HUKUK & DANIŞMANLIK
Finansal Kiralama Sözleşmelerinde Tarafların Borçları ve Borca Aykırılık Durumu
“Leasing” sistemini Türkiye ilk kez 1985 yılında tanımıştır. Bu sistem, taşınır ya da taşınmaz bir mülkün kullanım hakkının belirlenen tarihler içerisinde bir bedel karşılığında kiracıya verilmesini sağlar. Yani leasing, malların satın alınması yerine, kiralanarak kullanımı sağlar. Taraflar aralarında sözleşme yapar ve bu sözleşmede kiralayan, malı kiracıya devreder, kiracı da malı özenle ve sözleşmenin amacına uygun kullanır. Yapılan bu sözleşmeye finansal kiralama sözleşmesi denir.
Her sözleşmede olduğu gibi, bu sözleşmede de tarafların borçları vardır. Makalede tarafların işbu borçların üzerinde durulmuştur. Aynı zamanda, bu borçlar yerine getirilmediğinde borca aykırılık gündeme gelir. Gündeme gelen bu borca aykırılık durumu taraflar bakımından ayrı ayrı incelenmiştir.
Giriş
Finansal kiralama yöntemi ilk olarak ABD’de yatırım ve finansman sağlamak amacıyla ortaya çıkmıştır. II. Dünya Savaşı’nda savaş malzemelerin kiralanması sonucunda giderek yaygınlaşmış, ABD’ de ilk modern leasing şirketleri kurulmaya başlanmış ve sonrasında da Kıta Avrupası, Kanada ve Japonya izlemiştir.
Türkiye’de finansal kiralama kavramı ilk kez 16.12.1983 tarihli ve 83/7506 Sayılı Kararname’de bahsedilmiştir. Gerçek anlamda hukuki kavramlaşma 28.06.1985 tarih ve 3226 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu (FKK) ile olmuştur. Ancak, finans sektöründeki değişiklikler ile ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar doğrultusunda 13.12.2012 tarihli ve 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu yürürlüğe konulmuştur.[1]
Akabinde ise 04.03.2021 Tarihli ve 7292 Sayılı Kanun’un hükümleri ile değişiklikler ve eklemeler yapılmış olup tasarruf finansman şirketleri dördüncü tür şirket olarak Kanun kapsamına alınmıştır ve kanunun adı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu (FFFK) olarak güncellenmiştir.
Finansal kiralama; leasing şirketi, kiracı ve satıcı arasında anlaşma sağlanması akabinde, taşınır ya da taşınmaz bir malın leasing şirketi tarafından satın alınarak kiracıya sözleşme süresi boyunca kira bedeli ödenmesi karşılığında malın kullanım hakkının devredilmesini sağlayan işlemlerdir.
Leasing işlemi, işletmelerin kira bedeli ödeme karşılığında ihtiyaç duyulan mala ilişkin kullanım hakkı elde etmelerini sağlar. Leasing sözleşmesi sonunda ise söz konusu malın mülkiyetinin cüzi bir bedel karşılığı kiracıya devredilmesi öngörülür.[2]
İki temel leasing türü bulunur; birincisi finansal kiralama, ikincisi faaliyet kiralamasıdır. Finansal kiralamada, leasing şirketi tarafından mal satın alınır ve malın zilyetliği kiracıya kira bedeli karşılığı kiracıya devredilir. Sözleşme süresi kadar kiracı kullanım hakkı elde eder, sözleşme sonunda da malın mülkiyeti sembolik bir bedel karşılığı kiracıya devredilir.
Faaliyet kiralaması ise bir malın kısa dönemli olarak kiralandığı; mülkiyetin kiracıya geçmediği leasing türüdür. Kiralama süresi malın ekonomik ömrünün yüzde 80’ini geçemez ve kiracının sözleşme boyunca malın kullanım hakkı için ödeyeceği kira bedellerini toplamının bugüne indirgenmiş hali de malın bugünkü değerinin yüzde 90’ının aşmamalıdır. Operasyonel Kiralamalarda (Faaliyet Kiralaması); kiralanan malın teknik bakımı, onarımı, vergileri, sigortası gibi tüm masrafları leasing şirketine aittir.
Bir başka deyişle leasing, yatırım malların satın alınması yerine, kiralanarak kullanılmasını sağlar. Bu sayede firmalar, ödedikleri kira bedellerini masraf olarak gösterebilmekte, kiralanan malın KDV oranı ne olursa olsun leasinge ilişkin özel düzenlemeler sayesinde KDV oranını %1 olarak ödeyerek ekstra kazanç sağlamakta, banka kredi limitlerinden kullanmadıkları için kredibilitesi etkilenmemekte ve dolayısı ile işletmenin verimlilik ve kâr oranı artmaktadır.
Bu sözleşmenin kiralayan tarafı katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları ile finansal kiralama şirketleri; kiracı ise finansal kiralamayı kabul edendir. Her sözleşmede olduğu gibi bu sözleşmede de tarafların borçları bulunur. Bu makalede finansal kiralama sözleşmesinde tarafların borçları ve borca aykırılık durumunda oluşan haller anlatılacaktır.
Finansal Kiralama Sözleşmesi
Finansal Kiralama Sözleşmesinin Tanımı, Konusu ve Şekli
6361 Sayılı 13.12.2012 Tarihli Kanun’un “ Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde tanımı yapılmıştır. Bu maddeye göre, finansal kiralama;
“Bir finansal kiralama sözleşmesine dayalı olmak koşuluyla, bu Kanun veya ilgili mevzuatı uyarınca yetkilendirilen kiralayan tarafından finansman sağlamaya yönelik olarak bir malın mülkiyetinin kira süresi sonunda kiracıya devredilmesi; kiracıya kira süresi sonunda malın rayiç bedelinden düşük bir bedelle satın alma hakkı tanınması; kiralama süresinin malın ekonomik ömrünün yüzde sekseninden daha büyük bir bölümünü kapsaması veya finansal kiralama sözleşmesine göre yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerlerinin toplamının malın rayiç bedelinin yüzde doksanından daha büyük bir değeri oluşturması hâllerinden herhangi birini sağlayan kiralama işlemi…”
Tanımı özetlersek, leasing kurumu kiracı yerine malın mülkiyetini kazanır, kiracı kullanım hakkını elde eder. Kira süresi sonunda da sözleşmede aksine bir hüküm yok ise kiralayan malın mülkiyetini kiracıya devreder.
Yine FFFK’nın 18. maddesine göre;
“Finansal kiralama sözleşmesi; kiralayanın, kiracının talebi ve seçimi üzerine üçüncü bir kişiden veya bizzat kiracıdan satın aldığı veya başka suretle temin ettiği veya daha önce mülkiyetine geçirmiş bulunduğu bir malın zilyetliğini, her türlü faydayı sağlamak üzere kira bedeli karşılığında, kiracıya bırakmasını öngören sözleşmedir.”
Finansal kiralama sözleşmesinin konusu taşınır ya da taşınmazdır. Bütünleyici parça veya eklenti niteliklerine bakılmaksızın asli niteliğini koruyan her mal tek başına finansal kiralama sözleşmesinin konusu olabilir (FFFK 19. madde).
22. maddesinde belirtildiği üzere; finansal kiralama sözleşmesinin yazılı olarak veya kurulun yazılı şeklin yerine geçebileceğini belirttiği elektronik cihazlar üzerinden, müşterinin kimliğinin doğrulanabileceği yöntemler kullanılarak yapılması gerekmektedir. Mal eğer taşınmaz ise taşınmazın bulunduğu tapu kütüğünün şerhler hanesine, taşınır ise malın kayıtlı oldukları sicile finansal kiralama sözleşmesi tescil ve şerh olunur. Özel bir sicile kayıtlı olmayan mallar ise Finansal Kurumlar Birliği (FKB) tarafından tutulan özel sicile tescil edilir.
Finansal Kiralama Sözleşmesinin Yapılışı ve Şartları
Finansal kiralama sözleşmesinin şartları ve yapılışı aşağıdaki gibidir;
- Finansal kiralama sözleşmesi, kiralayan ve kiracı arasında yazılı olarak yapılır. Sözleşmede, taraflar, kiralanacak olan mal, kira bedeli, tarafların borç ve yükümlülükleri gibi temel bilgiler bulunur.
- Taşınmaz mallara ilişkin sözleşmeler taşınmazın bulunduğu tapu kütüğünün şerhler hanesine, taşınırlara yönelik özel sicili bulunanlar için bu malların kayıtlı olduğu sicile tescil ve şerh olunur. Özel sicile kayıtlı olmayan taşınır mallara ilişkin sözleşmeler ise birlik tarafından tutulan özel sicile kaydedilir.
- Sözleşme yapılırken leasing şirketi anonim şirket olmak zorunda ve ticaret ünvanında “Finansal Kiralama Şirketi” ibaresi yer almalıdır.
- Sözleşmede aksi belirtilmediği takdirde finansal kiralamaya konu malın 2 yıl içerisinde kiracıya teslim edilmesi zorunludur.
- Sözleşme sona erdiğinde kiracının, malın mülkiyetini satın alma hakkına haiz olabileceği kararlaştırılabilir. Bunun haricinde sözleşmenin sürenin dolması, kiracının iflası, ölümü veya fiil ehliyetini kaybetmesi hallerinde kiralanan mal, kiracının sorumluluğundan çıkar ve kiracının kullanım hakkı son bulur.
- Kiralama konusu malın sigorta ettirilmesi yasal zorunluluktur. Malın kimin tarafından sigorta ettirileceği sözleşme ile belirlenir. Sigorta primleri kiracı tarafından ödenir.
- Kiracı, sözleşme konusu malı başkasına kiralayamaz ya da herhangi bir şekilde kullandıramaz. Ancak, sözleşmede buna izin veren bir ibare bulunursa kiracı, üçüncü kişilere malı devredebilir.
Finansal Kiralama Sözleşmesinin Tarafları ve Tarafların Borçları
Sözleşmenin Tarafları
Finansal kiralama sözleşmesinde kiralayanın daha önce mülkiyetine geçirmiş bulunduğu bir malın zilyetliğini kira bedeli karşılığında kiracıya bırakmasını öngören sözleşme olduğunu belirtmiştik. Tanımdan yola çıkarak, sözleşmenin iki tarafı vardır; kiralayan ve kiracı. FFFK 3. maddede açıklandığı gibi kiralayan, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları ile finansal kiralama şirketleri; kiracı ise finansal kiralamayı kabul eden kişidir.
Her ne kadar sözleşmenin tarafı olmasa da finansal kiralama işleminde; malın üreticisi veya satıcısı, kiracı ve kiralayandan oluşan bir üçlü sistem bulunmaktadır. Makalede finansal kiralama sözleşmesinin tarafları olan kiralayan ve kiracı ele alınıp borçları üzerinde durulacaktır.
Sözleşme Taraflarının Borçları ve Borca Aykırılık Durumları
Tarafların hak ve borçları FFFK. 24. Madde de düzenlenmiştir. Tarafların borçları sözleşme sona erdiğinde sona erer. Sözleşme sona erme halleri yine aynı kanunun 30. maddesinde belirtilmiştir. Sözleşme sona erdiğinde, sözleşmeden doğan satın alma hakkını kullanmayan veya bu hakkı bulunmayan kiracı finansal kiralama konusu malı derhal geri vermekle yükümlüdür.
Finansal kiralama sözleşmesinde kiracının borçları şu şekilde sıralanabilir;
- Kiralananı kullanma ve ondan yararlanma borcu,
- Kiralananı özenle ve amacına uygun kullanma borcu,
- Kiralananın her türlü bakımını yaptırma ve onu koruma borcu,
- Kiralananın bakım ve onarım masraflarına katlanma borcu,
- Kiralananın sigorta primlerini ödeme borcu,
- Malın hasar ve zıyaına katlanma borcu,
- Kiralananın zilyetliğini başkasına devretmeme borcu,
- Kira bedelini ödeme borcu,
- Sözleşmede aksine hüküm yoksa kira süresi sonunda kiralananı, kiraya verene teslim etme borcu.
Kiralayanın borçları ise;
- Kiralananı temin etme borcu,
- Kiralama konusu malın zilyetliği kiracıya geçirme borcu,
- Kiracıya kiralanan mal üzerinde her türlü faydayı elde etme imkânını sağlama borcu,
- Kiralama konusu malı sözleşme süresince sigorta ettirme borcu,
- Ayıba ve zapta karşı tekeffül borcu.
Kiracının Borçları ve Borca Aykırılık Durumları
Kiralananı Özenle ve Amacına Uygu Kullanma Borcu
FFFK madde 24/1’e göre kiralanan malın zilyedi olan kiracı, sözleşme ile belirli amaçlara uygun olmak kaydı ile kiralanan malı her türlü faydayı sağlayacak şekilde kullanmak, ondan yararlanmak hakkına sahiptir. Ayrıca, FFFK madde 24/2 kapsamında itinalı şekilde kullanmak zorundadır. Bu hükümlerden yola çıkarak finansal kiralama sözleşmesinin taraflarından olan kiracının ilgili malı özenle ve amacına uygun kullanma borcu doğar.
Kiracının, finansal kiralama konusu malı sözleşmede öngörülen amacına uygun ve özenle kullanma yükümlülüğü Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) hükümlerinden yararlanılarak açıklanabilir.[3] Türk Borçlar Kanunu madde 316 ve 364 hükümleri uyarınca kiracı, kiralananı kullanırken tam bir özenle hareket etmek ve kira konusu maldan tahsis amacına uygun olarak yararlanmak zorundadır.[4]
Kiracı bu malı, alışılmışın dışında kiralananın özünü etkileyecek, ona zarar verecek ya da değerini düşürecek yahut onun yok olmasına neden olacak şekilde kullanamaz. Kiracı malı tahsis gayesini değiştiren ve zamanından önce ömrünün tükenmesine neden olacak davranışlardan kaçınmakla yükümlüdür.[5]
Kiracının bu borcunun temelini oluşturan düşünce, kiralanan malın kiralayana bir teminat oluşturmasıdır. Diğer bir anlatımla, buradaki temel düşünce, malın kötü kullanılması sonucu değerini kaybederek teminat fonksiyonunu yerine getiremez duruma düşmesini önlemektir. Bu borç hem Türk Borçlar Kanunu’nda hem de FFFK madde 24/2’de açık bir şekilde düzenlenmiştir. TBK madde 316/1 ve FFFK madde 24/2’ye göre kiracı, kiralananı sözleşmeye uygun, özenle kullanmak zorundadır.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 23.03.2006 tarihli bir kararında;
“3226 Sayılı Finansal Kiralama Kanununun 15’inci maddesi hükmüne göre kiralama konusu malın mülkiyeti, kiralayana ait ise de, aynı kanunun 13. maddesi hükmüne göre sözleşme süresince zilyet olan kiracının malı sözleşmede öngörülen şart ve hükümlere göre itinayla ‘müdebbir bir tacir gibi’ kullanma yükümlülüğü bulunmaktadır. … kiracı olan davacının, ister kendisi tarafından meydana getirilsin, isterse üçüncü kişiler tarafından sebebiyet verilsin, finansal kiralama süresi sonunda uçağı iade ederken kaza nedeniyle meydana gelen değer kaybından dolayı, kendi kiralayanına karşı sorumlu olacağından, ileride kiralayanı tarafından kendisinden istenebilecek uçağın, değer kaybı zararını, davalılardan isteme hakkının bulunduğu kabul edilmek gerekir.”
Demek suretiyle kiracıya, kiralananı özenle ve tahsis amacına uygun kullanma yükümlülüğü getirilmiş olup; ayrıca kiralananın kaza sonucu uğradığı değer kayıplardan sorumlu tutmuştur.[6]
Taraflar sözleşmede malın kullanım biçimini karşılıklı anlaşarak belirleyebilirler. Eğer taraflar sözleşmede belirlememişse, malın alışılmış kullanım biçimi, kiralananın kullanım biçimini oluşturur. Kiracının, kiralanan yeri, kötü bir ad ya da ahlaka aykırı şekilde kullanılması da kiralananı özenle ve özgülenme amacına uygun kullanma borcuna aykırılık teşkil eder.
Kiracının kiralananı özenle ve sözleşmede öngörülen tahsis amacına uygun kullanma borcunu ihlal etmesinden kendi aleyhine iki sonuç doğabilir. Bunlar;
- Kiralayan, kiracının bu borca aykırı davranması nedeniyle FFFK madde 31/2’ ye göre, sözleşmeye aykırılık nedeniyle sözleşmeyi feshedebilir.
- Sözleşmenin feshinin sonuçları FFFK madde 33/1’e göre, sözleşmenin kiralayan tarafından haklı/geçerli nedenle feshi durumunda kiracının kiraladığı malı iade yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrıca, iade edilen malın üçüncü kişiye satışının yapılması durumunda, sözleşme kapsamında farklı bir bedel kararlaştırılmadığı sürece satış bedelinin, vadesi henüz gelmeyen finansal kiralama bedelleri ile varsa kiralayanın bunu aşan zararı toplamından düşük olması durumunda aradaki fark, kiracı tarafından kiralayana ödenir.[7]
- Kiralanan malın özenle kullanılmaması malın ömrünü normalden daha önce tükenmesine sebep olacağı için böyle bir durum kiracının elde edeceği verimi de düşürür. Aynı zamanda bu durum kiracının kira bedelini ödemede zorlanmasına yol açar.
İlginizi Çekebilir: Kiracı Nasıl Çıkarılır? (Kiracı Tahliyesi)
Kiralananın Bakımın Yapma, Malı Koruma ve Masraflarına Katlanma Borcu
Kiracı kendisine teslim edilmiş olan mala hiçbir şekilde zarar vermemeli ve gelebilecek zararlara karşı malı korumak için gereken tüm önlemleri almak zorundadır. Finansal kiralama konusu mal kiracıya ne şekilde teslim edilmişse, kiracı malı bu hali ile korumakla yükümlüdür.
Kiracının sözleşme kapsamında kiraladığı malı koruma yükümlülüğü, beraberinde malı üçüncü kişilerin çalmasına ve saldırmasına karşı koruma zorunluluğu da yüklemektedir. Bu bağlamda kiracı, finansal kiralama konusu malın bakımından sorumlu olduğu gibi gerekli güvenlik önemlerin alınmasında da sorumludur.
FFFK madde 24/3’e göre, finansal kiralama sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamışsa kiracı, kiralanan malla ilgili her türlü bakım, onarım ve koruma önlemlerini alma sorumluluğu vardır. Fakat, malın bakım ve onarımına ilişkin hüküm emredici değildir, taraflar aksini kararlaştırıp kiralananın bakım ve onarım yükümlülüğünü kiralayana yükletebilirler.
Kiracının kiralananın bakımını yapma, malı koruma ve masraflarına katlanma borcu kapsamında Türk Borçlar Kanunu’nun kira sözleşmesiyle ürün kirasına ilişki hükümleri kıyasen uygulanabilir. Fakat, bazı noktada FFFK ve Türk Borçlar Kanunu birbirinden ayrılır.
Şöyle ki; Türk Borçlar Kanunu madde 317’ye göre kiralananın bakımı kiralayana aittir. Sadece olağan bakım ve temizlik giderlerinden kiracı sorumlu tutulmuştur. Yani, TBK madde 317 kiracıyı sadece olağan kullanıma bağlı masraflardan sorumlu tutar. Olağan kullanımı aşan temizlik masrafları kiralayana aittir.
FFFK madde 24/3’te ise malın her türlü bakım ve korunmasından kiracı sorumludur, masraflar da kiracıya aittir. Dolayısıyla, finansal kiralama sözleşmesinde kiralananın “her türlü” bakım ve onarım borcu kiracıya aittir. FFFK madde 24/3, Türk Borçlar Kanunu’ndan farklı olarak kiralananın olağan ve olağandışı kullanımı ayrımına gitmeyerek, kiralananın her türlü bakım ve onarımından kiracıyı sorumlu tutmuştur.[8]
Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’nda kiralananın bakım ve onarım eksiklikleri nedeniyle üçüncü kişilerin uğradığı zararlardan kimin sorumlu olacağı belirtilmemiş olup; bununla ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır.
Doktrin ve Yüksek Yargı Kararları ağırlıklı olarak, malın sözleşme süresince her türlü bakım ve onarımdan kiracı sorumlu olduğu için, bunlardaki eksikliklerden ve eksiklerin sebep olduğu zararlardan da kiracının sorumlu olması gerektiği görüşü savunmaktadır.
Kiralanan Zilyetliğini Başkasına Devretmeme Borcu
Kiracı, kiralayandan yazılı izin almadıkça, kiralanan malın zilyetliğini veya kullanılmasını üçüncü kişiye devredemez. Bir diğer deyişle, kiracı malı başkasına devretmek istiyorsa kiralayandan yazılı izin almalıdır. FFFK madde 26’ya göre; “Kiracı, kiracılık sıfatını veya sözleşmeden doğan hak veya yükümlülüklerini, kiralayandan yazılı izin almak kaydıyla devredebilir.” Kiracının, kiralayandan yazılı izin almadan finansal kiralama konusu malı alt kiraya vermesinin tespiti halinde; kiraya verenin sözleşmeyi haklı nedenle feshi söz konusu olacaktır.
İlginizi Çekebilir: Kiraya Verenden Kaynaklı Tahliye Sebepleri Nelerdir?
Kiracının Kiralanan Malın Sigorta Primlerini Ödeme Borcu
Kiralama konusu malın sigorta ettirilmesi FFFK madde 24/4 ile zorunlu hale getirilmiştir. Kanun, kiralananın kim tarafından sigorta ettirileceğini düzenlememiş, bu konuda tarafları serbest bırakmış ve maddede “sözleşmede gösterilir” ifadesini kullanmıştır. Sigorta primlerinin ödenmesi borcunu ise kiracıya yüklemiştir.
Sigorta primlerini ödeme borcu kiracıya aittir. Kiracının sigorta primlerini ödemede temerrüde düşmesi halinde, kiralayan, primleri daha sonra faizi ile birlikte kiracıdan geri almak kaydı ile sigorta şirketine ödeyerek sigortanın devamını sağlayabilir.
Kanunun sigorta primlerini ödeme borcunu kiracıya yüklemesinin sebebi, kiralananın zilyetliğinin kiracıda bulunması ve kiracının kiralanan malı özenle kullanmak zorunda olmasıdır.[9]
Kiracının, sigorta primlerini ödeme borcu, kiralananın sigorta ettirilmiş olmasına bağlıdır. Kiralanana ait sigorta primlerini, kiracı ödemekle yükümlü olduğu için sözleşmede kararlaştırılan primlerin normalden daha yüksek olmaması gerekir. Finansal kiralama sözleşmesinde kiralananın sigorta ettirilmesindeki amaç, malın kiralayan için bir teminat oluşturmasıdır. Sigortanın kapsamı ile ilgili bir hüküm bulunmamaktadır.
Kiracının Kiralanan Malı İade Borcu
FFFK madde 33’e göre, finansal kiralama sözleşmesinin bitiş tarihi itibariyle sözleşme ile kendisine satın alma hakkı doğan, ancak bu hakkı kullanmayan, sözleşmede satın alma hakkı olmayan, ya da finansal kiralama sözleşmesi iki tarafın anlaşması veya tek taraflı olarak leasing şirketi tarafından haklı/geçerli nedenle feshedilmiş olan kiracının, kiralama sözleşmesi ile kiraladığı malı derhal geri verme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Kira Bedeli Ödeme Borcu
FFFK madde 20, kiracının kira bedelini ödeme borcunu düzenlemiştir. Buna göre,
“Finansal kiralama bedeli ve ödeme dönemleri taraflarca belirlenir. Sözleşmede açıkça belirtilmek kaydıyla sözleşme konusu mal henüz imal edilmemiş veya kiracıya teslim edilmemiş olsa dahi, sözleşme tarihinden başlamak üzere kira bedelleri tahsil edilebilir. Sözleşmede aksi belirtilmediği takdirde, sözleşme konusu malın sözleşme tarihinden itibaren iki yıl içinde kiracıya teslim edilmesi zorunludur.”
Finansal kiralama sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir. Bundan dolayı, kiralayanın zilyetliğini devretme borcunun karşılığı olarak kiracı da kiralama bedelini ödeme borcu altınadır. Aynı zamanda, kiralama bedeli sözleşmenin esaslı unsurlarından biridir.
Bu bağlamda, kira bedelini ödeme borcu, kiracının asli edim yükümlülüğünü meydana getirir. Asli edimi oluşturduğu için tarafların bu borç hakkında anlaşmış olmaları gerekir. Eğer taraflar kira bedeli ve miktarı üzerinde anlaşmamışlarsa, sözleşme kurulmuş olmaz.
Kiracı ve kiralayan, sözleşme özgürlüğü çerçevesinde kira bedelini serbestçe belirlerler. Kira bedeli, para olarak belirlenmeli ve ödenmelidir. Finansal kiralama bedelinin Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ neticesinde Türk parası olarak belirlenmesi gerekmektedir.
Kira ödemeleri, her dönemde aynı olmak üzere sabit ya da belirli endekslere bağlı olmak üzere değişken olabilir. Diğer taraftan, kira ödemeleri, kiracının gelirinin mevsime göre değiştiği dönemler dikkate alınarak da yapılabilir.[10] Yani, taraflar sözleşmede finansal kiralama bedelinin miktarı ile bunun ödeme dönemlerini serbestçe kararlaştırabilirler.
Kira bedeli, niteliği itibariyle para borcu olduğu için ilke olarak kiralayanın yerleşim yeri veya iş yerinde ödenmelidir. Fakat, taraflar isterseler sözleşme ile bunun aksini kararlaştırabilirler.
Kiracının, kiralananı sözleşmenin bitiminden önce kiralayana iade etmesi haline ilişkin bir hüküm Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’nda bulunmamaktadır. Dolayısıyla, TBK madde 325 hükmünün kıyas yoluyla uygulanması gerekir.
Bu hükme göre kiracının, kiraladığı malı fesih dönemine ya da sözleşme süresine uygun olmayacak şekilde geri vermesi durumunda kiralama sözleşmesinden kaynaklanan borçları, kiralananın benzer şartlarda yeni bir kiracıya verilebileceği makul süre boyunca devam eder. Ödeme gücü olan ve kira ilişkisini devir almaya hazır bir yeni kiracı bulması durumunda kiracının bu sözleşmeden kaynaklanan borçları sona erer.
Kiracı, kira bedelini ödemede temerrüde düşebilir. Bu durumda 6361 Sayılı Kanun’un 31/1 maddesine göre kiralayan kiracıya otuz günlük süre süre verir, bu süre içinde bedelin ödenmemesi durumunda kiralayanın sözleşmeyi feshetme hakkı doğar.
Ancak, sözleşme süresi sonunda malın mülkiyetinin kiracıya geçeceği kararlaştırılmışsa verilen süre 60 günden az olamaz. Ayrıca, bir yıl içinde kira bedellerinden üçünü ya da üst üste ikisini ödememesi nedeni ile ihtara muhatap olan kiracı ile yapılmış olan sözleşme kiralayan tarafından feshedilebilir.
Finansal kiralama sözleşmesinden doğan kira bedelinin ödeme zamanları, sözleşmede açıkça belirlendiği için ihtara gerek kalmaksızın bedeli ödemeyen kiracı temerrüde düşer. Kiracı, kiralayan tarafından verilen ek süre içinde de kira bedelini ödemediği takdirde kiralayan, aynen ifayı isteyebileceği gibi bu hakkından vazgeçtiği bilgisini derhâl belirterek ya müspet zararının giderilmesini ya da sözleşmeden dönmek suretiyle menfi zararının tazminini isteyebilir.[11]
Kiracının Kiralananın Hasar ve Ziyaına Katlanma Borcu
FFFK madde 24/5’e göre, malın sözleşme süresi içinde hasar ve ziyaı sorumluluğu kiracıya aittir. Hasar, kiralanan malda meydana gelen kötüleşmedir. Bu kötüleşme az veya çok olabilir. Kanun Koyucu’nun FFFK madde 24/5’te hasar sözcüğünden, maldaki eksilmeyi ya da kısmi hasarı; ziyaı sözcüğünden ise tam hasarı ifade etmek istediği sonucuna varılabilir.
Taşınırlarda ve taşınmazlarda zilyetliğin fiilen kiracıya devredilmesi, malın fiilen teslim edilmiş olması, hasarın ona geçmesi için yeterlidir. Yani, kiralanan mal kiracının zilyetliğindeyken meydana gelen hasar da kiracıya ait olur.
Buna karşılık, kiralanan mal, daha önce herhangi bir sebeple kiralayanın mülkiyetine geçmiş olup da zilyetliğinde bulunduğu sırada hasara uğramışsa, kiracının zilyetliğine henüz geçmediği için hasar kiralayana aittir.
Kiralayanın Borçları ve Borca Aykırılık Durumları
Kiralayanın Zilyetliğini Kiracıya Devretme Borcu
Kiralayan, kiracı tarafından talep edilen malın mülkiyetini edinmek zorundadır. FFFK madde 18 ve 24’e göre finansal kiralama sözleşmesinin en önemli unsuru olan kiralayanın, kiralananın zilyetliğini her türlü faydayı sağlamak üzere kiracıya devretme borcu, kiralayanın asli edim yükümlülüğünü oluşturur.
Dolayısıyla, kiralayan, kiralananı kiracıya tahsis amacına, kullanma ve yararlanmaya uygun bir şekilde teslim etmek, kira süresi içinde de malın kullanıma ve yararlanmaya uygun durumda olmasını sağlamak zorundadır. İfadedeki uygun kullanım sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişliliktir. Eğer sözleşmede, kiralananın kullanım amacına ilişkin bir hüküm yoksa sözleşmenin kapsamına, amacına, somut olayın özelliklerine ve kiralananın alışılmış kullanımına bakılmalıdır.
Uygulamada finansal kiralama sözleşmesinde yapılan bir düzenleme ile kiralanan, kiracıya genellikle, satıcı veya üretici tarafından teslim edilmektedir. Bu suretle, kiralanan, satıcı veya üretici tarafından kiracıya teslim edildiği anda kiralayan, bir taraftan maliki olduğu kiralananın zilyetliğini devir borcunu yerine getirirken, diğer taraftan da kiracı malın doğrudan zilyedi olmaktadır.
Taraflar; kiralananın zilyetliğinin, kiracıya devir zamanını sözleşmede serbestçe kararlaştırabilirler. Sözleşmede düzenlenmemişse ifa zamanı TBK madde 90-98’e göre belirlenir. İfa zamanı, alacaklının borçludan edimin ifasını isteyebileceği zamandır. Kiralayan zilyetliği devir borcunu zamanında ifa etmekle yükümlüdür. Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa süresinden önce de ifa edebilir ve alacaklı böyle bir ifayı kabulden kaçınamaz.
İlginizi Çekebilir: Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde Ayıp ve Eksik İfa.
Finansal kiralama sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme olduğu için ödemezlik def’i söz konusu olabilir. TBK madde 97’ye göre tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, önce kendi borcunu ifa etmiş veya ifasını teklif etmiş olması gerekir.
Aksi halde, karşı taraf “ödemezlik def’ini” ileri sürer. Tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, karşı tarafın ifadan kaçınma hakkına “ödemezlik def’i” denir. Ödemezlik def’inin amacı, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde birbirleriyle değiştirilecek karşılıklı edimlerin aynı anda ifasını sağlamaktır.[12]
FFFK madde 25’teki gibi malın kiracıya teslim edilmemesi durumunda, kiracı kiralayana karşı TBK madde 123, 125, 126’da düzenlenmiş olan borçlunun temerrüdüne ilişkin hükümlere başvurabilir. Kiralayan ifa zamanında kiralananı, kiracıya teslim etmezse temerrüde düşer. Dolayısıyla kiracı temerrüde düşen kiralayandan isterse, aynen ifa ve gecikme tazminatı, aynen ifa ve tazminattan vazgeçtiğini bildirerek müspet zararın tazminini ya da sözleşmeyi feshederek uğramış olduğu zararın tazminini de isteyebilir.
Kiralayanın; Kiracının, Kiralananı Kullanıp Ondan Yararlanmasına Katlanma Borcu
FFFK madde 24/1’e göre kiracı malın zilyedi olarak, maldan her türlü faydayı elde etme hakkına sahiptir. Bundan dolayı, sözleşme yürürlükte kaldığı süre boyunca kiralayanın, kiracının, kiralananı kullanmasına ve yararlanmasına engel olacak davranışlarda bulunmama yükümlülüğü vardır. Kiralayanın bu borcu katlanma borcudur. Kiralayanın katlanma borcu, kiralananın teslimi sırasında mevcut olduğu gibi, sözleşme süresi içinde de devam eder.
Vergi ve Benzeri Yükümlülüklere Katlanma Borcu
Finansal Kiralama, Faktöring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’nun vergi, zorunlu sigorta ve benzeri yükümlülüklerine ilişkin bizzat düzenleme yer almasa dahi malın her türlü bakımından ve korunmasından kiracının sorumlu tutulmakta olup ayrıca yine malın sigorta ettirilmesinden kaynaklı sigorta primlerinin kiracı tarafından ödeneceği düzenlenmiştir.
Bu kapsamda, vergi ve diğer yükümlüklere ilişkinde sözleşme ile kimin ödeyeceği kararlaştırılabilir. Kiracının ödemesinin kararlaştırılması durumunda; bu borcun ödenmemesi halinde, kiralayan tarafından vergi ve diğer yükümlülükler ödenerek kiracının cari hesabına borç olarak kaydedilebilecektir.
FFFK madde 24/4’e göre; “Kiralama konusu malın sigorta ettirilmesi zorunludur. Malın kimin tarafından sigorta ettirileceği sözleşmede gösterilir. Sigorta primleri kiracı tarafından ödenir.” Bu hüküm karşısında tarafların sözleşmede kiralanan malın kim tarafından sigorta ettirileceğini mutlaka göstermeleri gerekmektedir.
Sözleşmede bu konuda bir düzenleme olmaması halinde ise genel hükümlerden TBK madde 302’ye göre; “Kiralananla ilgili zorunlu sigorta, vergi ve benzeri yükümlülüklere, aksi kararlaştırılmamış veya kanunda öngörülmemiş ise kiraya veren katlanır.” düzenlemesi gereğince kiralananla ilgili bu tür yükümlülüklere kiralayan katlanmalıdır.
Bunun yanı sıra ise vergisel yükümlülükte kiralanan mala ilişkin ödenen kira bedelleri ve amortismanlar, gider olarak dikkate alınarak vergi matrahından düşürülebilecektir. Ayrıca, 6361 Sayılı Kanun’un 37. maddesinde düzenlendiği üzere;
“Finansal kiralama sözleşmeleri, bu sözleşmelerin devrine ve tadiline ilişkin kâğıtlar, finansal kiralama konusu malların teminine ilişkin kiralayan ve satıcı arasında düzenlenen sözleşmeler ile bunların teminatı amacıyla düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden, bu kâğıtlarla ilgili yapılacak işlemler (finansal kiralama konusu gayrimenkullerin kiralayanlar tarafından devir alınmasına ilişkin tapu işlemleri hariç) harçtan müstesnadır.”
Sonuç
Leasing sayesinde, işletmeler daha uygun koşul ve avantajlarla mülkten kullanım hakkı sağlar. Sözleşmenin tarafları kiralayan ve kiracıdır. Kiralayan kısaca leasing işlemini yapan tüzel kişidir, kiracı ise malı kullanmak isteyen kişidir. Bu sözleşmeye finansal kiralama sözleşmesi denir. Finansal kiralama sözleşmesi her iki tarafa da borç yükleyen sözleşmelerdendir. Yani, sözleşme taraflarının borçları bulunur.
Finansal kiralama sözleşmesinde kiracının borçları; kiralananı kullanma ve ondan yararlanma borcu, kiralananı özenle ve amacına uygun kullanma borcu, kiralananın her türlü bakımını yaptırma ve onu koruma borcu, kiralananın bakım ve onarım masraflarına katlanma borcu, kiralananın sigorta primlerini ödeme borcu, kiralananın zilyetliğini başkasına devretmeme borcu ve kira bedelini ödeme borcudur.
Kiralayanın borçları ise kiralama konusu malın zilyetliği kiracıya geçirme borcu, kiracıya kiralanan mal üzerinde her türlü faydayı elde etme imkânını sağlama borcu, kiralama konuma malı sözleşme süresince sigorta ettirme borcu, kiralama konusu malı başkasına devretmeme borcudur.
Taraflar bu borçlarını yerine getirmediklerinde, bir diğer deyişle sözleşmeye uygun ifa etmediklerinde, borca aykırılık gündeme gelir. Bu aykırılık haller ve aykırılık olduğunda tarafların ne yapacağı yukarıda borçların içinde anlatılmıştır.
Kaynakça
- Çetinkaya Hukuk Bürosu, FİNANSAL KİRALAMA (LEASING), <http://www.cetinkaya.av.tr/1-Hizmetlerimiz-finansal-kiralama-leasing-126>.
- Ezgi Ulga, FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNİN TARAFLARIN BORÇLARI, Terazi Hukuk Dergisi, sayı: 109, Eylül 2015, <https://jurix.com.tr/article/3751>.
- Blog, FİNANSAL KİRALAMA( LEASING) NEDİR?, 21.09.2020, <https://isbasi.com/blog/finansal-kiralama-leasing-nedir-sozlesme-nasil-yapilir>.
- Yüksekova Ticaret ve Sanayi Odası, FİNANSAL KİRALAMA, 2017, <http://www.yuksekovatso.org.tr/Giri%C5%9FimciRehberi/FinansalKiralama/tabid/18897/Default.aspx>.
- Özdoğru Hukuk, Yayınlar, FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİ, <https://www.ozdogruhukuk.com/yayinlar/finansal-kiralama-sozlesmesi-leasing.html>.
- Leyla Orak Çelikboya, FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİ, Aralık 2012, <https://www.erdem-erdem.av.tr/bilgi-bankasi/finansal-kiralama-sozlesmesi>.
- Ebru Yılmazsoy, Yüksek Lisans Tezi, FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNDE TARAFLARIN BORÇLARI, Ankara, 2016, <http://acikerisim.baskent.edu.tr/bitstream/handle/11727/2491/10130626.pdf?sequence=1&isAllowed=y>
- Yasemin Tunçsiper, Yüksek Lisans Tezi, Finansal Kiralama Sözleşmesinde Tarafların Borçları, Ankara, 2011, <https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/30228/yasemen_tuncsiper_finansal%2520kiralama%2520sozlesmesinde%2520taraflarin%2520borclari.pdf?sequence=1&isAllowed=y>
Referanslar
- [1] Ezgi Ulga, Finansal Kiralama Sözleşmelerinde Tarafların Borçları, Terazi Hukuk Dergisi, sayı 109, Eylül, 2015.
- [2] Blog, Finansal Kiralama Sözleşmesi, 21.09.2020.
- [3] Yasemen TUNÇSİPER, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, ANKARA, 2011
- [4] –
- [5] KÖTELİ, Leasing, s. 225.
- [6] Yargıtay 7. HD, T. 23.03.2006, E. 2006/372, K. 2006/775,
- [7] Köteli: s. 226; Erol/Yıldırım/Toroslu: s. 271; Koç: s. 76-77; Celepcioğlu: s. 32.
- [8] Erol/Yıldırım/Toroslu: s. 272; Kocaağa: s. 130; Mekengeç: s. 55; Topuz: s. 408-409.
- [9] Yargıtay HGK, T. 31.01.2001, E. 10-1789, K. 2001/6; “Malik sözcüğünden malın ekonomik tahsis amacına göre kimin fiili hâkimiyetinde bulunduğu ve tüm bakım ve onarımın kime ait olduğu olguları dayanak alınmalı, bunlar araştırılarak buna göre sorumluluk belirlenmelidir ‘…finansal kiralamaya konu malda kiralayanın malın fiziki varlığı ile hiçbir ilgisi’ yoktur. Mülkiyet teminat amaçlı olup, ekonomik verim kiracıya aittir. Hâl böyle olunca kiracı bakım ve onarım masraflarından, vergi, sigorta giderlerinden, üçüncü şahıslara karşı göstereceği özenden, borca aykırılıktan doğan zarardan sorumlu olacağına kuşku ve duraksamamaya yer olmamalıdır”.
- [10] Topuz: s. 387.
- [11] Eren: Özel Hükümler, s. 475.
- [12] Eren: Genel Hükümler, s. 985-986.