[rt_reading_time label="Okuma Süresi:" postfix="Dakika" postfix_singular="Dakika"]

Reklamın Hukuki Niteliği ve Karşılaştırmalı Reklamlar

Yazarlar: KERİM KOCAMAN, SEZAİ ÖZKAMALI, KEMAL ŞANLI
Reklamın Hukuki Niteliği ve Karşılaştırmalı Reklamlar

MGC Legal ekibinin kaleme aldığı işbu “Reklamın Hukuki Niteliği ve Karşılaştırmalı Reklamlar” başlıklı makalemizi okumanıza sunarız.

Bireysel olarak her birimiz günlük yaşantımızda sayısız reklamla karşılaşıyoruz. Hayatımızın bir parçası olmuş cep telefonlarından yüksek binaların cephelerine asılan tabela, afişlere kadar her yerde reklam örneklerini görmek mümkündür.

Dolayısı ile toplumun ve bireylerin hayatlarında bu kadar yer etmiş reklamların niteliğini tespit etmeye çalışmadan ve çeşitli disiplinlerin reklama yaklaşımını incelemeye başlamadan önce reklamın tanımına bir göz atmak gerekir.

Reklam Nedir?

Sözlük anlamına bakıldığında Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından “Bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenen her türlü yol” veya “Bu amaç için kullanılan yazı, resim, film vb.” olarak tanımlanmıştır.

Mevzuatımızda da farklı kaynaklarda reklam tanımları yer almaktadır. Örneğin, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK), Ticari Reklam başlıklı 61’inci maddesinde şu ifadelere yer verilmiştir; “Ticari reklam, ticaret, iş, zanaat veya bir meslekle bağlantılı olarak; bir mal veya hizmetin satışını ya da kiralanmasını sağlamak, hedef kitleyi oluşturanları bilgilendirmek veya ikna etmek amacıyla reklam verenler tarafından herhangi bir mecrada yazılı, görsel, işitsel ve benzeri yollarla gerçekleştirilen pazarlama iletişimi niteliğindeki duyurulardır.” Benzer tanımlara “Reklam Kurulu Yönetmeliği” ve “Ticari Reklamlar ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği” gibi kaynaklarda da yer verilerek yeknesaklık sağlanmaya çalışılmıştır.

Bu tanımlardan çıkan ortak reklam tanımı, satışa arz edilen bir mal veya hizmetin tanıtımı amacıyla tüketicinin tercih ve taleplerini etkilemeye yönelik her türlü girişim olarak yapılabilir.[1]

Reklamın Hukuki Niteliği Nedir?

Reklamlar, etkilerinin kapsamı sebebiyle Borçlar Hukuku, Tüketici Hukuku, Ticaret Hukuku, Rekabet Hukuku ve Fikri Mülkiyet Hukuku gibi birden fazla hukuk dalının ilgi alanına girmektedir. Bu nedenle reklamın hukuki niteliği incelenirken her bir hukuk dalının yaklaşımı ayrı olarak incelenmelidir.

Borçlar Hukuku Bakımından Reklamın Niteliği

Reklamın yapılma amacı tüketiciyi bir sözleşme ilişkisine sokmak olduğundan reklamın bir öneri olarak mı yoksa öneriye davet olarak mı sayılması gerektiği gündeme gelir. Öncelikle belirtmek gerekir ki; bir beyanın öneri olarak kabul edilebilmesi için sözleşmenin esaslı unsurlarını içermesi gerekmektedir.[2] Dolayısı ile sözleşmenin esaslı unsurlarını barındırmayan reklamlar yalnızca öneriye davet mahiyetindedir.

Reklamlar daha çok kitlelere hitap ettiği göz önünde tutulursa burada tartışılması gereken husus herkese açık bir öneri mümkün olabilir mi? Türk Borçlar Kanununun (TBK) 8’inci maddesinde kanun koyucu, “Fiyatını göstererek mal sergilenmesi veya tarife, fiyat listesi ya da benzerlerinin gönderilmesi, aksi açıkça ve kolaylıkla anlaşılmadıkça öneri sayılır.” demektedir.

Dolayısı ile önerinin herkese açık olarak yapılmasında bir engel yoktur. Burada “gönderilmesi” ifadesinden sadece fiziki olarak iletilme değil, aynı zamanda herhangi bir mecrada gösterilme anlamını da anlaşılmalıdır.[3] Aynı şekilde “malın sergilenmesi” bakımından da yalnızca ürünün bizzat kendisinin değil fotoğraflarının veya görüntüsünün de sergilenmesi aynı kapsamda değerlendirilmesi gerekir.[4]

Buna karşılık bir görüş, ürünün fotoğraflarının veya görüntüsünün sergilenmesi kanunun lafzında açıkça yer alan “mal sergilenmesi” kavramına girmediğini savunmaktadır.[5] Bu durumda televizyon, internet veya gazete gibi sanal mecralarda ürün sergilenerek yapılan reklamlar bir öneriye davet niteliğinde olacaktır.

Reklamı bir öneri olarak kabul etsek de reklam veren, kanunda da belirtildiği üzere kendisini önerisi ile bağlı olmaktan kurtarma imkânları mevcuttur. Uygulamada reklamların üzerinde “Stoklarla sınırlıdır” veya “Mağazamız/Restoranlarımızdaki ürünler çeşitlilik gösterebilir” şeklindeki ifadelere sıklıkla rastlıyoruz. Keza reklamların birçoğu da esasları unsurları kapsamaktan uzaktır.

Ayrıca, Borçlar Hukuku açısından bir reklamın haksız fiil teşkil etmesi de mümkündür. Şöyle ki, reklam veren kusurlu davranarak reklamında gerçek olmayan bilgiler kullanarak veya dürüstlük kuralına aykırı şekilde davranarak rakiplerinin müşterilerinin azalmasına yahut müşterilerini kaybetme riski ile karşı karşıya bırakabilir.

Bu durumda, TBK 57 kapsamında zarar gören kişiler bu davranışlara son verilmesini isteyebilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, reklamın bir ticari iş kapsamına girmesi durmasında ikinci fıkra gereği Türk Ticaret Kanununun (TTK) 54 vd. maddelerinde yer alan haksız rekabet hükümleri uygulama alanı bulacaktır.

Fikri Mülkiyet Hukuku Bakımından Reklamın Niteliği

Günümüzde reklamcılık alanı uzman kişiler tarafından yürütülmektedir. Bu nedenle reklam sektörü, bünyesinde birçok teknik ve artistik yeteneklere sahip kişiler barındırır. Hiç şüphesiz bu kişilerin ortaya çıkardıkları reklamın da Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) kapsamında eser olarak nitelendirilmesi mümkündür. Mesela, reklam için yapılan bir karikatür pekâlâ FSEK madde 4 kapsamında güzel sanat eseri sayılabilir.

Ancak televizyon ve internette karşılaştığımız ve daha çok sinematik bir anlatımla birlikte birden çok unsuru içeren reklamları nereye koyacağız? Şöyle ki, çalışmanın fikir ve sanat eseri olarak kabul edilmesi için kanunda sayılan eser türlerinden birine dahil olması gerekir.[6] Her ne kadar eser çeşitleri sınırlayıcı olarak sayılsa da nelerin bu tür eserler kapsamına girdiği hususu geniş olarak düzenlenmiştir.[7]

Bu durum “Sinema eserleri, her nevi bedii, ilmi, öğretici veya teknik mahiyette olan veya günlük olayları tespit eden filmler veya sinema filmleri gibi, tespit edildiği materyale bakılmaksızın, elektronik veya mekanik veya benzeri araçlarla gösterilebilen, sesli veya sessiz, birbiriyle ilişkili hareketli görüntüler dizisidir.” şeklindeki kanun lafzında açıkça görülebilir. O halde FSEK madde 1’de sayılan diğer şartları da taşıyan bu tür reklamların sinema eseri olarak saymak mümkün gözükmektedir.

Peki, birden çok uzman kişi tarafından meydana getirilen bu reklamın eser sahibi kim olacaktır? Birden fazla kişinin meydana getirdiği reklam kısımlara ayrılabiliyorsa her biri bakımından meydana getirdiği kısmın hak sahibi olacağı FSEK madde 9’da öngörülmüştür.

Bu kişiler müşterek eser sahipliği konumunda olacaktır. Fakat reklam ayrılmaz bir bütün teşkil ediyor ise bu durumda reklam üzerinde herkesin eser sahipliği söz konusudur. Bu duruma da iştirak halinde eser sahipliği denilmektedir.[8]

Karşılaştırmalı Reklam Nedir?

Teknolojinin gelişmesi ve küreselleşmenin bir sonucu olarak ticaret hayatındaki aktörlerin sayısı gün geçtikçe hızla artmaktadır. Sayısız rakibin bulunduğu bu arenada kendinizi bir adım öne çıkarmanın yollarından birisi de rakiplerinizden daha iyi bir seçenek olduğunuzu göstermeye çalışmaktır. Bunun için en iyi araçlardan birisi hiç kuşkusuz karşılaştırmalı reklamlardır.

Peki, karşılaştırmalı reklam nedir? Avrupa Birliği Hukukunda 2006 yılında çıkarılmış olan Aldatıcı ve Karşılaştırmalı Reklamlara İlişkin Yönerge[9]‘de karşılaştırmalı reklamın tanımı şu şekildedir; “Karşılaştırmalı reklam, açık veya üstü kapalı bir şekilde rakibin mal veya hizmetlerini tanımlayan her türlü reklamdır.

Türk Hukukunda da karşılaştırmalı reklama ilişkin çeşitli düzenlemelerin yapıldığını görmekteyiz. Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğinde[10] karşılaştırmalı reklam, tanıtımı yapılan mal veya hizmete ilişkin hususlarla aynı amaca ya da aynı ihtiyacı karşılamaya yönelik rakip mal veya hizmetlere ilişkin hususların karşılaştırıldığı reklamlar olarak ifade edilmiştir.

Karşılaştırmalı Reklamın Unsurları Nelerdir?

Tanımdan anlaşılacağı üzere karşılaştırmalı reklamdan söz edebilmek için tüketicinin mal veya hizmeti seçme iradesinde rol oynayan birtakım unsurların benzerleri ile karşılaştırılması gerekir.[11] O halde ilk olarak ortada bir karşılaştırmanın bulunması gerekir.

İkinci olarak da bu karşılaştırmanın doğal olarak rakiplerle ilişkilendirilmesi lazım. Bu ilişkilendirilme tanımda belirttiğimiz üzere açık bir şekilde yapılabileceği gibi üstü kapalı da olabilir. Örneğin; “Benim X ürünüm en ucuz” şeklindeki reklam rakibin üstü kapalı olarak belirtildiği karşılaştırmalı bir reklam olacaktır.

Karşılaştırmalı Reklam Yapmak Serbest mi?

Türk Hukukunda karşılaştırmalı reklam yapmak kural olarak serbesttir. Fakat baştan belirtelim ki ne Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ne de Türk Ticaret Kanunu açık şekilde yapılan karşılaştırmalı reklamları yasaklamış değildir.

Ne var ki Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğinin 8’inci maddesinde karşılaştırmalı reklamların ancak “Rakiplere ait ürün adı, marka, logo, ticaret unvanı, işletme adı veya diğer ayırt edici unsurlara yer verilmemesi” şartıyla yapılabileceğini söylemektedir. Dolayısı ile açık bir şekilde karşılaştırmalı reklam yapmak mevzuatımız bakımından mümkün değildir. Ayrıca kanunların cevaz verdiği bir şeyi yönetmelikle yasaklamak kanun yapma tekniğine aykırı olduğunu belirtmek gerekir.[12]

Haksız rekabetin sosyal yönü göz önünde tutulduğunda, bozulan rekabet ortamı bir bütün olarak tüketicileri, rakipleri ve ekonominin kendisini tehdit edecektir.[13] Bu nedenle karşılaştırmalı reklamı düzenleyen hükümler Tüketici Hukuku, Ticaret Hukuku ve Rekabet Hukukuna yayılmış durumdadır.

Tüketici Hukuku Bakımından Karşılaştırmalı Reklamlar

Karşılaştırmalı reklamlar, rekabet ortamı oluşturarak tüketicilere daha ucuz fiyata daha verimli ürünler almasına katkı sağlamaktadır. Bu nedenle de kanun koyucu Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 61’inci maddesinin 5’inci fıkrasında “Aynı ihtiyaçları karşılayan ya da aynı amaca yönelik rakip mal veya hizmetlerin karşılaştırmalı reklamı yapılabilir” hükmüne yer vermiştir.

Önceden de belirttiğimiz üzere karşılaştırmalı reklam yapmak serbesttir. Fakat bu serbesti ancak kanun koyucunun çizdiği sınırlar içerisinde kullanılabilir. Bu sınırları TKHK 61’inci maddesinde sayılan ilkeler ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde kurulan Reklam Kurulunun belirlediği ilkeler oluşturmaktadır.[14] Bu kapsamda Bakanlığın çıkarmış olduğu Ticari Reklamlar ve Haksız Uygulamalar Yönetmeliği 5’inci maddesinde temel ilkeler sayılmıştır.

Bu düzenlemeler doğrultusunda karşılaştırmalı reklamların tüketicilerin korunması bakımından uyması gerekli ilkeler;

  • Tüketiciyi aldatıcı veya yanıltıcı bilgiler içeremez. Kanun, reklamlarda iddia edilen hususların ispatını reklam verenlere yüklemiştir.[15] O halde, ürünün fiyatı daha ucuz olmadığı halde tüketicide bu izlenimi uyandıranlar bu kapsamdadır.
  • Kişilerin can veya mal güvenliğini tehlikeye düşürücü, kamu sağlığını bozucu nitelikte, suç işlemeye teşvik eden reklamlar yapılamaz. Örneğin, tütün ürünlerini kullandırmaya özendiren herhangi karşılaştırmalı reklam yapmak mümkün değildir. Bu durum, 4207 sayılı Kanunla ayrıca belirtilmiştir.
  • Genel ahlak kurallarına aykırı görüntüler veya ifadeler içeremez.
  • Tüketicilerin felsefi inanç, batıl inanç, dil, din, siyasi görüş, cinsiyetini istismar edici görüntü veya ifadeler barındıramaz.
  • Hasta, çocuk, yaşlı ve engellileri istismar edici ifade ya da görüntüler içeremez.
  • İnsan onuru ve kişilik haklarını zedeleyici biçimde yapılamaz.

Bu ilkelere uyulmadan yapılan reklamlar hakkında Reklam Kurulu, TKHK madde 77’de sayılan cezalara karar verebilir.

Şunu da belirtmek gerekir ki tüketiciler sadece TKHK kapsamında değil, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun şemsiyesi altında kişilik haklarına karşı saldırılara karşı koyabilirler. Yani bir reklamın tüketicinin kişilik haklarına aykırılık teşkil etmesi durumunda TMK m. 24 ve 25 doğrultusunda söz konusu saldırı hakkında harekete geçebilecektir.

TTK Haksız Rekabet Hükümleri (m.54 vd.) Bakımından Karşılaştırmalı Reklamlar

Haksız rekabet hükümleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 54’te belirtildiği üzere dürüst ve bozulmamış bir rekabet ortamının sağlanmasını amaçlar. Haksız rekabet, kanuna göre; rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalardır.

Nelerin haksız rekabet olarak sayılabileceğini 55’inci madde örnekleme yoluyla göstermiştir. Bu demek oluyor ki haksız rekabet teşkil edebilecek davranışlar sadece maddede sayılanlardan ibaret değildir. Bu sayılan haller arasında “Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek” şeklinde karşılaştırmalı reklamlara da rastlıyoruz.[16]

Bu hükümden haksız rekabet teşkil eden karşılaştırmalı reklamları; yanlış (gerçeğe aykırı), yanıltıcı, rakibi haksız yere kötüleme, rakibin tanınmışlığından haksız yere yararlanma şeklinde 4 gruba ayırmak mümkündür.

Yanlış (Gerçeğe Aykırı) Bilgi Veren Karşılaştırmalı Reklamlar

Karşılaştırmalı reklam yapılırken, reklam içeriğinde gerçeğe aykırı bilgiler verilmemelidir. Yargıtay 11. HD bir kararında,[17] reklamda “Kokusuz Gaz; Kokulu Otogaz Kalitesizdir, Kokulu ve Kalitesiz Otogazlarla, Bir Milli Servet Olan Otomobillerinizin Ömrünü Kısaltmayın” ifadesine yer verilmesini gerçeğe aykırı bulduğundan haksız rekabetin varlığını kabul etmiştir.

Şöyle ki, TSE standartlarına göre sıvılaştırılmış petrol gazının herhangi bir kaçak durumunda hemen fark edilebilmesi için kokusunun olması mecbur kılınmıştır. Dolayısı ile reklam veren gerçeğe aykırı bir şekilde rakiplerine karşı rekabet etmeye çalışmaktadır.

Yanıltıcı Karşılaştırmalı Reklamlar

Karşılaştırmalı reklamın içerdiği bilgiler gerçeğe tamamen aykırı olmasa bile, bilgiyi sunum tarzı veya karşılaştırma biçimi müşteriyi yanıltacak düzeye ulaşmaması gerekir. Nitekim Reklam Kurulu kararında,[18] “Ariel Dağ Esintisi Toz Deterjan”[19] isimli ürüne ilişkin olarak muhtelif televizyon kanallarında 26.09.2018-27.11.2018 tarihleri arasında yayınlanan tanıtımlarda “Ariel” markalı deterjan ile yıkanan çarşaf ile piyasadaki “sıradan deterjan” ile yıkanan çarşafın yan yana asılı görüntülerinin yer aldığı, “Ariel” ile yıkanan çarşafın tamamen kirlerden arınmış ve bembeyaz olduğunun, buna karşılık “sıradan deterjan” ile yıkanan çarşaf üzerinde lekelerin bulunduğu ve kirlerin çıkmamış olduğunun görüldüğü, ancak söz konusu tanıtımlarda yer verilen “Çünkü 1 ölçek Ariel, 2 ölçek sıradan deterjandan daha iyi leke çıkarır” iddiasına ilişkin rapor sonuçlarına göre, “Ariel” markalı deterjanın diğer deterjanlara göre nispeten daha iyi performans gösterdiği kanıtlanmış olsa dahi diğer deterjanların da test edilen leke türlerine göre değişmekle beraber leke çıkarmada reklamı yapılan ürüne yakın performans gösterdiğinin anlaşıldığı, bu durumda söz konusu televizyon reklamlarında yer alan görüntüler ile piyasadaki sıradan deterjan olarak ifade edilen ürünlerin leke çıkarmada hiçbir etkisi olmadığı yönünde izlenim uyandırılmasının haksız rekabet yaratıcı ve aynı zamanda tüketicileri yanıltıcı olduğu, dolayısıyla karşılaştırmalı reklam hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini saptamıştır.

Ayrıca “Diğer yandan, yine aynı ürüne ilişkin diğer televizyon reklamlarında yer verilen; “Ev ekonomistlerinin tercihi” iddiasının ev ekonomisi alanında uzmanlaşmış kişiler arasında yapılmış bir araştırma ile desteklenmediği ve bu araştırmaya ilişkin bilgilendirmenin altyazı ile belirtilmediği,” gerekçeleri ile haksız rekabetin söz konusu olduğunu belirtmektedir.

Görüldüğü üzere reklam veren yanlış olmayan verilere dayansa bile bu verileri müşterileri yanılgıya düşürecek şekilde reklamlarında kullanamaz.

Rakibi Haksız Yere Kötüleyen Karşılaştırmalı Reklamlar

Karşılaştırma yaparken elbette reklam veren kendisini bir adım öne çıkarabilmek için rakibini kötülemesi kaçınılmazdır. Ancak bu kötülemeyi yaparken TMK m.2 gereğince dürüstlük kuralının sınırları içerisinde hareket etmesi gerekir. Yani, rakibini kötüleyen bilgiler gerçek, müşterinin bunu bilmesinde yararı, her hâlükârda reklam verenin menfaati ile kötüleme arasında bir ölçü olması gerekmektedir.[20]

Rakibin Tanınmışlığından Haksız Yere Yararlandıran Karşılaştırmalı Reklamlar

Burada gerçek anlamda bir karşılaşma bulunmamaktadır. Reklam verenin asıl amacı tanınırlığı yüksek rakibini kullanarak müşterilerin aklında yer etmeyi planlamaktadır.

Örneğin, reklam verenin X ürününü pazarlamak için yaptığı reklamda “Y kadar iyi değil, ama onun kadar iyi” şeklinde bir ifade kullanması haksız rekabet teşkil edecektir. Burada reklam veren, Y ürün sahibinin itibarını kullanarak hiçbir emek harcamadan kendi X ürününü müşterilerin aklına bir alternatif olarak işlemektedir.[21]

Fark edildiği üzere mevzuatımız bakımından açık bir şekilde karşılaştırmalı reklam yapmak mümkün olmadığından sorunların ve dolayısıyla yargı kararlarının rakibi haksız yere kötüleme veya rakibin tanınmışlığından haksız yere yararlanmadan ziyade gerçeğe aykırı ve yanıltıcı karşılaştırmalı reklamlar üzerine yoğunlaşmaktadır.

Ancak bu, üstü kapalı olarak yapılan karşılaştırmalı reklamların bu türden haksız rekabet hallerine girmeyeceği anlamına gelmemektedir.

Rekabetin Korunması Hakkında Kanun Bakımından Karşılaştırmalı Reklamlar

Rekabet Hukukunun amacı, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamaktır.[22]

Yani rekabet hukuku, kişilerin temel hak ve özgürlüklerden olan girişim özgürlüğünü, fırsat eşitliğinin yanında tüketicilerin daha ucuza daha kaliteli mal almalarına hizmet etmektedir. Bu nedenle özel kişiler arasındaki bir takım işlemlere sosyal-ekonomik nedenlerle sınırlar çekmektedir.[23]

Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (RKHK) madde 4’te belirtilen rekabeti sınırlama veya engellemeye yönelik anlaşmalar, uyumlu eylemler her türlü araçlar ispat edilebilir. Bu bağlamda karşılaştırmalı reklamlar bir iletişim aracı olarak kullanılıp rakipler arasında bir uyum sağlanması durumunda kanun hükümleri devreye girecektir.

Karşılaştırmalı reklamların bizzat kendisi de piyasadaki rekabeti sınırlayıcı veya engelleyici nitelikte olabilir. Şöyle ki, hâkim durumdaki bir teşebbüsün, karşılaştırmalı reklamlarda ölçülülük oranını aşarak yeni girişimlere fırsat dahi vermemesi durumunda kanunun amacına ters düştüğü söylenebilecektir.


Kaynakça

  • Antalya, Gökhan. Borçlar Hukuku Genel Hükümler C:V/1.1. Seçkin Yayıncılık, 2019.
  • Erdil, Engin. Haksız Rekabet Hukuku. Seçkin Yayıncılık, 2022.
  • Erdoğan, İhsan. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Gazi Kitabevi, 2019.
  • Eren, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Ankara: Yetkin Yayınları, 2020.
  • Güneş, İlhami. Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku. Seçkin Yayıncılık, 2022.
  • Güven, Şirin. «Haksız Rekabet Hukukun Amacı ve Koruduğu Menfaatler.» Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011.
  • Güzel, Yakup. Reklam Hukuku. Seçkin Yayıncılık, 2022.
  • Karabağ, Nihal Çınar. Türk Ticaret Kanunu’na Göre Haksız Rekabet ve Yaptırımları. Seçkin Yayıncılık, 2019.
  • Kemal, Oğuzman, ve Öz Turgut. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. İstanbul: Vedat Kitapçılık, 2019.
  • Olgun, Ecem Berk. «Yeni Düzenlemeler Işığında Karşılaştırmalı Reklam Yolu ile Haksız Rekabet.» Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019.
  • Pekdinçer, Remzi Tamer. Haksız Rekabet Hukukunda Dürüstlük Kuralına Aykırı Reklamlar ve Satış Yöntemleri. Adalet Yayınevi, 2020.
  • Tekelioğlu, Numan. «Reklamın ve Reklam Sözleşmelerinin Hukuki Niteliği.» Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2018: 19-20.
  • Yağmur, Özgür. Karşılaştırmalı Reklam. Seçkin Yayıncılık, 2021.
  • Yaşar, Ali. «Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku Bakımından Televizyon Reklamlarının Niteliği ve Hak Sahipleri.» Kadir Has Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstütitüsü, 2011.
  • 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun
  • 5846 sayılı Fikir ve Sanar Eseleri Kanunu
  • 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu
  • 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu
  • 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun
  • 11.08.2020 tarihli 300 Sayılı Reklam Kurulu Toplantısı Basın Bülteni, Dosya No: 2018/6215.
  • DIRECTIVE 2006/114/EC OF THE EUROPEAN PARLIAMENT AND OF THE COUNCIL of 12 December 2006. (eur-lex.europa.eu/legal-content)
  • Resmî Gazete Tarihi: 10.01.2015 Resmî Gazete Sayısı: 29232.
  • Yargıtay 11. HD T.2.5.2006, E.2005/2636, K.2006/5025 (Kazancı Mevzuat ve İçtihat Bilgi Bankası).

Referanslar

  • [1] GÜZEL, Yakup, “Reklam Hukuku”, s. 14, Seçkin Yayıncılık, 2022.
  • [2] ERDOĞAN, İhsan, “Borçlar Hukuku Genel Hükümler”, s.65, Gazi Kitabevi, 2019.
  • [3] EREN, Fikret, “ Borçlar Hukuku Genel Hükümler”, s. 282, Yetkin, Ankara, 2020.
  • [4] ANTALYA, Gökhan, “Borçlar Hukuku Genel Hükümler”, C:V/1.1, s. 309, Seçkin Yayıncılık, 2019.
  • [5] OĞUZMAN, M. Kemal, ÖZ, Turgut, “ Borçlar Hukuku Genel Hükümler”, C. 1, s. 56-57, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2019.
  • [6] GÜNEŞ, İlhami, “Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku”, s.69, Seçkin Yayıncılık, 2022.
  • [7] YAŞAR, Ali, “Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku Bakımından Televizyon Reklamlarının Niteliği ve Hak Sahipleri”, Yüksek Lisans Tezi, Kadir Has Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2011
  • [8] TEKELİOĞLU, Numan, “Reklamın ve Reklam Sözleşmelerinin Hukuki Niteliği”, Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 8, s. 19-20, 2018.
  • [9] DIRECTIVE 2006/114/EC OF THE EUROPEAN PARLIAMENT AND OF THE COUNCIL.
  • of 12 December 2006. (eur-lex.europa.eu/legal-content)
  • [10] Resmî Gazete Tarihi: 10.01.2015 Resmî Gazete Sayısı: 29232.
  • [11] OLGUN, Ecem Berk, “ Yeni Düzenlemeler Işığında Karşılaştırmalı Reklam Yolu ile Haksız Rekabet”, Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2019.
  • [12] PEKDİNÇER, Remzi Tamer, “Haksız Rekabet Hukukunda Dürüstlük Kuralına Aykırı Reklamlar ve Satış Yöntemleri”, s.146-147, Adalet Yayınevi, 2020.
  • [13] GÜVEN, Şirin, “Haksız Rekabet Hukukunun Amacı ve Koruduğu Menfaatler”, Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2011.
  • [14] OLGUN, Ecem Berk, “ Yeni Düzenlemeler Işığında Karşılaştırmalı Reklam Yolu ile Haksız Rekabet”, s.104, Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2019.
  • [15] TKHK 61. maddesinin 6. fıkrasında yer alan düzenleme “Reklam verenler ticari reklamlarında yer alan iddiaların doğruluğunu ispatla yükümlüdür.” şeklindedir.
  • [16] YAĞMUR, Özgür, “Karşılaştırmalı Reklam”, s.49, Seçkin Yayıncılık, 2021.
  • [17] Yargıtay 11. HD T.2.5.2006, E.2005/2636, K.2006/5025. (Kazancı Mevzuat ve İçtihat Bilgi Bankası)
  • [18] 11.08.2020 tarihli 300 Sayılı Reklam Kurulu Toplantısı Basın Bülteni, Dosya No: 2018/6215.
  • [19] Söz konusu reklamı izlemek için “Youtube: Ariel Dağ Esintisi Toz Deterjan”.
  • [20] ERDİL, Engin, “Haksız Rekabet Hukuku” s.142, Seçkin Yayıncılık, 2022.
  • [21] KARABAĞ, Nihal Çınar, “Türk Ticaret Kanunu’na Göre Haksız Rekabet ve Yaptırımları”, s. 104, Seçkin Yayıncılık, 2019.
  • [22] 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun Madde 1
  • [23] ERDİL, Engin, “Haksız Rekabet Hukuku” s.38, Seçkin Yayıncılık, 2020.

İlginizi Çekebilir: