Okuma Süresi: 5 Dakika

Vesayet, Kayyım ve Yasal Danışmanlık Nedir?

Yazarlar: BÜŞRA ERMAN, ECENUR SÖNMEZ, BİLGENUR MUSLU
Vesayet, Kayyım ve Yasal Danışmanlık Nedir?

Günümüzde hukuki süreçlerde sıkça karşılaşılan vesayet, kayyım ve yasal danışmanlık kavramları ne anlama gelmektedir ve bu süreçler nasıl işler? Özellikle aile hukuku, miras ve mal yönetimi gibi alanlarda sıkça karşılaşılan bu terimler, birçok kişi için kafa karıştırıcı olabilir. Bu makalede, vesayetin ne olduğu, kayyım atanmasının nedenleri ve süreçleri ile yasal danışmanlık hizmetlerinin önemi ve işlevleri hakkında detaylı ve anlaşılır bilgiler bulacaksınız. Eğer siz de bu konularda daha bilinçli ve donanımlı olmak istiyorsanız, makalemizi okumaya devam edin!

Vesayet Nedir?

Vesayet, en genel tanımı ile kısıtlı kişilerin veya velayet altında olmayan küçüklerin menfaatlerinin korunabilmesi için geliştirilmiş bir kurumdur. Vesayet düzenlemesinin varlık sebebi, vesayet altına alınan kişinin mal varlıklarının korunması ve temsil edilmesidir. Vesayet, vasi olarak atanan kişi ile malvarlıksal veya kişisel haklarının korunması gereken kişiler arasında kurulan ilişkidir.

Vesayeti Gerektiren Durumlar Nelerdir?

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) ile vesayet altına alınması gereken kişilerin durumuna açıklık getirilmiştir. Tarafların kendi iradeleriyle bir başkasını kendilerine vasi tayin edebilmeleri mümkün değildir. Vesayet ilişkisinin kurulabilmesi için gerekli durumlar kanunun açık düzenlemesi ile belirlenmiştir.

Kanun’a göre aşağıda belirtilen durumlardaki kişiler vesayet altına alınır;

Küçüklük

Velayet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır. Kanuna göre ‘’küçük’’ 18 yaşını doldurmamış olan kişidir. Küçükler anne ve/veya babanın velayeti altında bulunurlar. Ancak, anne ve/veya babanın velayeti altında olmayan küçükler vesayet altına alınır. Vesayeti gerektiren böyle bir halin varlığını öğrenen; nüfus memurları, idari makamlar, noterler ve mahkemeler kanun hükmünce bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadır. Sulh Hukuk Mahkemeleri vesayet makamı iken denetim makamı Asliye Hukuk Mahkemeleri’dir.

Kısıtlama

Akıl Hastalığı veya Akıl Zayıflığı

Kişinin kendi işlerini göremeyecek ve devamlı olarak birinin yardımına muhtaç olacak hale düşmesi veya başkalarının güvenliğini tehlikeye sokacak duruma gelmesi gereklidir. Ancak bu durumdaki kişiler akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlanırlar.

Savurganlık, Alkol veya Uyuşturucu Madde Bağımlığı, Kötü Yaşama Tarzı, Kötü Yönetim

Kanuna göre bu sebeplerden herhangi biri dolayısıyla vesayet altına alınacak kişinin kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesinin bulunması gerekmektedir.

Özgürlüğü Bağlayıcı Ceza

Özgürlüğü bağlayıcı ceza sebebiyle bir kişinin vesayet altına alınabilmesi için cezanın 1 yıl veya daha uzun süreli bir hapis cezası olması gerekmektedir. Burada amaçlanan aslında, mahkemece takdir edilen cezanın infazı sırasında hükümlünün malvarlığı değerlerinin korunmasıdır. Bir yıl veya daha uzun süreli hapis cezası alan kişilere vasi tayin edildiğinde vasi kişinin malvarlığı değerleri ile birlikte diğer haklarını da korumak ile yükümlüdür.

İstek Üzerine

İstek halinde bir kişinin kısıtlanabilmesi için; yaşlılık, engellilik, deneyimsizlik veya ağır hastalık sebeplerinden birinin bulunması gerekmektedir. Bu sebeplerin varlığı gerekçesiyle kişinin kısıtlanabilmesi için kişinin yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı dolayısıyla işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat etmesi gerekmektedir.

Vesayet Davası Nedir?

Kişiye vasi atanması ancak Sulh Hukuk Mahkemesinde vesayet davası açılmasıyla mümkündür. Vesayet davasında, vesayet altına alınacak kişinin kısıtlı olduğu veya vesayet altına alınması gereken bir küçük olduğu tespit edilmekte ve bu doğrultuda mahkemece vesayet altına alınacak kişinin hak ve menfaatlerini korumak üzere bir vasi ataması yapılmaktadır. Kişinin küçüklük veya özgürlüğü bağlayıcı ceza alması dolayısıyla vesayet altına alınması dışındaki diğer sebepler söz konusu olduğunda hâkim karar verirken kişiyi dinlemek zorundadır. Vesayet davasında kişi, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlanacaksa bu durumda hâkimin karar verebilmesi için bir sağlık kuruluşu raporuna ihtiyaç olacaktır.

Vasi Nedir?

Vesayet altına alınması uygun görülen kişinin malvarlığının yönetimi ve kişilik haklarının korunması için tayin edilen kişiye ‘’vasi’’ denmektedir. Kanun hükmünce vasi, vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlanan kişinin malvarlığı ile kişisel haklarının korunmasında yükümlülüğü bulunan ve vesayet altına alınan kişinin menfaatlerini korumak ile hukuki işlemlerde onu temsil etmekle yükümlü olan kişidir.

Kimler Vasi Olamaz?

Vasi olamayacak kişiler kanunda açıkça düzenlenmiştir. Aşağıdaki kişiler vasi olamamaktadır;

  • Kısıtlılar,
  • Kamu hizmetinden yasaklılar,
  • Menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlar,
  • İlgili vesayet daireleri hakimleri.

Vasinin Görev ve Yetkileri Nedir?

Vasinin en önemli görevi vesayet altındaki kişinin kişilik ve malvarlığına ilişkin menfaatlerini korumaktır. Vasi, görevini yürüttüğü süre boyunca vesayet altındaki kişiye bir zarar verirse bu zarardan sorumlu tutulacaktır. Vesayet altındaki kişinin malvarlığına ilişkin menfaatlerini koruma yükümlülüğü bulunan vasinin buna ilişkin defter tutma zorunluluğu bulunmaktadır. Vesayet altına alınan kişiye, küçüklük sebebiyle vasi atandıysa bu durumda vasi, küçüğün eğitimi ve bakımı için gereken önlemleri almak zorundadır. Vasi, vesayet altındaki kişiyi bütün hukuki işlemlerde temsil etmektedir.

Vasilik Görevi Nasıl Sona Erer?

Vasilik görevi, vasinin fiil ehliyetini yitirmesi veya vasinin ölümü halinde sona ermektedir. Görevi sona eren vasi, vesayet altındaki kişinin malvarlığının yönetimine yönelik son raporu ve kesin hesabını görevinin sona ermesinden itibaren 15 gün içinde vesayet makamına verir. Vasi olarak atanan kişiye, vasilik görevinin Sulh Hukuk Mahkemesince kendisine tebliğ edilmesinin ardından 10 gün içinde vasilik hakkından vazgeçme hakkını kullanabilmektedir. Vasi kural olarak 2 yıl için atanır. Vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemeleri bu süreyi her defasında ikişer yıl uzatabilir. Dört yılın dolmasıyla vasi, vasilikten kaçınma hakkını kullanabilmektedir.

Vasiliğe İtiraz Edilebilir mi?

Vesayet altına alınacak kişi ile yakınları arasında bir menfaat çatışması olduğunda mahkeme 3. bir kişiyi vasi olarak atayacaktır. Bu durumda 3. kişi bazı sebeplerin var olması halinde vasiliğe itiraz edebilmektedir. Görev süresi olan 2 yıllık süre dolmadan da vasi, kaçınma sebeplerinin varlığı halinde vasilik görevinden alınılmasını isteyebilir. Vasilik görevinden kaçınabilecek kişiler kanunda açıkça gösterilmiştir.

Kimler Vasilikten Kaçınabilir?

Kanunda açık düzenleme ile belirtilen aşağıdaki kişiler vasilik görevinden kaçınabilirler;

  • Altmış yaşını doldurmuş olanlar,
  • Bedensel engelleri veya sürekli hastalıkları sebebiyle bu görevi güçlükle yapabilecek olanlar,
  • Dörtten çok çocuğun velisi olanlar,
  • Üzerinde vasilik görevi olanlar,
  • Cumhurbaşkanı, TBMM üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar, hakimlik ve savcılık mesleği mensupları.

Yukarıda sayılan kişiler vasilik görevini kabul edip etmeme noktasında takdir yetkisi olan kişilerdir.

Kayyım Nedir?

Kanuna göre vesayet organları; vesayet daireleri (vesayet makamı olarak Sulh Hukuk Mahkemeleri ve denetim makamı olarak Asliye Hukuk Mahkemeleridir.) ile vasi ve kayyımlardır. Vasi, vesayet altına alınan kişinin tüm varlığını yönetmek ve onu hukuki ilişkilerinde temsil etmek ile yükümlüyken; kayyım, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanır. Vesayet altına alınmasında yeterli bir sebep bulunmayan fakat malvarlığını kendi başına yönetme veya bunun için temsilci atama gücünden yoksun olan kişilere kayyım atanabilmektedir. Kayyımlık daha çok isteğe bağlı bir vesayet organıdır. Bir kimseye sırf malvarlığını yönetememesinden dolayı kayyım atanabilmektedir. Dolayısıyla kayyımın yetki ve görevlerinde özellik, sınırlılık, netlik ve geçicilik söz konusudur.

Yönetim Kayyımlığı ve Temsil Kayyımlığına Hangi Hallerde İhtiyaç Duyulur?

Kayyımlık, temsil kayyımlığı ve yönetim kayyımlığı olarak iki şekilde düzenlenmiştir.

Sulh Hukuk Mahkemeleri, kanunda gösterilen hallerde ilgilinin isteği üzerine veya re ’sen temsil kayyımı atar. Bu haller şu şekildedir;

  • Ergin kişinin; hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse,
  • Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa,
  • Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesinde bir engel varsa.

Sulh Hukuk Mahkemeleri, yönetimi kimseye ait olmayan mallar için gereken önlemlerin alınması için kanunda sayılan haller çerçevesinde yönetim kayyımı atar;

  • Bir kişinin uzun süreden beri bulunamaması ve oturduğu yerin bilinememesi,
  • Vesayet altına alınması için yeterli bir sebep bulunmamakla beraber, kişinin malvarlığını kendi başına yönetmekten veya bunun için temsilci atamaktan güç olarak yoksun olması,
  • Bir terekede mirasçılık haklarının henüz belli olmaması veya ceninin menfaatleri gerekli kılarsa,
  • Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ise ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa,
  • Bir hayır işi veya genel yarar amacı güden bir iş için halktan toplanan para vs. yardımı yönetme veya harcama yolu sağlanamamışsa.

Yasal Danışmanlık Nedir?

Kısıtlanması için yeterli sebep bulunmayan fakat medeni hakları kullanma ehliyetinin bazı yönlerden sınırlandırılması menfaatine olacak kişiye yasal danışman atanır. Yasal danışmanlık için de görevli ve yetkili vesayet makamı sulh hukuk mahkemeleri ve denetim makamı asliye hukuk mahkemeleridir. Fiil ehliyetleri olduğu halde kişilerin menfaatleri bakımından gerekli olduğu için yasal danışman tayin edilmektedir.

Yasal Danışmanın Vasi ve Kayyımlıktan Farkı Nedir?

Yasal danışman atanan kişi, yaptığı işlemlere yönelik görüş bildirebilir ancak temsil görevi üstlenemez. Kişinin kısıtlanması için yeterli sebep olmaması ancak korunması bakımından fiil ehliyetinin sınırlanması gerekli görüldüğünde ergin bir kişiye kanunda belirtilen işlerde görüşü alınmak üzere bir yasal danışman atanır.


İlginizi Çekebilir: Yetkisiz Temsil.