[rt_reading_time label="Okuma Süresi:" postfix="Dakika" postfix_singular="Dakika"]

Tapu İptal ve Tescil Davalarında Vekalet Ücreti ve Birtakım Özel Durumlar

Yazarlar: KERİM KOCAMAN, SEZAİ ÖZKAMALI, ELÇİM ÖZTÜRK
Tapu İptal ve Tescil Davalarında Vekalet Ücreti ve Birtakım Özel Durumlar

MGC Legal ekibinin kaleme aldığı işbu “Tapu İptal ve Tescil Davalarında Vekalet Ücreti ve Birtakım Özel Durumlar” başlıklı makalemizi okumanıza sunarız.

İşbu yazımızda ilk başta vekalet ücretini akabinde spesifik olarak tapu iptal ve tescil davalarında avukatın vekalet ücretinin neye göre hesaplandığını inceleyeceğiz. Bu sebeple, konunun daha iyi kavranması adına öncelikle tapu iptal ve tescil davasındaki vekalet ücretinden önce genel olarak vekalet ücreti hakkında bilgilendirme yapılacak, daha sonrasında ise vekalet ücretinin belirlenmesinde önemli rol oynayacak olan çeşitli usuli işlem ve hukuki yollara kısaca değineceğiz

Vekalet Ücreti Nedir?

Vekalet ücreti, avukatın iş sahibine (müvekkiline) yaptığı hukuki yardımın, verdiği hizmetin ve onun adına yaptığı işlerin karşılığı olarak aldığı meblağı ifade eder (AVK m. 164/1). Vekalet ücreti, sözlü veya yazılı bir akde istinaden verilmiş olan avukatlık hizmetinin bir karşılığıdır.

Avukatlık ücretinin kapsadığı işler Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) her yıl yayınladığı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenmiştir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi m. 2 uyarınca; vekalet ücreti, davada kesin hüküm elde edilinceye kadarki dava, iş ve işlemleri karşılar. Vekil (avukat) dava sonuçlanıncaya kadar verdiği hizmetin karşılığında dava müvekkil lehine sonuçlansın ya da sonuçlanmasın her halükârda ücret almaya hak kazanır.

Vekalet Ücreti Neye Göre Hesaplanır?

Avukatlık ücretinin takdir ve tayininde, Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından yıllık olarak düzenlemeler uyarınca Resmi Gazetede yayınlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki iş taban hizmetleri fiyatları ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu esas alınır. Taraflar arasında kararlaştırılan akdi vekalet ücreti tarifede belirtilen ücretin altında olamaz.

Taraflar arasında akdi vekalet ücreti kararlaştırılmamışsa veya vekalet ücretinin belirlendiği sözleşme geçersiz avukatın alacağı meblağ, tarifeye göre belirlenir. Tarifenin altında belirlenmiş vekalet ücretleri yok sayılarak bu tarife hükümleri esas alınarak kararlaştırılmış sayılır (Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi m. 1).

Vekalet Ücreit Hesaplama Robotumuzdan faydalanmak ister misiniz? Linke tıklayın.

Dava konusu veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi %25’i aşmadıkça vekalet ücreti olarak kararlaştırılabilir. (AVK m. 164/2). Yine aynı zamanda ücretin belirlenmesinde avukatın çabası ve emeği göz önünde bulundurulacaktır. Sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, vekalet ücreti yalnızca avukatın hizmetine konu olan dava ile ilgili iş ve işlemleri kapsar. Başka herhangi bir dava, icra kovuşturması ve diğer yardımlar için yeni bir ücret kararlaştırılmalıdır (AVK m. 173/1).

Tarafların vekalet sözleşmesinde belirlediği ücretin, başka bir deyişle akdi vekalet ücretinin, uygulanmadığı durumlarda tarife hükümlerine göre belirlenmiş olan yasal vekalet ücreti üzerinden hesaplama yapılır.

Yasal Vekalet Ücreti

Türkiye Barolar Birliği (TBB), her yıl uygulanacak olan avukatlık asgari ücret tarifesi düzenlemesini T.C. Resmî Gazete’de yayınlanmaktadır. Buna göre, vekalet yetkisinin kapsadığı dava konusu değerin sınırı uyarınca uygulanacak olan oranlar ilgili yılın asgari ücret tarifesinden incelenebilmektedir.

Avukatlık Kanunu m. 169 uyarınca; karşı tarafa avukatlık ücretinin yükletildiği durumlarda verilecek meblağ Asgari Avukatlık Ücreti Tarifesi’nde yazılı miktardan az ve 3 katından fazla olamaz. Akdi vekalet ücreti de aynı şekilde yukarıda belirtilen miktardan az olacak şekilde hükmolunamaz. Tarifenin alt sınırına uyulmadan kararlaştırılan ücret miktarı yasal tarife uyulmuş şekilde hukuki sonuç doğuracaktır.

Yasal vekalet ücreti, nispi ve maktu vekalet ücreti olmak üzere 2’ye ayrılır:

  • Maktu Vekalet Ücreti: Maktu vekalet ücretinde uyuşmazlık konusu mevcut koşullar veya dava konusu şeyin değeri önem arz etmez. Asıl nokta uyuşmazlık konusu işlemin tipinin belirlenmesidir. Ücret, uyuşmazlık konusuna göre yüzdesel oran esas alınarak değil; önceden öngörülmüş sabit miktara göre belirlenir. “Öncedenlik” unsuru hakimdir.
  • Nispi Vekalet Ücreti: Nispi vekalet ücretinde uyuşmazlık konusu olan dava ve dava konusu şeyin değeri önem arz eder. Bunlar üzerinden belirli bir yüzde hesaplanır ve ortaya oransal değer ortaya çıkar.

Yargıtay’a göre; konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen bir şey olan davalarda vekalet ücreti, nispi tarifeye göre hesaplanır (14. HD. 09.10.2018 T. E: 2016/1979, K: 6524). Nispi ücretin belirlenmesinde dava dilekçesinde belirtilen miktar (harca esas değer) esas alınmaktadır. Yargılama sırasında miktarda meydana gelen değişim yahut taraflarca usul kurallarına uyularak dava değerinin arttırıldığı durumlarda yeni bedel üzerinden nispi vekalet ücreti belirlenir.

Tapu iptal ve tescil davalarının konusunun, para ile değerlendirilebilen bir taşınmaz olması sebebiyle nispi vekalet ücretine tabi olacağı açıktır. Tapu iptal ve tescil davalarında vekalet ücreti nispi tarifeye göre belirlenir.

Tapu İptal ve Tescil Davası Nedir?

İşbu yazımızın bu bölümünde öncelikle tapu iptal ve tescil davasınıın ne olduğunu anlatıp, sonrasında vekalet ücretinin neye göre belirlendiğinden bahsedeceğiz.

Tapu İptal ve Tescil Davasının Tanımı

Tapu iptal ve tescil davası, tapu sicilinde bulunan yahut bulunmayan kaydın hukuka aykırı, usulsüz veya yolsuz olduğu iddiasıyla hukuka uygun hale getirilmesini amaçlayan davalardır.[1] Tapu iptal ve tescil davaları karşımıza çeşitli şekillerde çıkabilir.

Örneğin, bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise bu yüzden ayni hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir (TMK m. 1025/1)(YHGK-K.2020/477). Yahut miras payının hukuka aykırı şekilde devredilmiş olmasından, uzun yıllardır kullanılmasına rağmen taşınmazın tapusunun olmamasından, köy/muhtar senediyle satın alınmış olmasına rağmen tapunun başka kimse adına düzenlenmiş olması gibi onlarca başka şekilde görünebilir.

Tapu İptal ve Tescil Davasında Vekalet Ücreti Neye Göre Belirlenir?

Konusu para ile ölçülebilen davalarda vekalet ücretinin nispi olarak hesaplanacağını yukarıda belirtmiştik. Yargıtay da ilgili kararlarında:

Konusu gayrimenkul olan davalarda gayrimenkulün dava dilekçesinde gösterilen değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilir.

İfadesine yer vermiştir (Yargıtay 14. HD 2015/13948 E, 2016/752 K. Yargıtay. 14. HD 2015/17260 E, 2016/9258 K. Yargıtay 14. HD 2015/15364 E, 2016/3080 K). Bu sebeple, dava konusu taşınmazın değerine göre belirlenen yüzdesel oran üzerinden vekilin ücreti hesaplanacak ve vekile ödenmesi gerekecektir.

Dava konusu mal dışındaki para ve hakların avukata ücret olarak verileceği kararlaştırılamaz (AVK m. 164/3). Yani, bir tapu iptal tescil davasının kazanılması halinde ilgili taşınmazın bir kısmının avukata verileceğine ilişkin sözleşme geçersiz olacaktır. Bu durumda, avukat, olsa olsa ilgili taşınmazın parasal değeri üzerinden vekalet ücretine hak kazanabilecektir.

Avukatlık Kanunu m. 164 son fıkraya göre; dava sonunda verilen kararla karşı tarafa yükletilecek vekalet ücreti avukata ait olup bu ücret müvekkilin borcu nedeniyle takas ya da mahsup edilemeyeceği belirtilmiştir.

Davanın Konusuz Kalması, Feragat, Sulh ve Kabul Halinde Vekalet Ücreti Neye Göre Hükmedilir?

Türk hukuk sisteminde tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda; yargılamanın başlangıcı, usule uygun değişiklikleri ve yargılamaya son verebilme hakkına sahiptirler. Bu ilkeye tasarruf ilkesi denir (HMK m. 24). Tasarruf ilkesinin bir sonucu olarak taraflar, kanunda öngörülen şekillere uymak kaydıyla davadan feragat edebilir (HMK m. 307) davayı kabul edebilir (HMK m. 308) yahut sulh olabilirler (HMK m. 313). Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenen bu işlemlere davaya son veren taraf usul işlemleri denilir.[2]

Davadan feragat, davayı kabul ve sulh, içerikleri itibariyle birer maddi hukuk işlemi olmakla birlikte, yapılış şekli itibariyle birer usulü işlemdir. Bu nedenle söz konusu işlemler bir taraftan maddi hukuk anlamında uygulama imkânı bulan iradeyi bozan hâllere dayanılarak iptal edilebilirken, diğer taraftan kesin hüküm gibi sonuç doğurmaktadır. (Yargıtay HGK E. 2017/11-120 K. 2019/334 T. 21.3.2019).

Bu koşullarda vekalet ücretinin neye göre hesaplanacağı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (“AAÜT”) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) düzenlenmiştir.

Tarife m. 6’ya göre; davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya başka herhangi bir sebeple ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar taraflar söz konusu anlaşmazlık konusunda anlaşırlarsa Tarife hükümlerinde belirtilen vekalet ücretlerinin yarısına hükmolunur. Ön inceleme aşamasından sonra anlaşmazlık ortadan kalkarsa ücretin tamamına hükmolunur.

Görevsizlik ve Yetkisizlik Hallerinde Vekalet Ücreti

Uyuşmazlığın çözüleceği mahkemenin belirlenmesi hususunda karşımıza “Görev (Madde İtibariyle Yetki)” ve “Yetki (Yer İtibariyle Yetki)” kavramları çıkmaktadır. Görev, özel hukuktan kaynaklanan bir diğer deyişle medeni yargı koluna giren bir davanın bu yargı kolunda kurulmuş bulunan ilk derece mahkemelerinden hangisi tarafından görüleceğini ifade eder.[3] Yetki kavramı ise neredeki görevli mahkemenin uyuşmazlığı çözeceğini belirtmek için kullanılır. Bir davaya yargı çevresi itibariyle neredeki mahkeme tarafından bakılacağını ifade eder.[4]

Görevsizlik ve yetkisizlik halinde vekalet ücretinin neye göre belirleneceği Asgari Avukatlık Ücreti Tarifesi’nde m. 7’de düzenlenmiştir. İlgili madde uyarınca, ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar verilen görevsizlik ve yetkisizlik kararında ücret bu Tarifede yazılanın yarısına hükmolunur. Ön inceleme tutanağının imzalanmasından sonra verilecek o kadar Tarifede belirlenen vekalet ücretini etkilemeyecek, ücretin tamamına hükmolunacaktır.

Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder (HMK m. 331). Vekalet ücreti, Hukuku Muhakemeleri Kanunu’nda yargılama giderleri arasında sayılmıştır (HMK m. 323/1-ğ).

O halde görevsizlik ve yetkisizlik kararı sonrası davanın başka bir mahkemede devam etmesi; vekalet ücretinin artık görevli/yetkili mahkeme tarafından belirlenmesi anlamına gelecektir. Görevsizlik ve yetkisizlik kararının verilmesiyle ilgili kararı veren mahkeme yargılama giderlerine hükmedemeyecek dolayısıyla vekalet ücreti kararı veren mahkeme tarafından belirlenmeyecektir (Yarg. HGK E:2017/2-3004 K:2019/217).

Vekalet Ücreti Hesabında Hangi Tarih Esas Alınmalıdır?

Mahkeme Kararındaki Alacaklar İçin İcra Takibi Başlatılırsa, Vekalet Ücreti Hangi Tarihe Göre Belirlenir? İcra Vekalet Ücreti Hesaplamasında Dava Tarihindeki mi Gerekçeli Kararın Yazılma Tarihindeki mi Yoksa İcra Takibinde Bulunulduğu Tarihte Yürürlükte Olan Tarife mi Esas Alınır? Sorularınızın cevaplarına aşağıda ulaşabilirsiniz.

AVK m. 168/3 ve AAÜT m. 21 bahse konu başlıktaki soruların yanıtlarını bulabileceğimiz başlıca düzenlemelerdir. AVK m.168/3 ve AAÜT m. 21’de birebir;

Avukatlık ücretinin takdirinde, hukukî yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.

Şeklindeki düzenlemelere yer verilmiştir.

Konuyu pekiştirmek adına bir örnek vermek gerekirse, bir avukatın 2021 yılında davacı Müvekkili adına taşınmaz ile ilgili tapu iptal ve tescil davası açtığını düşünelim, davada mahkemece verilen hüküm ise 2023 tarihli olsun. Öncelikle o davada vekile ödenmesi gereken ilam vekalet ücreti (Yaygın kullanımla “Karşı Vekaleti”), hüküm tarihi olan 2023 yılında yürürlükte olan AAÜT’ye göre belirlenecektir.

Vekil 2023 yılında verilen hükümde hesaplanan hüküm tarihinde geçerli olan AAÜT’ye hak kazandığı ücreti “ilam vekalet ücreti” adıyla davalıya karşı başlatılacak icra takibi ile tahsil edebilecektir.

Mahkemece verilen hükümdeki ilam vekalet ücretini takibe koyulması akabinde icra müdürlüğünce yapılacak dosya hesabı dediğimiz borç hesaplamasında, takip konusu alacak miktarı ve ayriyeten bir vekalet ücreti daha karşımıza çıkmaktadır. Karşımıza çıkan işbu vekalet ücreti ise “icra vekalet ücreti” olarak adlandırılır.

Örneğin; 2023 yılında verilen bir kararın ilamının 2024 yılındaki tarifenin geçerli olduğu vakitte icra takibiyle talep edildiği ancak borçlunun ödemeyi 2025 yılında yaptığı varsayımında avukat, takibi başlattığı zamanda geçerli olan tarifeye göre mi yoksa borçlunun ödeme yapacağı tarife zamanındaki yürürlükte olan bedele mi hak kazanacaktır sorusuna yanıtımız, yine yukarıda belirtilen;

Avukatlık ücretinin takdirinde hukukî yardımın tamamlandığı tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.

Şeklindeki düzenlemelerden yola çıkılırsa ödeme tarihinde -ki örneğimizde 2025- yürürlükte olan AAÜT’ye göre ödeme icra müdürlüklerinin hesaplama yapması akabinde bu bedelin avukata ödenmesi gerekecektir.

Davanın Islah Edilmemesi Halinde Vekalet Ücreti Neye Göre Hükmedilir?

Davanın ıslahı, tarafın yargılama sırasında yaptığı usul işlemlerini gerekli gideri ödemek koşuluyla kanunda belirtilen usullere uygun bir biçimde kısmi veya tamamen düzeltmesine olanak sağlayan hukuki yoldur. Aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir (HMK m. 176/2).

Islah eden taraf geçersiz hale gelen usul işlemleri için yapılan yargılama giderlerini ve bundan dolayı karşı tarafın uğrayacağı zararı karşılamak üzere hakim tarafından belirlenecek olan teminatı mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Aksi halde ıslah yapılmamış sayılır (HMK m. 178/1).

Taraflar ıslah yolu sayesinde iddia ve savunmalarını genişletme imkanı bulurlar. Islah müessesesi, davayı değiştirme, başka deyişle iddia ve müdafaanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağını bertaraf eden bir imkandır (Yargıtay HGK 2017/2815 E. , 2021/888 K).

Islaha giden taraf ıslah işlemi tamamlanıncaya kadar yargılama giderlerini ödeme zorunluluğu altında bulunmaktadır. Burada vekalet ücretinin de bu yargılama giderleri arasında sayılıp sayılmayacağı incelemeliyiz. Bunun için vekalet ücretinin yargılama giderleri arasındaki yerine değinmek gerekir. HMK m. 323/1-ğ uyarınca kanun gereğince tayin olunacak vekalet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmıştır (bu konu doktrinde tartışma yaratmaktadır).

Vekalet ücretinin belirlenmesinde, özellikle de tarafların akdi vekalet ücreti belirledikleri durumlarda avukatın çabası ve emeğinin göz önünde bulundurulması gerektiğinden vekalet ücretinin ıslahta yargılama gideri kapsamında değerlendirilmesi bakımından göz önünde tutulmalıdır.

Islah müessesine başvurmak isteyen tarafın bunu yapmaması halinde, taraf aleyhine ortaya birtakım olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir. Örneğin, dava dilekçesinde yazılan değerin gerçeği yansıtmadığı hallerde kişi, kanunda öngörülen süre ve şekil şartına uymayıp ıslah yoluna başvurmazsa belirlenecek olan vekalet ücreti mevcut duruma göre şekillenecektir. O hale akdi vekalet ücretine veya yasal vekalet ücretine riayet edilecektir.

Islah ile ilgili bir diğer hususu da yeri gelmişken hatırlatmak isteriz. Önceden ilk derece mahkemesi kararının bozulması veyahut kararın kaldırılması halinde ıslah yapılıp yapılamayacağı hususu için Kanun’da hüküm bulunmamaktaydı. Ancak Kanun’un şu anki halinde Kanun koyucu bu duruma netlik kazandırmıştır.

Şöyle ki; Önceden 6100 sayılı HMK’da ıslahın tahkikat sona erinceye kadar yapılabileceği belirtilirken bozma sonrasında ıslah yapılıp yapılmayacağına ilişkin açık bir hüküm bulunmadığından ve 04.02.1948 Tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile ıslahın bozmadan sonra yapılmayacağına dair uygulamaya devam edilmişti. Ancak bu durum 06.05.2015 Tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile devam etmesine rağmen karara katılmayan kişilerin karşı oylarıyla birlikte bozma sonrası ıslahın mümkün olması gerektiğine dair uygulamada ve doktrinde kanaat oluşmaya başlayınca 28.07.2020 Tarihli 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’la HMK m. 177’de yer alan;

Yargıtay’ın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.

Şeklindeki ibarenin eklenmesi ile bozma sonrası ıslah yapılabileceğine dair düzenleme yapılarak bu husus net olarak Kanun düzenlemesi ile ortaya konulmuştur.

Yani kaldırma ya da bozma kararı sonrası da ıslah yapılabilmesi mümkün olup; bozma veya karar kaldırma kararından sonra yapılan ıslahlarda da vekilin alacağı, ıslah sonrası yeni dava değerine göre belirlenecektir.

Sonuç

Hukuk düzeni, avukatların gördükleri işler ve verdikleri hizmet karşılığı vekalet ücreti almalarını öngörmüş ve çeşitli düzenlemelerle bunu güvence altına almıştır. Avukatlık asgari ücret tarifesi avukatlara iş gördüren kişilerden alınacak vekalet ücretine ilişkin usul ve esasları belirlemiştir.

Avukatlık ücretinin takdirinde, hukukî yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınacaktır. İcra takipleri içinde ödemenin yapılacağı vakit yürürlükte olan AAÜT’ye göre avukatın ücreti hesaplanacaktır.

Özetle ister maktu isterse nispi olursa olsun davalar için vekalet ücreti hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre olurken, icra takiplerine esas alınan icra vekalet ücreti borçlunun ödemeyi yapacağı zamanda yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre olacaktır.

Tapu iptal ve tescil davalarında da alınacak olan vekalet ücreti (nispi vekalet ücreti) dava konusunun değeri (harca esas değer) baz alınarak hüküm tarihindeki AAÜT’de belirtilen oran üzerinden olacaktır.


Kaynakça

  • Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (03.09.2022).
  • Avukatlık Kanunu, (19/3/1969).
  • Hukuk Muhakemeleri Kanunu, (12/1/2011).
  • Kemal OĞUZMAN, Eşya Hukuku, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2021.
  • Murat ATALI, Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara, 2021.
  • ŞİMŞEK, M. (2016). Yargı Organlarınca Hükmedilen Vekalet Ücretinin Aidiyeti Sorunu. Dergi Park, s. 538-557.

Referanslar

  • [1] M. Kemal Oğuzman, Özer Seliçi, Saibe Oktay-Özdemir, Eşya Hukuku, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2021, s. 300.
  • [2] Murat Atalı, İbrahim Ermenek, Ersin Erdoğan, Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara, 2021, s, 575-576.
  • [3] Atalı, Ermenek, Erdoğan, s. 139.
  • [4] Atalı, Ermenek, Erdoğan, s. 173.

İlginizi Çekebilir: