Okuma Süresi: 2 Dakika

Anayasa Mahkemesi Erişim Engeli Kararına İlişkin İhlal Kararı Verdi

Yazar: MGC LEGAL
Anayasa Mahkemesi Erişim Engeli Kararına İlişkin İhlal Kararı Verdi

Anayasa Mahkemesi (AYM), erişim engeli kararına ilişkin ihlal kararı verdi. Anayasa Mahkemesi’nin, internet sitesine getirilen erişim engelinin ifade ve basın özgürlüğü ihlali oluşturduğuna dair kararının ekibimizce incelediği bu önemli konunun özeti aşağıdadır.

Başvuru konusu olayda; başvurucu şirkete ait internet sitesindeki bir habere yönelik olarak İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından erişim engeli istenmiş, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından verilen erişim engeli kararı Sulh Ceza Hakimliği tarafından da onaylanmıştır. Bu karara ilişkin başvurucunun itirazı ise Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedilmiştir.

Başvurucu tarafından ilgili haberin internet haber sitesinde aktarıldığı, ancak bu gelişmenin doğru olup olmadığına yönelik herhangi bir bilgi yer almadığı belirtilmiş, hem BTK’nın hem de Sulh Ceza Hakimliği’nin kararlarında gerekçe belirtmediğini ve kendileri tarafından yapılan esaslı itirazların dikkate alınmadığını savunmuştur.

Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan incelemede, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin internet özgürlüğü kapsamında üye devletlere yönelik tavsiye kararına, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’ye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına yönelik değerlendirmelerde bulunulmuştur.

Müdahalenin varlığı açısından mahkeme, internet haberciliğinin bilgi alma ve bilgi verme aracı olarak kullanıldığına değinilmiş, bu itibarla da her türlü erişim engeli niteliğindeki kısıtlamaların bilgi alma ve verme özgürlüğüne müdahale teşkil ettiği değerlendirmesinde bulunulmuştur. Bu nedenle, BTK tarafından verilen ve Sulh Ceza Hakimliği tarafından da onaylanan kararın hem haber ve fikirleri verme hem de haber ve fikirleri alma hakkına yönelik müdahalede bulunulduğu sonucuna varılmıştır.

Müdahalenin ihlal oluşturup oluşturmadığı noktasında ise mahkeme internetin erişilebilirliği, maliyetinin düşük olması ve devlet kontrolünün yetersiz olması gibi nedenlerle örgütlerin interneti amaçları doğrultusunda istismar edebileceğini ve devletlerin de bu itibarla internetteki içeriklere sınırlama getirmesinin anlaşılabilir olduğu belirtmiştir.

Bununla birlikte, her ne kadar 5651 Sayılı Kanun’un 8/A maddesinde öngörülmüş olan istisnai usulün de kullanılabileceğini, ancak bu istisna usulün kullanılmasında kamu gücünü kullanan organların bu gücü kullanımında özgürlüklerin korunması açısından son derece dikkatli olunması gerektiği değerlendirmesinde bulunulmuştur.

Neticeten AYM, somut olayda da müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun yeterli gerekçelerle verilmediğini belirtmiş, Kanun’un 9. maddesindeki erişimin engellenmesi usulünün, kişilik haklarının ihlal edildiğinin ilk bakışta anlaşılabildiği hallerle sınırlı olarak uygulanmadığını belirtmiştir. Somut olayda da Kanun’un 9. maddesine benzer şekilde 8/A maddesinin de kamusal makamların takdir yetkisinin daraltılarak keyfi davranışların önüne geçebilecek ve ifade özgürlüğünü de koruyabilecek düzeyde temel güvencelere sahip olmadığından ifade ve basın özgürlüğünü ihlal ettiği, ihlalin direkt olarak Kanun’dan kaynaklandığı sonucuna varmış olup; Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ve 28. maddede güvence altına alınan basın özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.