Okuma Süresi: 2 Dakika

Anayasa Mahkemesi’nin İki Katlı Gecekondunun Dar Gelirli Kişi Kapsamına Girmeyeceği Şeklinde Değerlendirmesi

Yazar: MGC LEGAL
Anayasa Mahkemesi Gecekondunun İki Katlı Gecekondu Olduğundan Bahisle Dar Gelirli Kişi Kapsamına Girmeyeceği Şeklinde Değerlendirdi

Anayasa Mahkemesi, Gecekondu Sakininin Tapu Tahsis Belgesini, Gecekondunun İki Katlı Gecekondu Olduğundan Bahisle Dar Gelirli Kişi Kapsamına Girmeyeceği Şeklinde Değerlendirerek Gecekondu Sakininin Mülkiyet Hakkını İhlal Edildiğine Karar Verdi.

Başvurucular, 2017 tarihinde ölen M.M.’nin mirasçılarıdır. M.M, hazine adına tapuda kayıtlı olan taşınmazın üzerine inşa edilmiş iki katlı yapı için tapu tahsis belgesi verilmesi talebiyle 1985 yılında belediyeye başvurmuştur. Belediye, 1992 yılında M.M. adına 79 m2’lik arsa tahsisi yapmıştır.

Belediye, 2014 yılında, gecekondunun iki katlı olmasından bahisle M.M.’nin dar gelirli olma şartının sağlanmadığı gerekçesiyle tahsisten 22 yıl sonra tapu tahsis belgesini geri almıştır.
M.M. tapu tahsis belgesinin geri alınmasına ilişkin işlemin iptali talebiyle 2014 yılında idare mahkemesinde dava açmış, mahkemece kanunun amacına aykırı olarak dar gelirli olma durumu tartışılmış, M.M.’nin gecekondusunun iki katlı olması sebebiyle dar gelirli olma şartını sağlamadığı ifade edilerek dava reddedilmiştir.

M.M, bu kararı aynı gecekondunun iki katlı olmasının tapu tahsis belgesi verilmesine engel teşkil etmediğini iddiası ile idare mahkemesi kararını temyiz etmiş ancak temyiz mahkemesi, idare mahkemesi kararını onamış, Başvurucular da 2019 yılında Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuşlardır.

Anayasa Mahkemesi, somut olayda incelenecek temel meselenin, dar gelirli olma şartının kanuni dayanağının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi olduğu ifade edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi, 2981 sayılı Kanun’un 2. maddesinde, “imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilen … yapıları” ibaresinde ve düzenlemelerde yapıdaki kat ve daire sayısıyla ilgili olarak herhangi bir sınırlamanın yer almadığını, idare mahkemesince Kanun maddeleri yerine genel olarak Kanun’un gerekçesinden yola çıktığını, normalde kanun gerekçelerinin de değerlendirmede kullanıldığını ancak kanunun gerekçesinden tespit edilen amacından hareketle kanunda açıkça öngörülmeyen bir kısıtlamanın ihdas edilmesinin; Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesini zedeleyebileceği ifade edilmiştir.

Nihai olarak, Anayasa Mahkemesi, İdare Mahkemesinin Kanun düzenlemelerinden ziyade Kanun gerekçesini esas alarak yorumda bulunarak Kanun’da kat sayısı yönünden ayrım yapılmasına dair yorumunun ön görülebilir bir yorum olmadığını, başvurucuların mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin kanuni dayanağının olmadığı sonucundan bahisle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.


Daha fazla Anayasa Mahkemesi Kararı okumak için tıklayın.