Okuma Süresi: 10 Dakika

Sermaye Şirketlerinin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması

Yazarlar: EMEL YALÇIN, BERKAY KORKMAZ
Sermaye Şirketlerinin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması

Sermaye şirketlerinin iflas etmeleri sebebiyle ekonomik anlamda çok önemli maliyetler ortaya çıkmaktadır. İflas nedeniyle sermaye şirketlerinin yok olmasını engellemek için başvurulabilecek yollardan biri de uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırmadır.

Mali durumu bozulmuş olan sermaye şirketleri, alacaklılarıyla ortak bir proje üzerinde anlaşabilir ve bu sayede her iki taraf da masadan en avantajlı biçimde ayrılmış olur. Bunun yanı sıra, şirketler de mevcut ekonomik durumunu düzeltebilir ve bu sayede yaşamına devam edebilir.

Uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma sadece borçların yeniden yapılandırılması şeklinde anlaşılmamalıdır. Borçların yanında gerekirse şirket veya kooperatifin yönetimi ve organizasyonunun, hukuksal yapısının yeniden yapılandırılması söz konusudur.

Türk Hukuku’na tabii olan sermaye şirketleri Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) düzenlenirken, ilgili şirketlerin nasıl uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılabileceği ise İcra & İflas Kanunu (İİK) ve Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılmasına Dair Yönetmelik’te düzenlenmektedir.

Sermaye Şirketi Nedir?

TTK Madde 124;

  1. Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir.
  2. Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır.

Türk Ticaret Kanunu 124. madde de düzenlendiği üzere; sermaye şirketleri anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirkettir. Sermaye şirketleri, şahıs şirketlerinden farklı olarak itibarını; sermayesi ve yönetiminden alan ve ortakların şirketteki paylarının kişisel olmadığı şirket türüdür. Şirket gücünü ortakların getirdiği sermayeden alır.

İcra ve İflas Hukuk Madde 179;

Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin; aktiflerinin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu;

  • İdare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler tarafından,
  • Şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise Tasfiye Memurları tarafından,
  • Bir alacaklı tarafından beyan edilirse ya da
  • Mahkemece tespit edilirse,

Önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanunu’nun 377’nci ve 634’üncü maddeleri ile 24/4/1969 Tarihli ve 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 63’üncü maddesi hükmü saklıdır.

12.2.2004 Tarihinde 5092 sayılı Kanun ile getirilen “Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırma” kurumu için hükümetin gerekçesinde; ödeme güçlüğü içerisine düşen şirketlerin kurtarılmalarının mümkün olması durumunda faaliyetlerinin devam etmesinin amaçlandığı bildirmiştir.

İcra ve İflâs Kanunu’na, Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması adı altında yeni bir kurum getirilmiş olması, borçların ödenmesinin ertelenmesi ve yeniden yapılandırılması açısından konkordatoya alternatif bir yoldur.

İlginizi Çekebilir: Kooperatiflerin Hukuki Niteliği.

2020’nin başlarında tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 (Koronavirüs) ile Dünya ekonomisi hasar görmüş, tüm ülkelerde enflasyon artmıştır. Günümüzde bile hala bunun etkileri sürmektir.

Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması Yönetmeliği ile ödeme güçlüğü içine düşen şirketlerin iflasına karar verilerek ekonomik hayattan silinmeleri yerine, şirketlerin kurtarılmalarının mümkün olması durumunda faaliyetlerine devam etmeleri sağlanmaya çalışılmıştır.

Borçlarını ödeyemeyecek durumda olan veya ödeyememe tehlikesi içinde bulunan şirketlerin, Kanun tarafından öngörülen oranlarda alacağa sahip alacaklıların çoğunluğuyla borçlarının yeniden yapılandırılması konusunda uzlaşabilecektir.

Sistem mahkeme denetiminde işlemekte ve uzlaşmanın tasdiki veya reddi yargı organının müdahalesini gerektirmektedir. Böylece, özellikle uzlaşmayı kabul etmemiş olan alacaklıların hak ve menfaatlerinin ihlal edilmesinin önüne geçilmek istenmiştir.

Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılmasına Dair Yönetmelik

İcra ve İflas Kanunu ve Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılmasına Dair Yönetmelik’te bu hususlar ayrıntılı bir biçimde düzenlenmiştir.

Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırma Yoluna Başvuru

Yönetmeliğin 3. maddesinde düzenlenen başvuru sebeplerinde belirtildiği üzere bir sermaye şirketinin yeniden yapılandırma kurumuna başvurabilmesi için aşağıdaki hallerden birinin varlığı gerekir;

  • Borçlunun “muaccel para borçlarını ödeyemeyecek durumda” olmasının tespitinde, borçlunun borçlarını ödeyememesi veya borçlarını muaccel olduğunda ödeyemeyeceğinin açıkça anlaşılması ve yeniden yapılandırmaya gidilmediği takdirde bu hâllerin devamlılık arz edecek olması esas alınır.
  • Mevcut ve alacakların borçları karşılamaya yetmemesi” durumunun tespitinde; borçlunun aktif ve pasiflerinin muhtemel satış değerleri üzerinden müeccel veya şarta bağlı borçları da göz önünde bulundurularak yeminli mali müşavir tarafından hazırlanmış ara bilanço, nakit akış tablosu ve diğer değerleme belgeleri esas alınır.
  • Borçlunun muaccel para borçlarını ödeyemeyecek durumda olması ve mevcut ve alacaklarının borçlarını karşılamaya yetmemesi durumlarından biri ile karşı karşıya kalmasının kuvvetle muhtemel olması, bu maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan durumlardan birinin yakın zamanda ve kaçınılmaz suretle gerçekleşmesi ihtimaline göre tespit edilir.

Yeniden Yapılandırma Projesi

Yönetmeliğin 4. maddesinde başvuruya eklenecek evraklar belirtilmiştir. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunulacak olan yeniden yapılandırma projesi aşağıdaki hususları içermelidir;

  • Projeden etkilenen alacaklıların tabi olacağı koşullar ve benzer alacaklara sahip olan alacaklılar arasında eşitliğin ne şekilde sağlanacağı,
  • Projenin, borçlunun taraf olduğu sözleşmelere etkisi
  • Projenin, borçlunun malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisine etkisi,
  • Borçların yeniden yapılandırılması için gerekli görülüyorsa, borçlunun kredi gibi finansman kaynaklarına başvurup başvurmayacağı,
  • Projenin uygulanabilirliğini sağlayabilecek yöntemler,
    • Borçlunun işletmesinin kısmen ya da tamamen devri,
    • Diğer bir şirket veya şirketlerle birleşmesi,
    • Sermaye yapısının veya ana sözleşmesinin değiştirilmesi,
    • Borçlu işletmenin yönetiminde yer alacak kişilerin belirlenmesi,
    • Borçların vadelerinin uzatılması,
    • Faiz oranlarının değiştirilmesi,
    • Menkul kıymet ihracı,
  • Tasdik kararından sonra projenin uygulanmasının kim tarafından ve nasıl denetleneceği,
  • Projeyi reddeden alacaklının alacağının, bu alacaklı projede kendi sınıfı için öngörülen haktan daha azını açıkça kabul etmediği sürece, nitelik itibariyle benzerlik gösteren alacaklarla eşit muameleye tabi olacağı.

Yeniden yapılandırma başvurusunda bulunabilmek için yeniden yapılandırma projesinin, projeden etkilenen alacaklılar tarafından gerekli çoğunluk sağlanarak kabul edilmiş olması gerekmektedir.

Projeden etkilenen alacaklılar kavramından; yeniden yapılandırma projesi ile alacakları, hakları veya menfaatleri yeniden yapılandırılacak olan alacaklılar anlaşılmalıdır.

Gerekli çoğunluk kavramından ise projeden etkilenip oylamaya katılan alacaklıların sayı itibarıyla en az yarısını aşan ve oy kullanan alacaklıların alacaklarının en az üçte ikisini oluşturan çoğunluğun anlaşılması gerekmektedir.

Projenin birden fazla alacaklı sınıfı içermesi hâlinde, her alacaklı sınıfının kendi içinde projeyi gerekli çoğunluk ile kabul etmiş olması gerekir.

Oylama Toplantısı

Yönetmeliğin 13. maddesinde oylama toplantısının nasıl yapılacağı belirtilmiştir.

Borçlunun, oylama toplantısı yapmaya karar vermesi halinde, projeden etkilenen tüm alacaklıların katılımını kolaylaştırmak amacıyla, toplantıdan etkilenen tüm alacaklılar için uygun olabilecek gün, saat ve yerde toplantıyı yapmalıdır.

Toplantıya, gerekli nitelikleri haiz bir oylama görevlisi başkanlık eder. Oylama görevlisi; borçlunun tayin edeceği bir noter veya alacaklılar yahut borçlu tarafından daha sonra İcra ve İflas Kanunu’nun 309/ö maddesi uyarınca proje denetçisi olarak görev yapmak üzere seçilmiş üçüncü bir kişi de olabilir.

Oylama görevlisi, hâzırûn cetvelini tutmak, oy pusulalarını toplamak, oylamanın sonucunu kâğıda dökmek ve Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunulacak olan oylama sürecini ve sonucunu gösteren raporu hazırlamak suretiyle oylama sürecini denetlemek ve idare etmekle yetkilidir. Hazirun cetvelinin aşağıdaki bilgilerin içermesi gerekir;

  • Oylamaya katılan alacaklının adı veya unvanı,
  • Alacaklı vekil aracılığı ile oy kullanmışsa vekilin adı,
  • Alacaklının alacağının miktarı,
  • Varsa, alacaklının alacağının dahil olduğu sınıf,
  • Alacaklının veya vekilinin imzası.

Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırma Kurumu Başvurusuna Eklenmesi Gereken Belgeler

Başvuruya eklenecek belgeler şunlardır:

  • Yeniden yapılandırma projesi.
  • Borçlunun mali durumunu gösterir belgeler, ayrıntılı bilanço, defterlerinin vaziyetini bildiren bir cetvel, gelir tablosu ve borçlunun mali durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler.
  • Projenin, borçluyu yeniden ödeme kabiliyetine kavuşturarak muaccel borçlarını ödeme plânına göre ödeyebilecek ve nakit akışını gerçekleştirecek duruma getireceğini gösteren belgeler.
  • Projeden etkilenen ve etkilenmeyen alacaklılar ile bunların alacaklarının listesi.
  • Başvuru öncesi müzakere sürecini tanımlayan ve projeden etkilenen alacaklıların proje hakkında karar vermelerine olanak sağlayan yeterli bilgilendirmenin iadeli taahhütlü mektup ya da noter ihbarnamesi gibi uygun araçlarla yerine getirildiğini gösteren delilleri de içeren açıklamalar.
  • Projeden etkilenip de onay veren alacaklıların, bu beyanlarını içeren, imzası ve tarihi noterlikçe onaylı tutanaklar.
  • Projeye göre alacaklıların eline geçecek miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren belge.
  • Sayı ve meblağ itibarıyla çoğunluk koşulunun gerçekleştiğini gösteren cetveli.
  • Borçlunun ödeme kabiliyetine kavuşabileceğini ve projede yer alan koşullara uymasının mümkün olduğunu gösteren ve gerekli nitelikleri haiz bir bağımsız denetim kuruluşu tarafından hazırlanmış bulunan finansal analiz raporları ile dayanakları.

Başvuru Üzerine Ara Dönemdeki Mahkeme Faaliyetleri

Mahkeme, başvurudan itibaren otuz gün (30) içinde gerçekleşecek olan duruşmanın gününü belirler; başvuru, Ticaret Sicili Gazetesi’nde ve Basın-İlan Kurumu’nun resmî ilân portalında ilân olunur ve derhâl Tapu Müdürlüğü’ne, Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne, Vergi Dairesi’ne, Gümrük Ve Posta İdareleri’ne, Türkiye Bankalar Birliği’ne, Türkiye Katılım Bankaları Birliği’ne, Mahallî Ticaret Odaları’na, Sanayi Odaları’na, Taşınır Kıymet Borsaları’na, Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) ve diğer lazım gelen yerlere bildirilir.

Ayrıca, projeden etkilenip adresi bilinen tüm alacaklılara tebliğ eder. Yapılacak olan ilân ve tebligatta, başvurunun kapsam ve sonuçları, başvuru dosyasının hangi tarihten itibaren nerede görülebileceği ve itirazların da ileri sürülebileceği duruşmanın günü ve saati gösterilir.

Asliye Ticaret Mahkemesi, duruşma yapıldıktan sonraki 30 gün içinde iddia ve itirazları değerlendirir. Mahkeme projenin tasdik duruşmasından önce tüm dilekçe, itiraz ve delillerin ivedilikle toplanması için ön inceleme duruşma yaparak; alacaklılar tarafından yapılan itirazları ve bu itirazlara karşı borçlunun sunacağı cevabı ve delillerin ibrazı için süreleri belirleyebilir.

Alacaklının veya borçlunun itirazının dayandığı tüm delilleri ile itiraz dilekçesi ile alacaklı ile borçlunun sunacağı cevap dilekçesi mahkemeye sunulur. Mahkeme ivedilikle karar verir ve projeyi tasdik eder.

Alacağın akıbetinin bir diğer mahkemede görülmekte olan bir davanın sonucuna bağlı olması halinde, itirazların zamanında veya projenin tasdik duruşmasına yönelik olarak çözülememesi durumunda, Asliye Ticaret Mahkemesi alacağın miktarının tahminen belirlenebilmesi için bir usul belirleyebilir veya alacak kesinleştiğinde ödenebilmesi için borçlunun bir çözüm önermesine karar verebilir.

Mahkeme, ayrıca, borçlunun veya alacaklılardan birinin talebi üzerine, başvuru hakkında verilecek nihai kararın verilmesine kadar geçecek olan dönem için borçlunun malvarlığını korumaya yönelik ve borçlunun faaliyetleri bakımından gerekli gördüğü tedbirleri derhal alır.

Bu durumda mahkeme, tespit edilen duruşma gününü beklemeksizin ayrıca bir duruşma günü tayin edebilir; alacaklılar ve borçlu tarafından seçilmiş, atanmasından projenin tasdikine veya reddine ilişkin kararın verilmesine kadar borçlunun faaliyetlerinin sevk ve idaresini bizzat üstlenecek ya da bu faaliyetleri denetleyecek olan ve lazım gelen bilgi ve tecrübeye sahip ve gerekli nitelikleri haiz bir veya birkaç ara dönem denetçisi tayin edebilir.

Mahkeme, projeden etkilenen alacaklıların borçluya karşı başlattıkları takiplerin ve bu takiplerle ilgili olan davaların, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre yapılan takipleri ve davaları da kapsayacak şekilde durdurulmasına, yeni icra takibi yapılmasının etkilenen alacaklılar için yasaklanmasına, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasına ara dönem için karar verebilir. Bu durumda, bir takip muamelesiyle kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren süreler işlemez.

İlginizi Çekebilir:

Ara dönemde borçlu, işletmenin devamı için zorunluysa veya malvarlığının kıymetinin korunması ya da artırılması için gerekli görülmesi hâlinde, kredi gibi finansman araçlarına başvurabilir.

Bir finansman kaynağının kullanılabilmesi için teminat verilmesi gerekiyorsa; bu teminat öncelikle borçlunun daha önce üzerinde rehin tesis edilmemiş taşınır veya taşınmaz malları üzerinde sağlanır.

Finansman kaynağı terimi, borçluya hammadde gibi işletmenin faaliyet gösterebilmesi için gerekli mal ve hizmetleri sağlayanları da kapsar.

İlginizi Çekebilir: Finansman Gider Kısıtlaması Nedir?

Ara Dönem Denetçisi ve Proje Denetçisi

Asliye Ticaret Mahkemesi borçlu ve alacaklıların talebi üzerine bir ara dönem denetçisi atayabilir. Projede bir ara dönem denetçisinin belirtilmemiş olması halinde; hâkim re’sen bir denetçi atar ve denetçinin görevlerini belirler.

Borçlu ve alacaklılar arasında kararlaştırılmadığı takdirde, mahkeme ara dönem denetçisine ödenecek ücreti belirler ve borçlu, bu tutarı peşin olarak mahkeme veznesine depo eder. Mahkeme tasdik talebine ilişkin nihai kararında, ara dönem denetçisinin ücretini kesin olarak belirler ve daha önce depo edilen miktarın eksik kalması halinde tamamlanmasına, aksi takdirde iadesine karar verir.

Ara dönem denetçisi ve proje denetçisi, işin niteliği ve görevin ifası için lazım gelen vasıflara sahip yeminli mali müşavirler arasından seçilir.

Projede denetçinin görevleri belirlenebilir, sorumlulukları da verilen görevlere göre tespit edilebilir. Denetçilerin bağımsız ve tarafsız olmaları, etkilenen alacaklılar veya borçlu ile aralarında bir menfaat ilişkisinin bulunmaması gereklidir.

Aksi projede öngörülmediği takdirde, ara dönem denetçisi, tasdik kararı ile birlikte proje denetçisi olarak da atanabilir.

Proje denetçisinin kim olacağı ve ücreti tasdik edilen projede belirlenmemişse, bu hususlar projenin tasdikinin görüşüldüğü mahkeme tarafından belirlenir.

Proje denetçisinin ücreti, göreve atanan kişinin piyasadaki o nitelikte uzman kişinin alacağı ücret esas alınarak harcayacağı emek ve mesaiye göre mahkemece belirlenir.

Başvurunun Mahkeme Tarafından İncelenmesi

Mahkeme, ara dönem denetçisini, borçlu işletmenin yetkililerini ve duruşmada hazır bulunan alacaklıları dinler. Mahkeme, borçlunun yeniden yapılandırmaya iyi niyetle başvurduğunu, Kanun’da öngörülen şartların yerine geldiğini ve projeyi reddetmiş olan her alacaklının projeyle eline geçecek miktarın en az iflâs tasfiyesi sonunda eline geçecek miktara eşit olduğunu tespit ettiği takdirde, en geç otuz gün (30) içinde başvurunun tasdikine, aksi halde reddine karar verir.

Mahkeme, tasdik kararı ile borçlu ile alacaklıların bu konudaki görüşlerini de dikkate alarak; yetkileri sadece projenin yerine getirilmesine ilişkin esasları denetleyip alacaklılara durumu düzenli olarak rapor etmekten ibaret olan bir veya birkaç proje denetçisi tayin edebilir.

Borçlu ve alacaklılar, denetçi seçmedikleri ya da herhangi bir denetçi üzerinde anlaşmaya varamadıkları takdirde, mahkeme, denetçiyi re’sen atayabilir.

Mahkeme Kararına Karşı Kanun Yolları

Tasdik veya ret kararının tebliğinden itibaren on gün içinde, borçlu ve tasdik duruşması sırasında itirazda bulunmuş olan alacaklılar kararı temyiz edebilirler. Bu konudaki temyiz incelemesi ivedilikle yapılır ve verilecek karara karşı, karar düzeltme yoluna başvurulamaz. Tarafların itirazı ve temyiz maktu harca tâbidir.

İlginizi Çekebilir:

Kararın temyiz incelemesi sonunda, Yargıtay tarafından bozulması üzerine, projenin tasdik kararının icrası kendiliğinden durur. Bozma kararına kadar yapılan işlemler ise geçerliliğini muhafaza eder.

Kararın Sonuçları

Yeniden yapılandırma projesi, tüm hüküm ve sonuçlarını, başvurunun tasdikine ilişkin kararın verildiği andan itibaren doğurmaya başlar. Projenin koşulları, projeden etkilenen alacaklılarla yapılmış olan tüm sözleşme hükümlerinden önce gelir.

Projeden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf olduğu sözleşmelerde projenin tadiline veya feshine yol açabilecek veyahut borçlunun yeniden yapılandırma yoluna başvurmasının temerrüt hali oluşturacağına ya da akde aykırılık teşkil edeceğine ilişkin hükümler bulunması hâlinde, bu hükümler borçlunun yeniden yapılandırma yoluna başvurması durumunda uygulanmaz.

Başvurunun tasdiki talebinin reddine ilişkin mahkeme kararının verilmesi hâlinde, mahkemece verilmiş tedbirler kalkar, durmuş olan dava ve takiplere devam edilir.

Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırmanın Kısmi-Tamamen Feshi

Kendisine karşı uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı proje ile kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte projeyi tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkındaki kısmı feshettirebilir.

Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün (10) içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı ise tebliğ tarihinden itibaren on gün (10) içinde temyiz yoluna başvurulabilir.

Her alacaklı, kötü niyetle sakatlanmış uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırmanı feshini, tasdik kararını vermiş olan mahkemeden isteyebilir.

Yeniden yapılandırmanın tamamen feshine karar verilir ve bu karar kesinleşirse, durum mahkemece 288’inci maddede öngörülen usule göre ilânen duyurulur.

İlândan itibaren on gün içinde, projeden etkilenen alacaklılar tasdik kararını vermiş olan mahkemeden borçlunun derhal iflâsına karar verilmesini isteyebilirler.

Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırma Projesinin Tadili

Proje, alacaklıların onayı olmadan, hiçbir alacaklıyı olumsuz yönde etkilemeyecek şekilde tadil edilebilir. Projenin tadili sadece belirli bir gruptaki alacaklıları etkiliyorsa; o gruptaki alacaklıların davet edilmesi yeterli olacaktır.

Projenin bir kısmının ihlâli hâlinde, bu ihlâl sadece bazı alacaklıları etkiliyorsa, hakları ihlâl edilen bu alacaklıların borçlu ile projenin tadili konusunda anlaşmaya varmaları durumunda, tadil edilmiş proje mahkemenin tasdikine sunulur.

Projenin devamı için bu tadilatın yapılması zorunlu ise ve tadil edilmiş proje hakları ihlâl edilmiş olan alacaklıları projeden etkilenen diğer alacaklılardan daha uygun bir duruma getirmiyorsa, mahkeme tadil edilmiş projeyi tasdik eder.

Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırma Projesinin İhlali

Borçlunun projeden doğan yükümlülüklerini tamamen veya kısmen zamanında yerine getirmemesi hâlinde durum proje denetçisi, borçlu veya projeden etkilenen alacaklılar tarafından projeyi tasdik etmiş olan mahkemeye bildirilir.

Aynı hak, projenin tasdikinden önce borçluya teminat mukabili veya teminatsız olarak kredi gibi finansman kaynağı yaratıp; bundan kaynaklanan alacağını kısmen veya tamamen elde edemeyen alacaklı için de söz konusudur.

Bu bildirim üzerine mahkeme, borçlunun malvarlığının korunabilmesi için, borçlunun malvarlığı üzerindeki tasarruflarını önleyici tedbirler de dahil olmak üzere, gerekli muhafaza tedbirlerini alır ve bir duruşma günü tayin ederek 288’inci maddede öngörülen usule göre ilânen duyurur.

Mahkeme, projeden etkilenen veya etkilenmeyen alacaklıların vakî itirazlarını inceledikten sonra, borçlunun yükümlülüklerini kısmen veya tamamen yerine getirmediğini, projenin uygulanmayıp tadilinin de söz konusu olmadığını veya finansman alacaklısının alacağını tamamen ya da kısmen elde edemediğini tespit edince derhal borçlunun iflâsına hükmeder.

Ancak, belirtmek gerekir ki; sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılmasına, bankalar ve sigorta şirketleri borçlu sıfatı ile başvuramazlar.

Yeniden Yapılandırma Kurumunun Gerekçesi

Kurum, konkordatodan farklı olarak; esas itibarıyla büyük işletmelerin borçlarının yeniden yapılandırılmasını sağlamak için düzenlendiğinden, bütün borçluları değil, sadece sermaye şirketleri ve kooperatifleri kapsamaktadır.

Bir sermaye şirketinin veya kooperatifin bu düzenlemeden yararlanabilmesi için aciz halinde olması veya böyle bir tehlikeyle karşı karşıya kalması kuvvetle muhtemel bulunması gerekmektedir.

Buna göre, sermaye şirketi veya kooperatif muaccel para borçlarını ödeyemeyecek durumda olmalı veya mevcut ve alacakları borçlarını karşılamaya yetmemeli ya da böyle bir duruma düşeceği konusunda kuvvetli emareler olmalıdır.

Bu durumda bulunan bir sermaye şirketi veya kooperatif, eğer belli oranda alacağa sahip alacaklıların çoğunluğuyla borçlarının yeniden yapılandırılması konusunda bir proje üzerinde anlaşabilirse mahkemeye başvuracaktır.

Getirilen düzenlemeye göre; borçlu bütün alacaklılarla uzlaşmak zorunda olmayıp, sadece projeden etkilenen alacaklılarla uzlaşması yeterlidir.

Bu durumda borçlunun bir kısım alacaklılarla işlerini sürdürürken diğer bir kısım alacaklılarla borçlarını yeniden yapılandırmak için uzlaşabilmesi mümkün kılınmaktadır.

Ayrıca, borçlunun benzer alacağa sahip alacaklılar arasında alacaklı sınıfları oluşturması da mümkündür. Ancak, bu durumda her alacaklı kategorisinin projeyi gerekli çoğunlukla kabul etmesi gerekmektedir.

Yeniden yapılandırma kurumunun gerekçesinde de belirtildiği üzere; bir sermaye şirketinin iflas etmesiyle ticari hayat üzerinde yarattığı olumsuz etkileri azaltmak amacıyla getirilen kurum, sermaye şirketi ve alacaklıları ortak bir düzlemde buluşturmaya çalışmaktadır.

Alacaklı açısından şirketin iflas etmesiyle girilen tasfiye sürecinin ağır işleyen yapısına maruz kalmadan alacağını tahsil edebilmesi, projeye göre ellerine geçecek miktar ile borçlunun iflâsı halinde ellerine geçmesi beklenen muhtemel miktarın birbirine yakın olması; sermaye şirketi açısından ise iflas ilan etmeden, alacaklılarıyla ortak bir proje üzerinde anlaşabilir ve bu sayede her iki taraf da masadan en avantajlı biçimde ayrılmış olur.

Bunun yanı şirketler de mevcut ekonomik durumunu düzeltebilir; yaşamına devam edebilir. Her iki taraf açısından da olumlu sonuçlar doğuran sistem, mahkeme denetiminde işlemekte ve uzlaşmanın tasdiki veya reddi yargı organının müdahalesini gerektirmektedir.

Böylece, özellikle uzlaşmayı kabul etmemiş olan alacaklıların hak ve menfaatlerinin ihlal edilmesinin önüne geçilmek istenmiştir.