Okuma Süresi: 2 Dakika

Şirket Yönetiminde Kadın

Yazarlar: NİLAY GÖKER DURAN, GAMZE SAR
Şirket Yönetiminde Kadın

Kurumsal liderliğin sürekli gelişen ortamında güçlü bir devrim yaşanıyor. Üst düzey şirket yönetimini düşündüğünüzde, kadınların daha etkin bir pozisyona sahip olduğu, stratejik kararlar aldığı ve tüm Dünya’da iş dünyasının geleceğini şekillendirdiği bir manzarayı gözünüzün önüne getirin. Bu çerçevede, iş dünyasındaki toplumsal cinsiyet eşitliği ve çeşitlilik arayışında, Avrupa Birliği (AB) düzenlemeleri kadınların yönetimdeki yerinin oluşturulmasında önemli bir yere sahiptir. İşbu yazımızda, özellikle Avrupa Birliği mevzuatının şirket yönetiminde kadın pozisyonlarını güçlendirmek için hayata geçirdikleri önemli yasal değişiklikleri değineceğiz.

Avrupa Birliği Parlamentosu ve Konseyi’nin 2022/2381 Sayılı “Payları Borsada işlem gören şirketlerin Yönetim Kurullarında Cinsiyet Dengesinin İyileştirilmesi” hakkında Direktif, 30 Haziran 2026’ya kadar üye devletleri seçimlik hedeflere tabi tutarak kadınların yönetim pozisyonlarında daha etkin bir şekilde temsil edilmesini sağlamayı amaçlar. Bu hedefler, yetersiz temsil edilen cinsiyetin yönetici olmayan direktörlerin en az %40’ını veya tüm direktörlerin en az %33’ünü oluşturmasını içerir. Ayrıca, şirketlerin adil ve tarafsız bir seçim süreci uygulamalarını sağlamak için açık ilanlar, ön seçim, adaylardan oluşan seçim havuzlarının oluşturulması da dahil olmak üzere, seçim süreci boyunca ayrımcılık yapılmaksızın açık, tarafsız bir şekilde formüle edilmiş ve net kriterler şirketlerin yönetici aday seçim süreçlerinde uyarlanmalıdır. Direktif, bu bilgilerin internet sitelerinde yayınlanmasını ve hedeflere ulaşılmaması durumunda raporlama yapılmasını zorunlu kılar. Söz konusu Direktif, modern hukuk dünyasının sürdürebilirliği ışığında Kıta Avrupa’sında şirket yönetimlerinde cinsiyet eşitliğinin sağlanması bakımından reformu başlatmıştır.

Türkiye’de kadınların yönetici pozisyonlarındaki gelişmelerine baktığımızda, Borsa’da kayıtlı 475 şirket arasında yönetim kurulu üyelerinin sadece %17,5’i kadındır ve İstanbul Borsası’nın (İB) en büyük 100 şirketinden 21’inin yönetim kurulunda hiç kadın bulunmamaktadır.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) iş birliğinde Türkiye’de Yönetim Kurullarında Kadın Temsilinin Geliştirilmesinin Desteklenmesine ilişkin düzenlenen İkinci Çalıştay’da yalnızca borsada işlem gören şirketlerin değil, tüm şirketlerde zorunlu kota uygulamasının hayata geçirilmesi hedeflenmiştir. Zira, EBRD Türkiye’de çok sayıda müşterisiyle kadınların bu hedefi güçlendiren yeni kurumsal yöntemlerin benimsenmesi için birlikte çalışmıştır.

Türkiye’de ilk olarak, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından 2012 yılında Kurumsal Yönetim ilkelerinde “4.3.10. Yönetim kurulunda en az bir kadın üye bulunur.” şeklinde herhangi yaptırımı olmayan bir ilke düzenlenmiştir. Daha sonra, bu ilke 03.01.2014 tarih ve 28871 sayılı T.C. Resmî Gazete‘de yayımlanan yeni Kurumsal Yönetim İlkelerinin belirlenmesine ve uygulanmasına ilişkin Tebliğ ile “4.3.9. Şirket, yönetim kurulunda kadın üye oranı için %25’ten az olmamak kaydıyla bir hedef oran ve hedef zaman belirler ve bu hedeflere ulaşmak için politika oluşturur. Yönetim Kurulu bu hedeflere ulaşma hususunda sağlanan ilerlemeyi yıllık olarak değerlendirir.” şeklinde “uy ya da raporla” prensibine tabi bir ilkeye dönüştürülmüştür.

SPK, söz konusu düzenleme ile AB Direktifinde öngördüğü “hedeflere ulaşılmaması durumunda raporlama yapılması zorunluluğunu” Türkiye’de borsada işlem gören şirketler bakımından da uyarlamıştır. Kurumsal Yönetim ilkelerine uyum zorunluluğa aykırılık halinde kurul aykırılığın tespiti veya iptali için tedbir istemeye ve dava açmaya yetkili iken, AB Direktifinde üye devletlerden adli ve idari mekanizmaların temin edilmesi öngörülmüştür. Ancak, önemle belirtmek gerekir ki; AB Direktifi’nde cinsiyet dengesini iyileştirme yönündeki belirlenen hedefler bir zorunluluk teşkil ederken, SPK’nın kurumsal yönetim ilkelerindeki cinsiyet dengesini iyileştirme bağlamında düzenlediği tek ilke uyulması zorunlu ilkeler arasında yer almamaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) ise kadınların yönetimde yer almasına herhangi bir engel olmadığı gibi özel bir düzenleme de bulunmamaktadır.

100. yılını kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti’nde de, başta borsada işlem gören şirketler, bağımsız denetime tabi şirketler olmak üzere, hem mevzuat hem uygulamada, kadınların yönetimde daha etkin bir şekilde yer almasına ve bu konuda sürdürülebilirliğin sağlanmasına yönelik çok daha fazla çaba görmeyi temenni ediyoruz.


İlginizi Çekebilir: Eşitlik İlkesine Göre İşçi Zammı ve Uygulanacak Kurallar.