Okuma Süresi: 9 Dakika

Eser Sözleşmesi Nedir?

Yazar: ADEM BURAK YILMAZ
Eser Sözleşmesi Nedir?

1. Eser Sözleşmesinin Genel Tanımı Nedir?

Eser Sözleşmesi, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 470. maddesi ve devamında düzenlenmiştir. Buna göre, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.

Eser sözleşmesi, karşılıklı her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olup, iş görme sözleşmesidir. Yüklenici bir eser meydana getirmeyi üstlenirken iş sahibi de buna karşılık bir ücret ödemeyi taahhüt eder.

2. Eser Sözleşmesinde Yüklenicinin Borçları Nelerdir?

a – Eseri Meydana Getirme ve Teslim Borcu Nedir?

Eser sözleşmesinde yüklenicinin eser meydana getirme ve teslim etme olarak iki asli yükümlülüğü bulunmaktadır. Yüklenici kural olarak teslimi sözleşmede kararlaştırılan zamanda teslim ile yükümlüdür. Sözleşmede teslim ile ilgili bir hüküm bulunmadığında sözleşme konusu taşınır ise TBK md. 89’a göre ifa yeri belirlenecek, taşınmaz ise de taşınmazın bulunduğu yer olacaktır.

b – Yüklenicinin Özen ve Sadakat Yükümlülüğü Nedir?

TBK’nun 471/1 maddesinde, “Yüklenicini, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.” Yüklenicinin özen ve sadakat yükümlülüğünün belirlenmesinde ise benzer alanlarda faaliyet gösteren basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranış esas alınacaktır.

Yüklenici özen yükümlülüğüne göre, eseri meydana getirirken işin ehli olan bir yüklenici gibi dikkatle yapmalıdır. İş sahibine zarar verecek davranışlardan kaçınmalı, iyi niyet kuralları gereğince işi yerine getirmelidir.

Sadakat yükümlülüğüne göre ise, yüklenici iş sahibinin yararına olacak işleri yapmalı, zararına olacak işlerden kaçınmalıdır. İşin zamanında bitmesi tehlikeye düşmesi, iş sahibinin sağladığı malzemelerin ayıplı olması gibi durumlarda yüklenici bu durumu iş sahibine hemen bildirmek zorundadır.

c – Yüklenicinin İşi Kendisi Yapma Yükümlülüğü Nedir?

Türk Borçlar Kanunu’na göre kural olarak yüklenici edimi bizzat yerine getirmek ile yükümlüdür. Ancak yüklenici, meydana gelecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapabileceği gibi kendi yönetimi altında da yaptırabilmektedir. Eserin meydana gelmesinde yüklenicinin kişisel özelliklerini önem taşımıyor ise işi başkasına da yaptırabilmektedir.

d – Yüklenicinin Malzeme Bakımında Yükümlülüğü Nedir?

Sözleşmede aksine anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi getirmekle yükümlüdür. Ayrıca bunların temini de yine yüklenicinin yükümlülükleri arasında yer almaktadır.

Yüklenici tarafından malzemelerin sağlanması halinde, bu malzemelerin ayıplı olması durumunda işsahibine karşı satıcı gibi sorumlu olacaktır.

Malzemelerin işsahibi tarafından sağlanması halinde ise, yüklenici bu malzemeleri özenle kullanmalı ve bu malzemelerden geriye kalanı iş sahibine teslim etmekle yükümlüdür. İş sahibi tarafından sağlanan malzemelerde ayıp veya kusur olması halinde ise yüklenicinin bu durumu iş sahibine hemen bildirmesi gerekmektedir. Bildirmediği takdirde bundan doğacak sonuçlardan yüklenicinin sorumluluğu doğacaktır.

e – Yüklenicinin İhbar Yükümlülüğü Nedir?

Yüklenici, işi meydana getirirken, iş sahibinin araç ve gereçleri ile eserin meydana geleceği yerin ayıplı olduğunu anlaması durumunda bunu derhal iş sahibine bildirmekle yükümlüdür. Bildirmediği takdirde doğacak sonuçlardan sorumlu olacaktır.

f – Yüklenicinin İşe Zamanında Başlama Yükümlülüğü Nedir?

Yüklenici sözleşmede belirtilen teslim tarihinde işi teslim etme ve işe zamanında başlama yükümlülüğü altındadır. TBK md. 473’e göre yüklenicinin iş zamanında başlamaması veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirmesi halinde, yüklenicinin işi zamanında bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa, işsahibi teslim için belirlenen günü beklemeksizin sözleşmeden dönebilir.

Ayrıca yine yüklenicinin kusuru ve sözleşmeye aykırılık ile işi zamanında bitiremeyeceğinin anlaşılması halinde, işsahibi bunu önlemek için yükleniciye uygun bir süre vererek ayıbın veya aykırılığın giderilmesini, aksi takdirde hasar ve masrafı kendisine ait olmak üzere onarım ve işe devamın üçüncü bir kişiye teslim edileceği konusunda ihtarda bulunabilir.

3. Eser Sözleşmesinde Yüklenicinin Ayıptan Sorumluluğu Nedir?

TBK md. 474’e göre; iş sahibi, eserin teslim edilmesinden sonra işlerin olağan akışına uygun şekilde imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmeli ve ayıpları varsa uygun sürede yükleniciye bildirmekte yükümlüdür. Eserde açık ayıp olması halinde, iş sahibi makul sürede yükleniciye bildirmediği takdirde işsahibi eseri kabul etmiş sayılacaktır.

Ancak usulüne uygun olarak gözden geçirme ile fark edilemeyecek şekilde bir ayıbın bulunması halinde ise gizli ayıptan söz edilir. Bu durumda TBK md. 477’ye göre, eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa, işsahibi gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmekle yükümlüdür.

a – İş Sahibinin Seçimlik Hakları Nelerdir?

Eserde ayıp olması halinde yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde TBK md. 475’ e göre işsahibinin seçimlik hakları şöyledir:

  • Eser, işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı yada sözleşme hükümlerine aykırı ise sözleşmeden dönme,
  • Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme,
  • Aşırı bir masraf gerektirmediği hallerde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme,

Haklarına sahiptir. İşsahibi iyiniyet kurallarına uygun olarak bu seçimlik haklardan birini kullanabilir. Ancak eser, işsahibinin taşınmazında yapılmış ise, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz (TBK md. 475/3).

4. Eser Sözleşmesinde İşsahibinin Borçları Nelerdir?

Eser sözleşmesinde, iş sahibinin bedel ödeme borcu bulunmaktadır. Bu bedel ödeme borcu, eserin teslim anı ile muaccel olur.

Ücret miktarı sözleşme ile belirlenmemişse, eserin değeri ve yüklenicinin gideri dikkate alınarak bedel belirlenecektir. Bedelin götürü bedel olarak belirlenmesi durumunda ise, yüklenici eseri o bedel ile meydana getirmekle yükümlüdür. Götürü bedel olması halinde yüklenici tarafından fazla emek ve masraf yapılmış olsa dahi bedelin artırılması istenemez.

5. Eser Sözleşmesi Nasıl Sona Erer?

  • Tarafların karşılıklı sözleşmenin sona ermesi konusunda anlaşmaları ile,
  • Başlangıçta yaklaşık olarak belirlenen bedelin, işsahibinin kusuru olmaksızın aşırı ölçüde aşılacağı anlaşılırsa işsahibi, eser henüz tamamlanmadan veya tamamlandıktan sonra sözleşmeden dönebilir.
  • İş sahibi, eserin tamamlanmasından önce yapılmış olan kısmın karşılığını ödemek ve yüklenicinin zararını gidermek koşuluyla sözleşmeyi feshedebilir.
  • Eser beklenmedik bir olay sonucu yok olursa işsahibi, eseri teslim almada temerrüde düşmedikçe yüklenici, yaptığı işin ücretini ve giderlerinin ödenmesini isteyemez. Bu durumda malzemeye gelen hasar onu sağlayana ait olacaktır.
  • Yüklenicinin kişisel özelliklerinin göz önünde tutularak yapılan eser sözleşmesinde, yüklenicinin ölümü veya kusuru olmaksızın eseri tamamlama yeteneğini kaybetmesi halinde sözleşme kendiliğinden sona erer. Bu durumda işsahibi, eseri tamamlanan kısımdan yararlanabilecek ise onu kabul ederek karşılığını vermekle yükümlüdür.

6. Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak Davası Ne Zaman Açılır?

Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davalarında, sözleşmenin yüklenici tarafça ayıplı veya kusurlu meydana getirilmesi halinde;

  • Taşınmaz yapılarda 5 yıl içinde,
  • Taşınır yapılarda ise 2 yıl içinde açılmalıdır.

7. Eser Sözleşmesi İle İlgili Yargıtay Kararları

Kural olarak eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de; davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde, talep miktarı da dikkate alınarak, yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 Sayılı HMK 200. maddeye göre, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibin beşyüz Türk lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibin beşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan, yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ikrar, yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir. Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hallerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Somut olayda davalı tarafından dosya kapsamındaki istikrarlı beyanlar ile taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulmadığı iddia edilmiş olup, ayrıca tanık dinlenilmesine de muvafakat etmediğinden davacı tarafından sözleşme ilişkisi kurulduğunun kesin deliller ile ispatlanması zorunludur. Davacı tarafından delil listesinde yemin deliline başvurulmuş olup mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez. Mahkemece yapılması gereken iş; davacı tarafından açıkça yemin deliline dayanıldığından mahkemece kanıtlanamayan hususlar hakkında davacının davalıya yemin yöneltme hakkı hatırlatılarak sonucuna uygun bir karar verilmesinden ibaret olması gerekirken davalı tarafça kabul edilmeyen fatura ve tanık beyanı ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün temyiz eden davalı lehine BOZULMASINA..” (YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ E. 2019/3906 K. 2020/1771 T. 23.6.2020)[1]

 “Davacı, davasında davalının konutunun komple iç dekorasyon işini yaptıklarını, bu işten kaynaklı toplam 53.100,00 TL fatura alacağının davalı tarafından ödenmediğini, yaptıkları icra takibine de itiraz edildiğini belirterek itirazın iptâline karar verilmesini istemiş, davalı savunmasında davacıya hiçbir şekilde borcu olmadığını, aralarında akdî ilişki bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan işlerin davacı tarafından yapıldığı, mahkemece dinlenen tanık beyanları ve mahallinde bizzat yapılan gösterme ile kabul edildiği gerekçesi ile davalının itirazının 52.022,00 TL üzerinden iptâli takibin devamına, asıl alacak 51.571,00 TL ye takip tarihinden itibaren yasıl faiz uygulanmasına, fazlaya dair istemin reddine ve şartları oluşmadığından icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı dava dilekçesinde davalı ile aralarında akdî ilişki bulunduğunu iddia etmiş ise de, davalı akdî ilişkiyi inkâr etmiş davacı buna dair yazılı bir belge sunamamıştır. Kurulduğu iddia edilen temel hukuksal ilişki TBK’nın 470. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesidir. Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Ancak, sözlü yapılan sözleşme inkâr edildiği takdirde, sözleşmenin yapıldığı zamanki miktar veya değeri HMK’nın 200. maddesindeki miktardan fazla ise akdî ilişkinin anılan yasa hükmü gereğince davacı tarafından yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Akdî ilişkinin tanık delili ile kanıtlanabilmesi için ya davacı tarafından “yazılı delil başlangıcına” dayanılmış olması veya davalının tanık dinlenmesine açıkça onay vermiş olması gerekir. Somut olayda dava değeri dikkate alındığında tanık dinlenilmesini mümkün kılan diğer yasal sebepler bulunmadığı gibi davalı tarafça açıkça muvafakat edilmediğinden tanık dinlenemeyeceği gibi dinlenmiş olsa dahi beyanına itibar edilmesi mümkün değildir. Davacı iddiasını ve inkâr edilen akdî ilişkiyi yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Ancak dava dilekçesinin deliller bölümünde açıkça yemin deliline dayanmıştır. Bu durumda davacıya akdi ilişkinin varlığıyla ilgili davalıya yemin yöneltme hakkının varlığı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu husus üzerinde durulmaksızın davanın yazılı miktarda kısmen kabulü doğru olmamış bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan sebeplerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA..” (YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ E. 2016/6206 K. 2018/1483 T. 11.4.2018)[2]

 Asıl ve birleşen dava, eser sözleşmesinin ifası sırasında meydana gelen iş kazası nedeniyle, rücuen tazminat istemine ilişkin açılmış bir alacak davasıdır. Davacı tarafça, 30/12/2004 tarihinde meydana gelen iş kazasında yaralanan … tarafından açılan … 2. İş Mahkemesi’nin 21/05/2012 tarih , 2005/158 E. 2012/215 K. sayılı kararı ile 80.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkili şirketten tahsiline hak kazandığını, açılan maddi ve manevi tazminat davaları sebebiyle … 6. İcra Müdürlüğünün 2012/1514 E. sayılı dosyasına 170.060,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, 170.060,00 TL’ nin ödeme tarihi olan 16/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş, davalılardan … Beton hakkında açmış olduğu birleşen davasında, dava dışı …’ın … 2. İş Mahkemesi’nin 2015/317 E. açmış olduğu tazminat davası sonucunda, … 9. İcra Müdürlüğünün 2015/21839 E. Takip dosyasına 272.204,TL ödenerek kapatıldığını, iş kazası neticesinde açılan tazminat davasında temyiz edilen … 2. İş Mahkemesi’nin 2005/158 E. 2012/218 K. sayılı kararı ile müvekkili şirketin % 25 kusurlu bulunurken davalılardan … Hafriyat’ ın ise % 75 oranında kusurlu bulunduğunu, Selçuk Aslliye Ceza Mahkemesi’nin 2004/70 E. sayılı dosyasında müvekkili şirketin kusursuz olduğunun belirtildiğini, müvekkili şirketin beton dökme işi için davalılardan … Beton A.Ş ile anlaştığını, … Beton A.Ş’ nin beton dökme işini diğer davalı … Hafriyat Nakliyat Ticaret A.Ş.ne yaptırdığını, bu gerekçe nedeniyle de olayda kusursuz olduğunu ileri sürerek, asıl davada 170.060,00 TL nin ödeme tarihi olan 16/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılırdan sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen olmak üzere rucuen tahsilini, birleşen davasında 193.477,00 TL’ nin 22/04/2016 tarihinden itibaren reeskont faizi ile, 10.750,00 TL’ nin 06/05/2016 tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalı … Beton San. Tic. A.Ş.ne rücuen tahsilini talep etmiş.

Mahkemece, iş mahkemesinin kesinleşen kararında belirlenen kusur oranlarının bağlayıcı olduğu gerekçesiyle, rapordaki oranlara göre, davacı şirketin kazanın meydana gelmesindeki % 25 kusuru çıkarıldıktan sonra, davalıların % 75 kusuruna göre asıl dava dosyasının kısmen kabulüyle 127.545,00-TL nin davalılardan rücuen tahsiline, birleşen davanında kabulüyle 204.228,00-TL nin davalı …Çimento Sanayii Türk A.Ş. (… Beton Sanayi ve Ticaret A.Ş.)dan rücuen tahsiline dair verilen karar, davalı … Beton (…Çimento ) tarafından istinaf edilmiş, … Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf talebi esastan reddedilmiştir. Bu karara karşı, davalı … Beton (…Çimento ) tarafından temyiz talep edilmiştir.

… İlçesi’nde bulunan … Lisesi inşası işi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yüklenici sıfatıyla davacı … İnşaat Taahhüt Ticaret ve Sanayi Limited Şirketine ihale edilmiş, davacı, okul inşaatının beton temini de, diğer bir deyişle beton taşeronluğunun … Beton San. Tic. A.Ş. ye vermiş, … Beton San. Tic. A.Ş.’nin de hazır betonun inşaata taşınması ve burada boşaltılması işini, … Hafriyat Nakliyat A.Ş.’ne verdiği, olay günü … Beton A.Ş.’ne ait olup , diğer davalı alt taşeron … Hafriyat Nakliyat A.Ş.’de pompa operatörü olarak çalışan …idaresindeki seyyar beton pompası ile inşaatın zemin katına hazır betonun dökülmesi sırasında seyyar beton pompasının denge ayaklarından birinin kırılması ile pompanın yan yatması ve bom kolunun o sırada merdiven filizlerinin altındaki boşluğu kapatan dava dışı M.’in üstüne düşmesi sonucu ağır şekilde yaralanmıştır. Davacı yüklenici, davalı … Beton A.Ş. taşeron, … Harfiyat alt taşerondur. Davacı yüklenicinin dayandığı hukuksal ilişki, niteliğine göre bir hizmet akdî ilişkisi olmayıp, eser sözleşmesi ilişkisidir. Mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ilâ 371 arası maddelerinde (TBK 470-486) düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre, zararlandırıcı olayın gerçekleşmesine etkili olan yüklenici ve taşeronların kusurunun tespitinde, iş güvenliği mevzuatından da yararlanılması olanaklı ise de, sadece bu mevzuata göre yüklenicinin ve taşeronların kusuru belirlenemez. Eser sözleşmelerinde yüklenici yaptığı işin uzmanı olup, eser denilen sonucun gerçekleşmesini taahhüt eder. İş sahibinden talimat almaz, ona karşı bağımsızdır. Yanında işçi çalıştırıyorsa işçisine karşı da işveren durumundadır. Dolayısıyla eser sözleşmelerinde yüklenici işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına göre iş yerinde tüm tedbirleri almak ve bu konuda denetimi sağlamak yükümlüğü altındadır. İşin uzmanı sayılan yüklenici Borçlar Kanunu’nun 357. maddesi uyarınca yükümlendiği işin ifası sırasında gerekli özen ve dikkati göstermekle görevli olup yüklenici ve iş sahibinin kusuru işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına göre çözümlenemez. Dolayısıyla tarafların olayın meydana gelmesinde kusuru bulunup bulunmadığı veya kusur oranları iş hukuku mevzuatı hükümlerine göre değil, eser sözleşmesi hükümleri doğrultusunda saptanmalıdır. Mahkemece iş mahkemesinin kusur raporu hükme esas alınmış ise de; eser sözleşmesi ilkeleri gözetilmeden sadece işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı ilkeleri doğrultusunda, olaya etkili kusur durumu ve oranları dikkate alınarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılması gereken iş, yanlar arasındaki ilişki eser sözleşmesi ilişkisi olduğuna göre yeniden oluşturulacak eser sözleşmeleri konusunda uzman bir bilirkişinin de bulunacağı bilirkişi kurulundan eser sözleşmesi hükümlerine göre taraflara yüklenen kusur oranı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp,değerlendirilerek ve bulunacak kusurun hesaplanan maddi zarara uygulanarak sonucuna uygun karar verilmesinden ibaret olmalıdır. Açıklanan nedenlerle kararın asıl ve birleşen davada davalı …Çimento Sanayii Türk A.Ş. (… Beton Sanayi ve Ticaret A.Ş.) yararına bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararı ile bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin kararı usul ve yasaya aykırı görüldüğünden BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …Çimento Sanayii Türk A.Ş.’ne (… Beton Sanayi ve Ticaret A.Ş.) iadesine, HMK’nun 373/1. maddesi gereğince … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin reddine ilişkin kararının kaldırılarak, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 26.05.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi. (YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ E.2020/2577, K:2021/2243, T:26.05.2021)[3]


Referanslar

  • [1] <https://legal.com.tr/blog/genel/eser-sozlesmelerinde-sozlesme-iliskisinin-ispati-eserin-teslimi-ve-teslimin-tanik-dahil-her-turlu-delille-ispat-edilebilecegi/>
  • [2] <https://legal.com.tr/blog/genel/eser-sozlesmelerinde-sozlesme-iliskisinin-ispati-eserin-teslimi-ve-teslimin-tanik-dahil-her-turlu-delille-ispat-edilebilecegi/>
  • [3] <https://kazanci.com.tr/>

Anahtar Kelimeler: Eser Sözleşmesi, Eser Sözleşmesi Nedir, Eser Sözleşmesi Nasıl Sona Erer, Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak Davası Ne Zaman Açılır, Eser Sözleşmesi İle İlgili Yargıtay Kararları, Eser Sözleşmesinde İşsahibinin Borçları, Eser Sözleşmesinde Yüklenicinin Ayıptan Sorumluluğ, Eser Sözleşmesinde Yüklenicinin Borçları.

İlginizi Çekebilir: Non-Fungible Token (NFT) ve Telif Hakkı.