, genel haciz yoluyla takipte alacaklı herhangi bir hesap bilgisine yer verilmesi gerekirken, abonelik sözleşmesine ilişkin takip talebinde alacaklının veya avukatının “münhasıran merkezi takip sistemiyle ilişkilendirilmiş bir hesap numarasının” bulunması gerekir. İkinci olarak, yabancı para alacaklarında alacak fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden talep edilmişse, harca esas olmak üzere “takip tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden Türk lirası karşılığı” yazılır. Üçüncü farklılık, bu takip türünde tüketiciye sunulan mal veya hizmetin faturalandırılmış olma gerekliliğine bağlı olarak “takip dayanağı belgelerin tarih ve numarası ile alacağın son ödeme tarihinin” takip talebinde bulunmasıdır. Son olarak, takibin kesinleşmesinden sonraki aşamalar icra dairesi tarafından gerçekleştirileceğinden “yetkili icra dairesinin” de takip talebinde gösterilmesi gerekir.
Takip talebi usulüne uygun doldurulması, ilgili belgeler taranıp sisteme yüklenmesi, takip harç ve masraflarının elektronik ortamda ödenmesinden sonra, güvenli elektronik imzayla onaylanır, sisteme kaydedilir ve diğer takip türlerindeki dosya esas numarası yerine, Merkezî Takip Numarası (MTN) alınır.
İcra takibi, sisteme kaydedilmekle başlar (7155 SK m. 4/4). Abonelik sözleşmesine ilişkin takiplerde harç ve masraflar da ayrıca düzenlenmiştir. Buna göre, bu takip yolunda icraya başvurma harcından daha düşük olmamak üzere, “MTS harcı” adı altında bir harç peşin alınır ve takip haciz aşamasına geçilmeden MTS üzerinden sonuçlanırsa ayrıca başvurma ve tahsil harcı alınmaz (7155 SK m. 5/2, 18, 19). Ancak cezaevi harcı alınır (7155 SK m. 6/7). Bu işlemlerdeki tebligat gideri de ayrıca düzenlenmiştir. MTS üzerinden ilgili PTT birimiyle bağlantılı olarak ödeme emrinin tebliğ işlemleri yapılmakta ve mazbatanın aslı yetkili icra dairesine gönderilmektedir. Buna ilişkin masraf, takip başlatılırken yatırılır (7155 SK m. 6/3).[3]
İlginizi Çekebilir: Takip Talebi Nedir? Ve Unsurları Nelerdir?
Ödeme Emri Nedir?
Abonelik sözleşmelerine ilişkin takip yolunda, takip talebi sisteme kaydedildiğinde MTS tarafından otomatik olarak bir ödeme emri düzenlenmektedir (7155 SK m. 5/1, Yönetmelik m. 7/1). Ödeme emrinde bilgi ve ihtar kısımları yer alır. İçeriği 7155 sayılı Kanun m. 5/1’de sayılmıştır. Bu takip türünde de genel haciz yolu ile takipte olduğu gibi, ödeme ve itiraz süresi yedi gündür. Her iki ödeme emrinde de borç ödenmez veya itiraz olunmazsa, takibin kesinleşeceği ve yetkili icra dairesi tarafından takibe devam edileceği ihtarında bulunulur.
Diğer takip türlerinden farklı olarak ise abonelik sözleşmelerine ilişkin takipte;
- Ödeme icra dairesine değil, alacaklının veya avukatının MTS ile ilişkilendirilmiş hesap numarasına yapılır.
- Borcun tamamına veya bir kısmına ilişkin itirazlara yer verilmiş, imzaya itiraz düzenlenmemiştir.
- Sadece yetki itirazı yapılması hâlinde, yeniden ödeme emri tebliğ edilmeksizin alacaklının talebi üzerine takip, haciz aşamasından devam eder.
- Borçlu itirazını, herhangi bir icra dairesine veya güvenli elektronik imza kullanarak MTS üzerinden yapabilir.
- Mal beyanında bulunmaya ilişkin ihtara yer verilmemiştir.
- Genel haciz yolu ile takipte bulunmayan, alacaklının takip hakkına itiraz imkanı düzenlenmiştir.
Ödeme emri, MTS numarası ile tebliğ mazbatalı kapalı zarf ile PTT’nin ilgili birimine iletilir. Ödeme emrinin tebliğine ilişkin hususlar 7155 Sayılı Kanun m. 5’te ve ilgili yönetmelik m. 8’de düzenlenmiştir. Borçluya tebligat yapılamaması ya da borçlunun yerleşim yerinin yurt dışında bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, alacaklı avukatının talebi ile icra dairesinde takibe devam edilir. Bunun için alacaklı avukatı MTS üzerinden “tebliğ imkansızlığı” seçeneğini işaretleyerek takibi kapatmalıdır. Son işlem tarihinden iki yıl geçmesiyle de takip otomatik kapanır.[4]
Ödeme Emrine İtiraz Nasıl Edilir?
Borçlu ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde borcun tamamına ya da bir kısmına, herhangi bir icra dairesine başvurarak yahut elektronik imza ile MTS üzerinden itirazda bulunabilir. İtiraz icra dairesine başvuru ile yapılmışsa itiraza ilişkin evrak, en geç iki iş günü içinde Merkezi Takip Sistemi’ne yüklenir. Bu evrakın aslı alacaklının takip talebinde bildirdiği icra dairesine göndermelidir (7155 SK m. 7/1-2). İtiraz, MTS’ye yüklendiği tarihi izleyen beşinci gün sonunda alacaklı avukatına tebliğ edilmiş sayılır (7155 SK m. 7/4).
Borçlu, MTS aracılığıyla yapılan takipte borca ve icra dairesinin yetkisine itirazda bulunabilir. Her iki itirazda da alacaklının takibe devam edebilmesi için bu itirazları hükümden düşürmesi gerekir. Kanun, borca itirazın ve yetkiye itirazın hükümden düşürülmesini ayrı olarak düzenlemiştir: Süresi içinde yapılan borca itiraz, icra takibini durdurur. Duran takip hakkında İcra ve İflas Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanır (7155 SK m. 7/3). İtiraz hükümden düşürüldüğünde alacaklının yetkili icra dairesine talepte bulması koşuluyla, İcra ve İflâs Kanunu 67-69 hükümleri uyarınca takibe devam olunur (7155 SK m. 8/1). İcra müdürü tarafından verilen kararlara karşı alacaklı veya borçlunun şikâyet hakkı vardır (7155 SK m. 8/2).
Borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, alacaklı avukatı yetki itirazında gösterilen icra dairesinde haciz talebinde bulunarak takibe devam edilmesini isteyebilir. Takip talebinde belirtilen icra dairesinde haciz işlemlerinin başlatılabilmesi için bu dairenin bağlı bulunduğu icra mahkemesinde yetki itirazının kaldırılması şarttır. Mahkeme, yetki itirazını dosya üzerinden inceleyip kesin olarak karara bağlar. Mahkemenin yetkili gördüğü icra dairesinde haciz işlemlerinin başlatılabilmesi için yeniden ödeme emri tebliği gerekmez (7155 SK m. 7/5).[5] Yetki itirazı kaldırıldıktan sonra avukatın, MTS üzerinden “yetki itirazının kabulü/kaldırılması” seçeneklerini işaretlemesi ve varsa harçları ikmal etmesi zorunludur (Yönetmelik m. 11/7-8).
Takibin Kesinleşmesi Durumu Nedir?
Ödeme emrine süresi içinde itiraz edilmemesi yahut itirazın hükümden düşürülmesi halinde takip kesinleşir. Alacaklı, kesinleşen takip üzerine haciz talebinde bulunabilir. Alacaklı avukatı dilerse haciz talebinde bulunmaksızın UYAP üzerinden borçlunun mal, hak ve alacaklarını sorgulayabilir.
Borçlunun mal, hak veya alacağı olduğu tespit edilirse UYAP üzerinden de haciz talep edilmesi mümkündür (7155 SK m. 8/3). Ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren iki yıl içinde haciz talep edilmezse takip düşer. İtirazın hükümden düşürülmesine ilişkin dava açılması hâlinde davanın açıldığı tarihten hükmün kesinleşmesine kadar geçen süre hesaba katılmaz (7155 SK m. 8/4).
Dipnot:
- [1] Murat Atalı, İbrahim Ermenek, Ersin Doğan, İcra ve İflas Hukuku, (Yetkin Yayınları: Ankara, 2020), s. 403-404.
- [2] İsmail Ercan, İcra İflas Hukuku El Kitabı, (Seçkin Yayıncılık: Ankara, 2021), s. 936.
- [3] Muhammet Özekes, “Abonelik Sözleşmelerinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Yeni Takip Yolu (7155 Sayılı Kanun’un Düzenlemesi)”, İzmir Barosu Dergisi, Eylül 2018, s. 228-230, 249.
- <https://www.izmirbarosu.org.tr/pdfdosya/abonelik-sozlesmelerinden-kaynaklanan-para-alacaklarina-iliskin-yeni-takip-yolu-7155-sayili-kanun-un-duzenlemesi201942717417219.pdf> (erişim: 03.06.2021)
- [4] Atalı, Ermenek ve Erdoğan, s. 410.
- [5] Volkan Özçelik, “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usûlü Hakkında Kanun’a Göre İcra Takibi”, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, 7/14 (2019), s. 391-392.
- <https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/881131> (erişim: 03.06.2021).