Okuma Süresi: 2 Dakika

Yurt Dışındaki Alacakların Tahsili

Yazarlar: EMEL YALÇIN, NARİN İPEKYÜZ
Yurt Dışındaki Alacakların Tahsili

Uluslararası ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte, şirketler ve bireyler arasındaki sınırlar ötesi işlemler artmaktadır. Bu durumun sonucu olarak da farklı ülkelerde yaşayan bireyler ve şirketler arasında borç ilişkisi doğmaktadır. Bu noktada, yurt dışındaki alacakların tahsil edilmesi için de farklı süreçler karşımıza çıkacaktır.

Öncelikle, yurt dışındaki alacağın tahsili için işletilecek olan prosedür borçlunun yaşadığı ülkeye göre değişiklik gösterecektir. MGC Legal olarak Andersen Global üyesi olmamız sebebiyle her ülkede ortak çalıştığımız ofisler aracılığı ile alacağın tahsili için hızlı çözümler alabilmekteyiz.

Yurt dışındaki alacak genellikle şirketler arasında akdedilen sözleşme gereği ifanın yerine getirilmemesi halinde daha çok karşımıza çıkmaktadır. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede yetki kuralı ve uygulanacak hukukun belirlenmesi halinde yetkili ülke kuralları uyarınca icra işlemleri yapılacaktır. Ancak, taraflar arasında sözleşmede yetki kuralı belirlenmemişse durum değişmektedir.

Borçlunun yurt dışında yerleşik olması Türkiye sınırları içerisinde icra takibi başlatılmasına engel değildir. Bu durumda icra takibi akabinde ödeme emri borçluya yetkili makamlar aracılığı ile tebliğ edilir ve takip kesinleştirilebilir. Ancak, burada karşımıza çıkacak olan sorun; egemenlik ilkesi gereği borçlunun yurt dışındaki malvarlığı hak ve alacaklarına yönelik haciz ve satış gibi takip işlemleri gerçekleştirilemeyecektir.

Çünkü, cebri icra; her devletin kendi ülke ve sınırları içerisinde haiz olduğu mutlak güç ve yetkidir. Dolayısıyla, cebri icra işlemleri için gerekli yurt dışı mercilerine başvurmak gerekecektir. Bu durumda da bir alacak davası açılması ve alacağın ilgili ülkede mahkeme kararı ile tanıma ve tenfiz edilmesi gerekmektedir.

Farklı bir durum olarak da icra takibinin borçlunun yerleşim yeri olan ülkede başlatılmasıdır. Ülkenin yasal prosedürlerine ve uluslararası hukuka göre süreç değişiklik gösterecektir. Ayrıca, bir diğer süreç olarak da Avrupa Ödeme Emri karşımıza çıkacaktır.

Avrupa Ödeme Emri (European Payment Order (EPO)), Avrupa Parlamentosu’nun 2006 tarihli çıkardığı tüzük Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki sivil ve ticari davaların sınırlar ötesi tahsili için bir yöntemdir. Belirli bir ülkede alacaklı tarafından alacak talebinin hızlı ve kolay bir şekilde tanınmasını ve tahsil edilmesini sağlar.

Avrupa Ödeme Emri hukuki ve ticari ilişkilerden doğan alacakları konu edinmektedir. Bazı alacaklar konu edilemeyecektir. Bunlar; mal rejimi tasfiyesi, miras alacakları, iflas ve haciz durumunda doğan alacaklar, sosyal güvenliğe ilişkin alacaklardır. Belirtmek gerekir ki; Avrupa ilâmsız icra usulü ancak miktar olarak belirli ve Avrupa ödeme emrinin çıkarılmasına yönelik müracaatın yapıldığı anda muaccel olan para alacaklarının icrası hakkında geçerlidir.

Avrupa Ödeme Emrine başvurabilmek için borçlunun, Avrupa Birliği sınırları içerisinde Danimarka haricinde bir ülkede mutat meskeni veya yerleşim yerinin bulunması gerekmektedir. Başvuru için muhakkak Avrupa İlamsız İcra Tüzüğü’nün ekinde yer alan Örnek-A matbu formunun kullanılması gerekir.

Başvuru formunda; alacağın miktarı, olay ve uyuşmazlık hakkında bilgi ve alacağı gösteren delillerin belirtilmesi gerekmektedir. Ayrıca, başvurucu sahip olduğu bilgileri açıkladığı ve kasten verdiği hatalı bilgilerden dolayı menşe üye ülkenin hukukunda öngörülen yaptırımları kabul ettiğini beyan etmelidir.

Mahkeme, başvurunun Avrupa İlamsız İcra Tüzüğü’nün düzenleme kapsamına girip girmediğini, yetkili olup olmadığını incelemektedir. Başvuruda şartların sağlanması halinde borçluya ödeme emri gönderilir. Borçlunun Avrupa Ödeme Emrini tebliğ alması akabinde 30 gün içerisinde itiraz hakkı bulunmaktadır.

Borçlunun itirazı akabinde ilâmsız icra prosedürü, menşe üye ülkesi mahkemesi nezdinde normal bir davaya dönüşmektedir. Borçlu tarafından Avrupa Ödeme Emrine 30 günlük yasal süre içerisinde itiraz edilmemesi halinde ise Mahkeme tarafından Avrupa Ödeme Emrinin icra edilebilir olduğu açıklanacaktır.

Ayrıca, belirtmek gerekir; Avrupa Ödeme Emri artık tanıma ve tenfiz işlemine tabi olmayacaktır. Son olarak, alacaklı, icra edilebilir hale gelen ödeme emrini borçlunun malvarlığının bulunduğu Avrupa Birliği’ne üye olan herhangi bir ülkede icra edebilecektir.

Sonuç

Sonuç olarak, yurt dışındaki alacağın tahsili için farklı prosedürler bulunmaktadır. Bu noktada süreç öncesinde hukuki yolun belirlenmesi gerekmektedir. MGC Legal olarak sizlere, alacağın tahsilinin kabiliyeti, tahsilin süresine ve hangi hukuki sürecin belirlenmesi gerektiğine ilişkin hizmet vermekteyiz. Ayrıca, yukarıda da belirttiğimiz üzere; Andersen Global üyesi olmamız sebebiyle farklı ülkelerdeki çözüm ortaklarımız ile gerekli işlemleri hızlandırmaktayız.