Okuma Süresi: 5 Dakika

Takip Talebi ve Unsurları

Yazar: SİBELA ŞARA UZUN
Takip Talebi ve Unsurları

Takip Talebi Nedir? Takip Talebinin Unsurları Nelerdir? Sorularını MGC Legal ekibi sizler için cevapladı. İşte detaylar…

İcra takibini başlatan evrak takip talebidir. Borçlulara gönderilen ödeme emri ve icra emirleri de takip talebine dayanarak hazırlanır. Bu sebeple takip talebinin içeriği ve bulunması gereken unsurları çok önemlidir. Her ne kadar kanunda sözlü olarak bildirim akabinde icra müdürlüğü tarafından takip talebinin düzenlenebileceği öngörülmüşse de, takip talepleri yazılı ve elektronik ortamda alacaklı tarafından üretilen matbu metinlerdir.

Temelde bütün takip yolları için aynı olan bu metinlerin beş ana unsur üzerine kurulu olduğu kabul edilebilir:

  1. Alacaklının kimliği,
  2. Borçlunun kimliği,
  3. Alacak tutarı,
  4. Takibin dayanağı,
  5. Seçilen takip yolu.

Alacaklının Kimliği ve Adresi

İlk unsur alacaklı ile ilgili bilgilerdir. Bir takibin alacaklısı gerçek veya tüzey kişilik olabilir, alacaklının gerçek ya da tüzel bir kişiliği bulunmuyorsa onun adına takip yapılamaz. Yine takibin bir veya birden fazla alacaklısı olabilir. Bu durumda her bir alacaklının kimlik bilgilerinin ve adresinin takibe yazılması gerekir.

Kimlik bilgilerinden kasıt, gerçek kişiler için alacaklının adı, soyadı ve kimlik numarasıdır. Tüzel kişiler açısından ise firmanın tam ünvanı ve vergi numarası ile kimlik bilgisi tamamlanmış olur. Kimlik bilgisinde yapılan maddi hatalar takibin sıhhatine etki etmeyerek talep üzerine düzeltilebilir. Bununla beraber; alacaklının vasfını, tamamen değiştiren talepler hata olarak değerlendirilmeyip takibin iptaline sebep olabilirler.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi böyle bir olayda; “Takip, alacaklı vekili tarafından başlatılmış, ödeme emri borçluya tebliğ edildikten sonra, alacaklı vekili, sehven alacaklı Ltd. Şti.’nin ismini yazmayı unuttuğunu, takibe alacaklı olarak şirket temsilcisinin isminin yazıldığını belirterek icra müdürlüğünden maddi hatanın düzeltilmesini talep etmiş, icra müdürlüğünce talep gibi işlem yapılmış, mahkemece basit maddi hataların düzeltilebileceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Takip talebindeki alacaklı isminin tamamen değiştirilmesi basit maddi hata niteliğinde olmadığından bu şekilde takibin sürdürülmesi mümkün değildir.” gerekçesi ile takibin iptali yoluna gitmiştir.

İsim bilgisi haricinde kimlik numarasında yapılan hatalar veya eksiklikler de tamamlanabilir niteliktedirler ve takibin iptaline sebep olmazlar. Alacaklı bilgileriyle ilgili önem arzeden hususlardan biri de vekil ile yapılan işlemlerde vekilin adı, soyadı ve kimlik bilgilerinin de takip talebinde yazılması gereğidir.

Doğru kimlik verileri haricinde takip talebinde alacaklının tanımını sağlayan unsurun son öğesi adres bilgisidir. Takip talebinde alacaklının, vekilinin adresi bulunmalıdır. Bu adresin zorunlu olarak kanuni ikematgah adresi olma mecburiyeti yoktur. Son bilinen adresin gösterilmesi yeterlidir. Adres eksiklikleri durumunda da eksiklikler daha sonradan giderilebilir. Sırf bu sebeple takibin iptali yoluna gidilmez.

Borçlunun Kimliği ve Adresi

Alacaklı için istenilen bilgiler borçlu ve varsa vekili için de geçerlidir. Burada da kısmi hatalar sonradan düzeltilebilir niteliktedir. Özellikle çokça karşılaşılan isim yanlışlıkları sonradan düzeltilebilirler. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2012/1238 Esas ve 2012/3218 sayılı kararı ile de bu durumu teyit etmiştir.

Takip talebinde borçlunun adı, soyadı ve adresinin yazılı olması gerekir.Davaya konu takipteki ödeme emri borçlu vekiline tebliğ edildiği dosya kapsamı ile sabittir. Bu itibarla, takip talepnamesine borçlu isminin hatalı olarak gösterilmesi maddi hata niteliğinde olup bu yanlışlığın sonradan düzeltilmesi mümkündür.

Fakat, takip talebinde hiç isim yazılmadığı takdirde ödeme emrinde isim yazılmış olsa dahi takibin iptali gerekir. Bu bakımdan takip talebinde borçlunun isminin yer almasına ehemmiyet verilmelidir.

Alacak Tutarı

Para borcuna ilişkin takiplerde talep edilen alacak miktarı gösterilmelidir. Tek bir alacak kalemi için takip yapılabileceği gibi birden fazla alacak kalemi de aynı takipte talep edilebilir. Genel itibarıyla, takip taleplerinde alacak kalemleri bir veya birden fazla asıl alacak ile bu asıl alacaklara bağlı faiz gibi ferilerden oluşur ve bu kalemler alt alta yazılarak toplanır. İcra harç ve giderleri bu alacak kalemleri içinde alt alta sıralanmazlar. Zira, bu kalemler takip sonunda icra müdürlüğü tarafından re’sen hesaplanır.

Alacak kalemlerinden ilki asıl alacaktır ve takibin esasını teşkil eder. Asıl alacak tarafların borç ilişkisinin sebebinden neşet eden tutardır. Türk Borçlar Kanunu’na (TBK) göre niteliği itibarıyla, bir borç sözleşmeden, haksız fiilden, sebepsiz zenginleşmeden veya vekaletsiz iş görmeden doğabilir ve takip hukukumuz bakımından bütün bu sebeplere dayanarak takip açılabilir. Yine borcu doğuran işlem, taraflar arasındaki ilişki, bu ilişkiye binaen açılmış bir eda veya yenilik doğuran bir dava ile de doğmuş olabilir.

Asıl alacak bakımından takip hukukunda önem arzeden husus talep edilen tutarın Türk parası ile karşılığının gösterilmesidir. Yargıtay bu konuyu devletin hükümranlık hakkı olarak kabul etmekte ve bu hususa dikkat edilmeden açılan takipleri de iptal etmektedir. Devletin egemenlik hakkı ile ilgili bu durum yabancı paralar üzerinden takibe engel olmaz. Hatta mevzuatımıza göre yabancı para ile açılmış bir takipte alacaklının seçimlik bir hakkı bulunur.

Alacaklı isterse takip tarihi itibarıyla yabancı parayı Türk parasına çevirir isterse de tahsilat tarihi itibarıyla açmış olduğu takibin Türk Parasına çevrilmesini isteyebilir. Burada mühim olan husus hangi tercih yapılmış olursa olsun, harca esas değer için takip tarihi itibarıyla alacağın Türk Parası karşılığının gösterilmesidir.

Yargıtay, 2007 yılındaki bir kararında da alacaklının takip talebinde ve ödeme emrinde yabancı para alacağını İcra İflas Kanunu‘nun (İİK) 58/3. maddesinin amir hükmü gereğince Türk parasına çevirdiğini ve fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını isteyerek tercih hakkını kullandığını, buna göre, takip konusu alacağın tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğini ve takibin iptal edilemeyeceğine hükmetmiştir.

Asıl alacak haricinde takip talebinde önemli olan bir husus da faizdir. Faiz asıl alacağın feri niteliğinde olup takip talebinde faizin tutarı haricinde niteliği, başlangıç tarihi ve hangi orandan faiz istendiği de belirtilmelidir. Faiz niteliği itibarıyla akdi faiz olabileceği gibi, temerrüt faizi de olabilir. Akdi faiz sözleşme içerisinde kararlaştırılan faizdir. Temerrüt faizi ise muaccel bir alacağın borçlusunun temerrüdüyle doğan bir alacak hakkıdır.

Bu sebeple eğer alacak bir sözleşmeye dayanıyorsa öncelikle sözleşmesel bir faizin olup olmadığına bakılmalıdır. Temerrüt faizi açısından ise önemli olan borcun muaccel olup olmadığı ve borçlunun temerrüde düşüp düşmediğinin tespitidir. Öncelikle, alacak muaccel olmalı akabinde de borçlu temerrüde düşürmek için alacaklı tarafından ihtar edilmeli ya da işin niteliği ihtarı gerektirmeyecek özellikler serdetmesi sebebiyle borçlu temerrüde düşmüş sayılmalıdır.

Faiz oranı da faizin cinsi gibi önem arzeden bir husustur. İşin niteliğine göre faiz oranı sabit olabildiği gibi değişken de olabilir. Değişken faizler genel itibarıyla kamu kurumları tarafından tespit edilen tanımlı faiz türlerine göre farklı dönemlerde farklı oranlarda uygulanan kanuni faiz, bireysel kredilere uygulanan faiz, avans faizi ve reeskont faizi gibi faiz türleridir.

Hukukumuza göre; ticari işlerde faiz sözleşme sebebiyle taraflar arasında serbestçe tayin edilebilir. Bununla beraber, tüketici işlemlerinde ve ticari olmayan işlerde sözleşme ile düzenlenmiş olsa dahi faiz hadleri getirilmiştir. Bu sebeple, niteliği itibarıyla istenilen faiz sözleşme ile kararlaştırılmış olsa dahi faiz hadlerine dikkat etmek gerekir.

Sözleşme ile kararlaştırmayan hallerde ise Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu’ndan doğan alacaklar için 3095 Sayılı Kanun’ la belirlenen faiz oranları dikkate alınacaktır. Faiz haricinde talep edilen başkaca bir asıl alacağa bağlı feri varsa o da takip talebinde istenilir ve bir orana dayanıyorsa oranı belirtilir (bsmv, gider vergisi, gecikme tazminatı vb.).

Takip talebinde alacakla ilgili olarak bütün bu alacak kalemleri toplanarak talep edilir ve takip tarihinden itibaren hangi alacağa, hangi oranda faiz istendiği, bu alacakla beraber vekil varsa vekalet ücreti ile birlikte tahsil edilme talebi yazılır.

Alacakla ilgili önemli bir husus da mahsuptur. Birden fazla alacak kaleminin olduğu takiplerde gelen tahsilatların öncelikle hangi alacağa mahsup edileceğinin bildirilmesi gerekir. Aksi halde öncelikli olarak asıl alacaktan mahsup yapılacaktır. Uygulamada böyle bir durumun önüne geçmek için Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi ve devamındaki mahsup maddeleri gerekçe gösterilerek gelen tahsilatların öncelikle faiz ve ferilerden mahsubu talep edilmektedir.

Takip Dayanağı

Temelde Türk Hukuku’nda para borçlarının ispat vasıtası yazılı delillerdir. Hukukumuzda takibin dayanağının illa bir belgeye dayanması gerekmiyorsa da dayandığı sebebin bildirilmesi gerekir (elden ödünç alınan para vb.).

Takip bir senede veya sözleşmeye, ilama dayanıyorsa takip dayanağının açıklayıcı bir özeti takip talebine yazılır. Özette belgenin niteliği, tutarı, tarihi ve vadesinin verilmesi gerekir. Bildirilen bu dayanağın bir suretinin muhataplara ödeme emriyle beraber tebliğ edilmesi, tebliğ evrakında bu hususun bildirilmesi gerekir.

Aksi halde hukukumuzda en çok karşılaşılan ödeme emirlerin iptali sebebi olan takip dayanağı evrakın ödeme emrine eklenmemesi sebebiyle gönderilen ödeme emrinin iptali ile karşılaşılacaktır. Yine alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslı veya alacaklı vekili tarafından tasdik edilmiş, sureti icra dairesine tevdii edilmelidir. Takip dayanağı spesifik nitelikte bir belge dahi olsa takipte buna dayanılması durumunda tasdikli suretinin dosyaya ibrazı ve karşı tarafa tebliği gerekmektedir.

İlginizi Çekebilir: Ödeme Emrine İtiraz ve Sonuçları.

Takip kambiyo evrakına dayanıyorsa aslının, senet metninden kaynaklanan defilerin ileri sürülebilmesi için icra dairesine tevdii edilmesi gerektiği kabul edilmektedir.

Takip Yolu

Son olarak haciz ve iflastan hangi takip yolunun seçildiğinin takip talebine yazılması gerekir. Yargıtay bu konudaki eksiklikleri İİK’nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olduğuna hükmetmiştir. Kiralara ilişkin tahliye taleplerinde de takip yolu haricinde tahliye talebinin takip talebinde belirtilmesi gerekir.

Sonuç

Takip talepleri bir icra takibinin esaslı unsurudur. Takip taleplerindeki eksikliklerin bir kısmı sonradan tamamlanabilirse de, borçlunun haklarına halel getirebileceği düşünülen eksiklikler zaman içerisinde Yargıtay içtihatları ile ödeme emrinin hatta takibin iptaline sebep olabilecek hale gelmiştir. Bu sebeple, takip talepleri doğru ve eksiksiz düzenlenmeli alacaklıların haklarına halel getirilmemesine dikkat edinilmelidir.

İlginizi Çekebilir: Genel Haciz Yolunda Ödeme Emri Nedir?