Okuma Süresi: 15 Dakika

Zorunlu Deprem Sigortası Nedir?

Yazarlar: KERİM KOCAMAN, AYÇA TOPAL
Zorunlu Deprem Sigortası Nedir?

Makale İçeriği

MGC Legal ekibinin hazırladığı işbu “Zorunlu Deprem Sigortası Nedir?” başlıklı makaleyi okumanıza sunarız. Zorunlu Deprem Sigortası ülkemizde 17 Ağustos 1999 yılında meydana gelen depremden sonra zorunlu hale gelmiştir.


Dünya’da başlıca üç deprem kuşağı bulunmaktadır. Bunlar Pasifik, Atlantik ve Türkiye’nin yer aldığı Alp-Himalaya deprem kuşağıdır.

Geçmişten günümüze önüne geçilemeyen ve bu konuda önlem almaktan başka bir şey yapılmasının mümkün olmadığı doğal afet olan deprem, Türkiye açısından büyük risk teşkil etmektedir. 17 Ağustos 1999 yılında 7.4 ile 7.6 civarı tespit edilen ve ülkemizde meydana gelen Gölcük depreminde 18.373 ölü; 48.901 yaralı olduğu saptanmıştır. Sonrasında yaşanan büyük depremlerden 2011 Simav depremi, 2011 Ekim Van Depremi, Ege Denizi depremi, 2020 Elazığ depremi ve 6 Şubat 2023 Gaziantep-Kahramanmaraş depremleri 7.5 ile 7.8 Mw olarak saptanmıştır.

Deprem, bir doğal afet olmakla birlikte, beşerî unsuru da bulunan bir doğa olayıdır. Bu beşerî unsur ise insanların ihmalkarlığı ve çıkarcı oluşudur. Bu gibi mağduriyetlerin önüne geçmek için ülkemizde gerek deprem öncesi önlemler gerekse deprem sonrası cezai yaptırımlar kanun ve yönetmeliklerde düzenlenmiştir. Deprem öncesi önlemlerde asıl kıstas kamu yararıdır.

Zorunlu Sigortalar

Zorunlu sigortalar kamu yararını gözetip, sigorta sahibini güvence altına alarak olası risklere karşı koruma sağlar. Kamu yararı amacı taşıdığı için “zorunlu” olarak düzenlenmiştir. 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesinde düzenlenmiş olan “Zorunlu Sigortalar” başlıklı maddenin ilk fıkrasının ilk cümlesinde “Cumhurbaşkanı, kamu yararı açısından gerekli gördüğü hallerde zorunlu sigortalar ihdas edebilir.” denilerek zorunlu sigortaların açıkça kamu yararını gözettiği ve koşullara göre şekillenebileceğinden bahsedilmiştir.

Zorunlu Sigortalar Nelerdir?

Başlıca zorunlu sigortalara;

  • Trafik Sigortası,
  • Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası,
  • Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası,
  • Deniz Araçları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası,
  • Zorunlu Deprem Sigortası.

Örnek olarak verilebilir.

Zorunlu Deprem Sigortası Nedir?

Zorunlu deprem sigortası, en basit tanımıyla, deprem sonrası binanın uğradığı hasardan dolayı oluşan maddi zararı kişiye karşılamayı sağlayan bir teminat yöntemidir. Zorunlu deprem sigortasında asıl amaçlanan, kişinin depremden minimum seviyede etkilenerek deprem sonrası hayatına devam etmesini sağlamasıdır.

6305 Sayılı Afet Sigortaları Kanunu madde 2/ğ bendinde zorunlu deprem sigortasının tanımı; “Binalarda depremin doğrudan neden olduğu maddi zararlar ile deprem nedeniyle ortaya çıkan yangın, infilak, dev dalga (tsunami) ve yer kayması sonucu oluşan maddi zararları teminat altına alan zorunlu sigortayı ifade eder.” şeklinde ayrıca yapılmıştır.

Ülkemizin aktif deprem kuşağında yer alması sebebiyle yaşanan depremler sonrası yeni önlemler gözetilmiş ve buna yönelik olarak tüzel kişiliğe haiz kamu kuruluşu olan Doğal Afet Sigortalar Kurumu (DASK) 2000 yılında faaliyete konulmuştur. DASK’ın yapacağı işler, yine Afet Sigortaları Kanunu madde 3’te düzenlenmiş olup; ayrıca tabi olduğu durumlar da belirtilmiştir.

İlginizi Çekebilir: Dask Hakkında Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?

Konut Sigortası Nedir?

Konut sigortası genelde zorunlu deprem sigortası ile karıştırılsa da, iki sigorta arasında önemli farklar vardır. Zorunlu deprem sigortası yalnız depreme ilişkin maddi zarar tazmini sağlarken, konut sigortası buna ek olarak; su baskını, hırsızlık ve yangın gibi hem doğal afetlere hem de doğal sayılmayan hallere karşı sigorta yaptıranın eviyle içindeki eşyalarını koruyan bir sigorta türüdür.

Zorunlu Deprem Sigortası ile Konut Sigortasının Farkları Nelerdir?

Zorunlu deprem sigortasının kamu yararı amacına dayandırılarak mevzuatta düzenlenmişken, konut sigortası herhangi bir zorunluluk dahilinde değildir. Kişi, isteğine bağlı olarak konut sigortasını yaptırabilir.

Konut sigortası deprem dışında hırsızlık, su baskını ve çeşitli olaylar sonucu oluşan zararlarda ev ile birlikte evin içinde bulunan eşyaları da koruma altına alırken zorunlu deprem sigortası yalnızca deprem sonrası oluşan deprem ve depreme bağlı tsunami, sel, su baskını, toprak kayması ve yangın gibi olayların meydana getirdiği zararı karşılar.

Konut sigortası kişi taleplerine göre değiştirilebilen esnek bir yapıya sahipken, zorunlu deprem sigortası belli kıstaslara göre herkes için aynı şekle tabidir. Bu sebeple, konut sigortasının herhangi bir üst sınırı bulunmazken, zorunlu deprem sigortası Resmî Gazete’de yayımlanarak uygulamaya konulan üst sınıra tabidir. Bu üst sınır, 25/11/2022 Tarihli ve 32024 Sayılı Resmî Gazete’nin 3. maddesinde “yapı tarzı ayırımı yapılmaksızın 640 bin TL” olarak düzenlenerek yürürlüğe girmiştir.

Deprem Sigortasına İlişkin Yasal Düzenlemelerin Tarihçesi

Düzenlemelerin Ortaya Çıkışı

Zorunlu deprem sigortası hakkında yapılan düzenlemeler, zaman içinde gereklilik değil şart halini almıştır. Bu durumun başlıca sebepleri doğal afet olan depremin ne zaman ve nerede olacağını kestirmenin mümkün olmadığından kişilerin bu kadar belirsizlik hali mevcut olan bir olay için yüklü miktarlar yatırmaya çekinmeleridir. Durumun böyle olduğu Türkiye’de en yüksek deprem riskine sahip illerde yaşanan depremler sonucu deprem sigortası olan evlerin oldukça az oluşundan da anlaşılmaktadır.

Zorunlu deprem sigortası her ne kadar kamu yararını esas alan bir sigorta türü olsa da, burada devletin yükünü azaltma ve depremin hemen sonrasında zamanı uzatmadan kişilere uğradığı zarar oranında bir ödeme yapılmasını teminat almayı sağlar.

Yetki Kanunu

Zorunlu deprem sigortasının temel dayanağını oluşturan 27/08/1999 Tarihli ve 4452 Sayılı Yetki Kanunu (Yetki Kanunu), 1999 yılında yaşanmış iki önemli depremdeki maddi zararı karşılamak ve ne zaman olacağının belirlenmesi mümkün olmayan bu doğal afet için gerekli tedbirleri alabilmek için TBMM’ye konuyla ilgili yetkiyi vererek 2018 tarihinde geçilen Cumhurbaşkanlığı sistemi öncesi Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma imkânı tanınmıştır.

587 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname

Dayanağını Yetki Kanunu’ndan alan, 20 Kasım 1999 tarih ve 587 sayılı Bakanlar Kurulu’nca kabul edilen KHK ile doğal afetlere yönelik genel bir tedbir öngörülmüştür. Kabul edilen KHK’ya göre, doğal afetler sonucu oluşan maddi zararları karşılamak adına sigorta sistemi kurulması amaçlanmaktadır. Bu bakımdan, kapsam ve etki alanı bakımından diğer doğal afetlere göre binalara daha çok hasar veren deprem olayı için de zorunlu deprem sigortasının temelini oluşturan ilk uygulamaların 27 Eylül 2000 tarihinde başlanılacağı kararlaştırılmıştır.

Zorunlu Deprem Sigortasının Genel Şartlan ile İlgili Hazine Müsteşarlığı’nın Açıklaması

Hazine Müsteşarlığı’nın açıkladığı ve 8 Eylül 2000 tarihinde 24164 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak 587 Sayılı KHK ile aynı tarih olan 27 Eylül 2000’de yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir. Müsteşarlığın açıklamasında genel olarak sigorta kapsamı, süresi, hasar, sigorta bedelinin tespiti, muafiyet, azami teminat tutarı, tazminat ve zorunlu deprem sigortasının çerçevesini çizen teknik içerikler yer almaktadır.

Yapı Denetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname

Yapı denetimi hakkında düzenlemeleri içeren 3 Şubat 2000 tarihli ve 595 sayılı KHK’nın 22. maddesinde Yapı Denetim Kuruluşları açısından mali sorumluluk sigortasının zorunlu hale geldiği açıklanmıştır.

Yapı Denetim Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları

10 Temmuz 2000 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yapı denetim kuruluşlarının zorunlu mali sigorta yapması hakkında genel şartlar, henüz bir sene dolmadan 24 Mayıs 2001 tarihli 2000/35 Esas ve 2001/90 Karar sayılı Anayasa Mahkemesi ile 595 sayılı Yapı Denetimi Hakkında KHK olan düzenleme iptal edilmiştir.

Yapı Denetimi Hakkında Kanun

Kısa sürede Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği 595 Sayılı KHK sonrası tedbirlerin devamı sağlayarak mali yükü azaltmak amaçlanarak yapı denetiminin usul ve esaslarını düzenleyen 29 Haziran 2001 tarihli ve 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun zorunlu deprem sigortası ile dolaylı da olsa bağlantılı olarak yürürlüğe girmiştir.

Doğal Afet Sigortaları Kurumu

Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), 27 Aralık 1999 tarihli ve 587 Sayılı KHK’nın Resmî Gazete’de yayımlanmasıyla bakanlık kapsamında zorunlu deprem sigortalarını yürütme amacı içerisinde kurulmuş olan bir kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluştur. Hazine Müsteşarlığı ile bağlantılı olan DASK’ın tüm mali hesapları Müsteşarlık tarafından denetime tabi iken ayrıca bağımsız dış denetim firması tarafından da incelemeler yapılmaktadır.

DASK ile birlikte düzenlenen zorunlu deprem sigortası, özel sigorta şirketlerinin poliçeleri ile olmaktan çıkarak eşit ve orantılı olacak şekilde DASK’ın zorunlu deprem sigortası kapsamında oluşturduğu poliçelere dahil edilmiştir.

DASK’ın kuruluşu ile birlikte deprem sigortası özerklik kazanırken aynı zamanda zorunlu hale de gelmiştir. Bu kurum öncesi sigorta şirketleri, deprem için bağımsız bir düzenleme yapmayarak yangın poliçeleri içinde “Deprem ve Yanardağ Püskürmesi” ismi ile ek teminata yer vermekteydi.

Geçmişten beri deprem konusu Türkiye’yi yakından ilgilendirdiğinden bu konu ile ilişkili olarak yukarıda sayılanların yanı sıra yalnız önlem amaçlı değil, deprem sonrası telafi veya kolay maddi toparlanma sağlamak için çeşitli yönetmelik, kanun, KHK, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi gibi düzenlemeler yürürlüğe konmuştur. Bunlara örnek vermek gerekirse;

17.8.1999 ve 12.11.1999 Tarihlerinde Meydana Gelen Depremlerden Zarar Görenlerin Vergi Borçları ve Vergi Cezalarının Terkini ile Vergi Usul Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Organize Sanayi Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ve 2023 yılında büyük bir yıkıma sebep olan deprem sonrası “6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi İçin Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ismi ile yayımlanan bu konuya yönelik benzer şekilde düzenlemeler ile alınamayan önlemlere yönelik olarak telafi amaçlı yönetmelikler ortaya çıkmıştır.

Zorunlu Deprem Sigortasının Genel Şartları

Zorunlu deprem sigortasının genel şartları, 13 Mayıs 2011 tarihli ve 27933 Sayılı Resmî Gazete’de düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, zorunlu deprem sigortası ancak;

  • 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK) kapsamındaki bağımsız bölümler,
  • Tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar,
  • Binalar içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler,
  • Doğal afetler nedeniyle devlet tarafından yaptırılan veya verilen kredi ile yapılan meskenler,

için yaptırılabilir.

Zorunlu Deprem Sigortasının Yararları

Zorunlu deprem sigortası öncelikli olarak kamu yararını gözeten bir sigortadır. Bu sigorta kişinin isteğine bağlı tutulmayıp mevzuatlarca zorunlu tutulmuştur. Bu zorunluluğun beraberinde getirdiği bazı yararlar mevcuttur.

Öncelikle azami sınır bulunduğundan maddi anlamda sınıf eşitsizliğinin önüne geçerek kişilere zararları ile orantılı bir şekilde koruma sağlar. Bu koruma sayesinde deprem sonrası deprem ve depremin meydana getirdiği olaylara karşı maddi anlamda kişiyi manevi duygularda oluşan zarara maddi zararların eklenmesinin önüne geçer.

Zorunlu Deprem Sigortasının Ne Zaman Yapılması Gerek?

Zorunlu deprem sigortası 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminden sonra 2000 yılında zorunlu hale getirilmiştir. Yılda bir kez yaptırılması gerekmekte olan zorunlu deprem sigortası, ilk olarak 8/9/2000 Tarihli ve 24164 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları” olarak düzenlenmiştir.

Zaman içerisindeki ihtiyaçların artması ve önlemlerin geliştirilmesi ile 21 Şubat 2008 Tarihli ve 26794 Sayılı Resmî Gazete ile yeni düzenlemeler yapılmış ve düzenlenme tarihinden iki gün sonra yürürlüğe girmiştir.

Sonrasında düzenlemelerde yapılan değişikliklerle 13 Mayıs 2011 Tarihli ve 27933 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan yine “Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları” başlıklı tebliğ ile de zorunlu deprem sigortasının yılda bir kez yapılmasının zorunlu olduğu konusu korunmuştur.

29.12.2013 Tarihli ve 28512 Sayılı Resmî Gazete düzenlemesi ile 31.12.2015 tarihli 29579 sayılı değişiklikler sonucu “Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları” adı altında güncel (2023 yılındaki) durumuna gelmiştir.

Zorunlu Deprem Sigortasını Kimler Yaptırır?

Ev Sahibi Açısından Zorunlu Deprem Sigortası

Zorunlu deprem sigortasını asıl olarak ev sahibi, yani taşınmazın sahibi yaptırmalıdır. Yaptırılan sigortada taşınmazın sahibi “sigortalı” sıfatı ile yer alır. Sigorta masrafları, bu bakımdan ev sahibi tarafından ödenmelidir.

Kiracı Açısından Zorunlu Deprem Sigortası

Zorunlu deprem sigortası yükümlüsü asıl olarak ev sahibi olsa da kiracı da zorunlu deprem sigortası yaptırabilir fakat bu durumda sigorta masraflarını yine ev sahibi öder ve poliçede “sigortalı” sıfatı altında yine ev sahibi yer alır.

Zorunlu Deprem Sigortası Kime Yaptırılır?

Zorunlu deprem sigortası, sigorta şirketleri, acenteleri veya banka şubeleri tarafından DASK adına düzenlenebilir. Bunlara ek olarak, internet ortamından da zorunlu deprem sigortasını yaptırmak mümkündür. Bu durumda, yine DASK’ın internet sitesi ya da online hizmet veren sigorta şirketlerinin sitesinden zorunlu deprem sigortasını yaptırmak mümkündür.

İnternet üzerinden DASK yaptırılacağı zaman da gerekli olan belgeler bulunmaktadır. Sigorta sahibi olacak kişinin adı, soy adı, T.C. kimlik numarası veya tüzel kişi olması halinde vergi kimlik numarası, adresi, cep telefonu gibi kişisel bilgileri gerekmektedir.

Sigortalanması istenen bina hakkında açık adres, tapu bilgisi, inşaat yılı, yapı tarzı, toplam kat sayısı ve varsa hasar durumunu gösteren belgenin olması gerekmektedir. Buna bağlı olarak, dairenin brüt yüzölçümü ile kullanım şekli de zorunlu deprem sigortası yaptırmak için istenen bilgilerdir.

Tazminatın Hesaplanması ve Ödenmesi

Deprem Sonucu Oluşan Hasarın Tespiti

Deprem sonrası deprem veya depremin tetiklediği olaylar sonucu oluşan hasarın tespitini yapabilmek için imkanların elverdiği en kısa süre içerisinde DASK’a ya da DASK adına “Zorunlu Deprem Sigortası” poliçesi düzenlettirilen sigorta şirketine/acentesine başvuruda bulunmak gerekir.

İlgili kuruma yapılan başvuru sonrası izlenilmesi gereken adımlar hakkında bilgi verecek olan bu kişilerin talimatlarına göre hareket etmek önemlidir.

Tazminatın Hesaplanması

Tazminatın hesaplanması konusu, 13 Mayıs 2011 Tarihli ve 27933 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları altında “Sigorta tazminatının hesabında, tam veya kısmi hasar olmasına bakılmaksızın, rizikonun gerçekleştiği yer ve tarihte, benzer yapı özellikleri göz önünde bulundurularak, binanın piyasa rayiçlerine göre hesaplanan yeniden yapım maliyeti esas alınır. Ancak, sigorta tazminatı, hiçbir durumda sigorta bedelinden fazla olamaz.” şeklinde düzenlenmiştir.

Tazminat hesabının yapılmasında DASK’ın açıklamış olduğu metrekare birim maliyeti esas alınmaktadır. Bu maliyet, her sene DASK tarafından düzenlenmekte olup son düzenleme olan 25 Kasım 2022’ye göre metrekare birim maliyet 3.016 TL (üçbinonaltı) şeklinde belirlenmiştir.

Belirlenen maliyete göre evi 100 metrekare olan depremzede 100 x 3.016 = 301.600TL (üçyüzbirbinaltıyüz) olacakken, 50 metrekare evi olan depremzede açısından 50 x 3.016 = 150.800 TL (yüzellibinsekizyüz) olacaktır.

Tazminat miktarı metrekare birim başına göre hesaplanıyor olsa da, zorunlu deprem sigortasında azami limit belirlendiği için 25 Kasım 2022’den itibaren 640.000 TL (altıyüzkırkbin) olarak sınırlandırılmıştır.

Tazminatın Ödenmesi

Zorunlu deprem sigortası, deprem ve deprem sonucu meydana gelen tsunami, yangın, yer kayması, sel gibi doğrudan depremin sebebiyet verdiği ve buna bağlı olarak oluşan maddi zararlar bakımından poliçede belirtilmiş olan limitler göz önünde tutularak nakit olarak ödenir.

Zorunlu deprem sigortası kapsamında tazminatın hesaplanması konusunda hasarın meydana geldiği yerde hasar tarihinden sonra yeniden inşa edilecek ya da sigorta kapsamında yer alan unsurlardan olan şeylerin bir kısmının ödenecek durumda olması halinde tazminat miktarı, güncel piyasa koşullarındaki maliyetlere göre karşılanacaktır.

Zorunlu Deprem Sigortası ne Kadarlık Koruma Sağlar?

Ücret Bakımından Sağlanan Koruma

Zorunlu deprem sigortasının sağladığı maddi koruma hesaplanırken; DASK’ın kriterleri esas alınır ve buna göre göz önünde bulundurulan kriterler aşağıdaki gibidir;

  • Binanın bulunduğu yer,
  • Binanın betonarme mi yoksa başka bir yapı tarzında mı olduğu,
  • Binanın inşa edildiği yıl,
  • Binadaki toplam kat sayısı,
  • Sigortalı dairenin yüz ölçümü,

DASK tarafından her sene ayrıca düzenlenen metrekare bedelleri yukarıda verilen kıstaslara göre yenilik göstermektedir. 25 Kasım 2022 tarihli son düzenlemeye göre bu miktar metrekare başına 3.016 TL (üçbinonaltı) olarak belirlenmiştir.

Zorunlu Deprem Sigortasını Yatırırken Bir Yıl Ara Verilirse Ne Olur?

Zorunlu deprem sigortası, kişinin isteğine bağlı olan bir durum olmamakla birlikte yapılmadığında kişiye bazı sonuçlara katlanmaya sebebiyet vermektedir. Her ne kadar zorunlu deprem sigortası başlatılmış olsa da her yıl yenilenmesi gerektiğinden ve yenilenmediğinde son bularak bu son bulmaya bağlı sonuçlar ortaya çıkaran zorunlu deprem sigortasının yapılmamasının doğurduğu önemli bazı sonuçlar;

  • Altyapı hizmetlerine yönelik olan elektrik, su ve doğalgaz gibi abonelik işlemlerini gerçekleştirememe,
  • Taşınmaz satışının gerçekleşememesi,
  • Deprem sonrasında deprem ve/veya depreme bağlı olayların meydana getirdiği hasarın tümünün taşınmazın sahibine yüklenmesi.

Açıklanan durumlar bakımından zorunlu deprem sigortasının yapılmadığı bir bina, sonuçları ile de zorunluluk haline getirilmiştir. Abonelik hizmetlerinin bulunmaması hem taşınmaz sahibi hem de taşınmazı kiralayan açısından sorun çıkaracak ve binanın amacına yönelik kullanılmasını engelleyecek bir durumdur.

Buna bağlı olarak, taşınmazın satışı söz konusu olduğundan zorunlu deprem sigortasının bulunmaması yine taşınmaz sahibi ve alım işlemini gerçekleştirecek kişi açısından sorun yaratmaktadır. Bu gibi sonuçlara ek olarak, depremin gerçekleşmesi halinde ise gerek hiç sigorta başlatılmamış olsun gerekse yalnız bir yıl sigorta aksatılmış olsun taşınmazın sahibi açısından bütün maddi hasarlara katlanma yükümlülüğü doğacaktır.

Bir Yapı İçin Kaç Tane Zorunlu Deprem Sigortası Yapılabilir?

Zorunlu deprem sigortası her sene yenilenmesi gereken bir poliçe türüdür. Buna bağlı olarak, henüz geçerlilik süresi yani sigortanın yapıldığı bir yılı tamamlamamış olan bina açısından ikinciye zorunlu deprem sigortası yaptırmak mümkün değildir.

Zorunlu Deprem Sigortası Hangi Alanlada Koruma Sağlar?

Zorunlu deprem sigortası, genel olarak inşaat hasarlarına yönelik maddi bir koruma sağlamaktadır. Bu sebeple, evin içinde bulunan mobilya gibi eşyalar, zorunlu deprem sigortası kapsamında karşılanmamaktadır.

Teminat Kapsamı

Zorunlu deprem sigortasının bulunduğu bir yapı, kısmen zarar görmüş olsa dahi bu sigorta kapsamından yararlanabilecektir. Buradan anlaşılmaktadır ki; binanın tamamen zarar görmesi hali de sigorta kapsamında yer almaktadır.

Zorunlu deprem sigortası bulunan bir bina bakımından bazı bina bölümleri de bu sigorta kapsamında teminat altına alınmaktadır. Bu bina bölümleri ayrı ayrı olacağı gibi bir arada da teminat kapsamında olabilmektedir. Teminat kapsamındaki bina bölümlerini sayacak olursak;

  • Ana duvarlar,
  • Bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar,
  • Bahçe duvarları,
  • Temeller,
  • Merdiven,
  • Asansör,
  • Koridor,
  • Çatı,
  • Baca,

Gibi tamamlayıcı bölümlerden oluşmaktadır.

Teminat Kapsamı Dışında Kalan Durumlar

Zorunlu deprem sigortası kapsamı dahilinde yer alan bölümler yukarıda belirtilmiştir. Buradan ilgili sigortanın binadaki deprem ve deprem sebebi ile meydana gelen zararı karşıladığı anlaşılmaktadır. Belirtilen tanımın dışında kalanlar ise teminat kapsamında yer almayan unsurladır. Teminat kapsamına girmeyen durumlara örnek vermek gerekirse;

  • Bedeni zarar (yaralanma),
  • Vefat hali,
  • Bina içindeki taşınır eşyalar,
  • Binanın depremden önce kendi kusuru ile oluşmuş zararları.

Zarar ile Kast Edilen Durum ve Kriterler

Zarar ile Kastedilen Durum

Deprem sonrası binada meydana gelen zarar, yalnızca deprem ile oluşan çatlak, yarık ya da göçükler değil depremin etkilemesi sonucu meydana gelen yangın, su baskını ve tsunami gibi olaylar sonucu oluşan hasarları da kapsamaktadır.

Deprem meydana geldi ve söz konusu binanın depremle sallanma bile yaşamadığını varsayalım fakat deprem sonucu oluşan tsunami ile bina yıkıldığında bu zarar da zorunlu deprem sigortası kapsamında karşılanacaktır.

Zarar Hesaplanırken Dikkat Edilen Kriterler

Zarar hesaplanırken binanın bulunduğu yer ve bina yapısına ilişkin malzemeler bakımından DASK’ın açıkladığı verilere göre bir hesaplama yapılır. Bu hesaplamalara göre hasarsız, az hasarlı, orta hasarlı ve ağır hasarlı bina olmak üzere bir sınıflandırılma yapılmaktadır.

Hasarsız Bina Bakımından

Deprem sonrası binada hasar meydana gelmiş fakat bina hasarsız görünmekteyse o halde eksper istenilmelidir.

Az Hasarlı Bina Bakımından

Az hasar tespitinin yapıldığı binalarda %15 teminat bedeli ilgili sigorta biriminden talep edilmelidir. Teminatın %15’i alındıktan sonra hasarın bedeli bu miktarla karşılanamadıysa o halde yine eksper talep edilerek %15’in üstünde teminat verilmesi eksper sonuçlarına göre talep edilir.

Orta Hasarlı Bina Bakımından

Orta hasarlı binalarda öncelikle %10 avans ödemesi talep edilir, %10’luk avans alındıktan sonra kalan miktarın %50’sini oluşturan bir teminat talebinde daha bulunulur. Bu talep sonrası Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bina için yıkım kararı alması sonucu kalan %50’lik teminat da istenir.

Zira 06.02.2023 tarihli depremde orta hasarlı binalar için de yıkım kararı alınmıştır. Buna göre depremzedeler, sigorta kapsamında bütün teminat miktarını talep edebileceklerdir. Özellikle işlemlerin hızlanması için “125” numarasını arayarak hasar tespiti ve ödenecek miktarların zamanı hakkında bilgi alabilmek mümkündür.

Ağır Hasarlı Bina Bakımından

Ağır hasarlı binalarda öncelikle %20 avans talebi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kararının kesinleşmesi sonucu teminat tutarının tamamı istenebilmektedir.

Hasar hesaplanması ve zorunlu deprem sigortası kapsamında ödenen tutarların DASK’ın belirlediği tarife uyarınca tazminini isterken hak kaybına uğranmaması ve evraklar açısından eksiklik olmaması bakımından bu işlemlerin avukat eşliğinde yürütülmesi kişinin lehine olacaktır.

Zarar İçin Gereken Belgeler

Zorunlu deprem sigortası kapsamında deprem sonrası oluşan hasarlar bakımından maddi tazminat talebi gündeme gelecektir. Bu hasarların doğru tespiti için ise gerekli bazı belgeler bulunmaktadır. Hasar tespiti açısından önem teşkil eden zorunlu belgeler;

  • T.C. Kimlik numarası veya yaptırılan poliçe numarası ile “hasar bildirimi”/ tüzel kişiler açısından vergi kimlik numarası,
  • Güncel tapu bilgisi,
  • Hasar yerinin açık adresi,
  • Sigortalı kişinin telefon numarası.

Her Yapıya Zorunlu Deprem Sigortası Yapılabilir mi? Bunların Hepsi Farklı Hükümlere mi Tabi?

Zorunlu Deprem Sigortası Ne Tür Binalarda Yapılır?

Zorunlu deprem sigortasının yaptırılabileceği binalar genel olarak Türk Medeni Kanunu (TMK) ve Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK) kapsamında kat mülkiyeti ve kat irtifakına sahip olup tapuda kayıtlı konutlardır.

Zorunlu deprem sigortasının yaptırılabileceği bir diğer konut türü ise kat mülkiyeti veya kat irtifakı olmayan yalnızca arsa tapusuna sahip ruhsatsız olan ancak konut tapusuna sahip yapılardır.

Genel Olarak Zorunlu Deprem Sigortası Kapsamında Olmayan Binalar Nelerdir?

Zorunlu deprem sigortası dışında kalan binalar 13 Mayıs 2011 Tarihli ve 27933 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları”nın A.2’inci maddesinde sayılmıştır. Bu düzenlemeye göre;

  • 9/11/1983 Tarihli ve 2946 Sayılı Kamu Konutları Kanunu’na tâbi olan veya kamu hizmet binası olarak kullanılan binalar ve bağımsız bölümler,
  • Köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca köy yerleşik alanları ve civarında ve mezralarda yapılan binalar,
  • Tamamı ticari veya sınai amaçla kullanılan binalar,
  • Projesi bulunmayan ve mühendislik hizmeti görmemiş binalar,
  • Taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde tadil edildiği veya zayıflatıldığı tespit edilen binalar,
  • Taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde ilgili mevzuata ve projeye aykırı olarak inşa edilen binalar,
  • Yetkili kamu kurumları tarafından yıkılmasına karar verilen binalar ile mesken olarak kullanıma uygun olmayan, bakımsız, harap veya metruk binalar,

Zorunlu deprem sigortasının kapsamı dışında tutulmuştur.

Kaçak Yapılarda Zorunlu Deprem Sigortası Olur mu?

Taşınmazlar kural olarak tapuya kayıtlıdır, bunun dışında kalan ruhsatsız taşınmazlar kaçak yapı statüsünde olmakla birlikte, zorunlu deprem sigortası kapsamında korunmamaktadır. Kaçak yapıların zorunlu deprem sigortası yaptırabilmesi için imar izni alarak tapuya tescilinin gerçekleştirilmesi gerekir.

Prefabrik Yapılarda Zorunlu Deprem Sigortası Olur mu?

Prefabrik evler de İmar Kanunu kapsamında istisnai düzenleme olmamakla birlikte ruhsata tabi yapılar arasında yer almaktadır.

Prefabrik evler açısından da kanunda ve DASK tarafından yapılan bir aksine düzenleme olmadığından zorunlu deprem sigortası yaptırılması bakından bir engel bulunmamaktadır.

Tiny Houselarda Zorunlu Deprem Sigortası Olur mu?

Tiny House, son zamanlarda ülkemizde de oldukça yaygınlaşan bir yaşam alanıdır. Bu evler bakımından zorunlu deprem sigortasının yapılmasında herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Zorunlu deprem sigortası yapılabileceği gibi bunun yanı sıra evde bulunan eşyalara yönelik sigortaları yaptırmak da mümkündür.

AVM, Plaza, Otel Gibi Yapılara Zorunlu Deprem Sigortası Olur mu?

İş yeri kapsamında değerlendirilebilecek bu gibi yapılar ticari veya sınai amaçla kullanılan bina olarak değerlendirilir. Bu gibi ticari amaçla kullanılan binalar, zorunlu deprem sigortasının kapsamı dışında tutulduğundan zorunlu deprem sigortası yaptırılmasına gerek bulunmamaktadır.

Tamamen ticari amaç gütmeyen, genel anlamda konut olarak kullanılan fakat içerisinde ticari amaç güden büro ve ofis gibi kısımları bulunduranlar açısından zorunlu deprem sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmaktadır.

İnşaatı Tamamlanmamış Konut Açısından Zorunlu Deprem Sigortası Olur mu?

İnşaatı henüz tamamlanmamış bir konut için zorunlu deprem sigortası yapılmasına gerek yoktur, zira bu yapılar zorunlu deprem sigortası kapsamında korunmazlar.

Zorunlu Deprem Sigortası Bakımından Dava Süreci

Zorunlu deprem sigortası bakımından süresi içinde ya da gereken tutardan eksik ödeme yapıldığı yahut kişiye hasarın karşılığı olan sigorta teminatının hiç ödenmemesi durumunda dava açılabilmektedir.

Davalarda Neler Talep Edilir?

Zorunlu deprem sigortası bakımından açılacak çeşitli davalar bulunmaktadır. Normalde zorunlu deprem sigortası kapsamı dışında bulunan konutlara zorunlu deprem sigortası yaptırılması halinde DASK, tazminat ödemeyecekken bu konuda verilen mahkeme kararlarına bakıldığında DASK’ın tazminat ödemesine hüküm verildiği görülmektedir.

Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/310 Esas ve 2009/610 Karar sasyılı dosyası kapsamında köy konutlarının zorunlu deprem sigortası çerçevesinde yer almazken yaptırılan sigortaya karşılık hasarın geçekleşmesi durumunda sigorta kapsamında olan teminat bedelinin ödenmesi gerektiğine karar verilmiştir.

Davanın açılabileceği diğer bir hal ise depremden sonra tespit edilen hasara göre eksik ya da aşkın sayılan ödemenin yapıldığı durumlarda meydana gelir. Bu durumlarda maddi tazminat davasının açılması mümkündür.

Dava Kime ve Hangi Mahkemede Açılır?

Zorunlu deprem sigortası yaptıran kişinin uğradığı maddi zararın sigorta kapsamında zamanında karşılanmaması ya da hesaplanan tutardan eksik karşılanması durumunda ev sahibi, davacı sıfatı ile sigortayı yaptırdığı sigorta şirketine, sigorta acentesine ya da DASK’a dava açabilecektir.

Davanın açılacağı görevli mahkeme, asliye ticaret mahkemesi olabileceği gibi Sigorta Tahkim Komisyonu da mahkeme gibi bu uyuşmazlıklar hakkında hüküm kurabilir.

Zorunlu deprem sigortası alacağının dava konusu olduğu hallerde yetkili mahkeme, sözleşme dolayısıyla davalı tarafın bulunduğu yer mahkemesi ya da deprem sonucu hasarın meydana geldiği konutun bulunduğu yer mahkemesidir.

DASK’a Dava Açarken Zorunlu Arabuluculuk Dava Şartı mıdır?

Arabuluculuk Kanunu Madde 1/2 Bakımından

Arabuluculuk Kanunu m.1/2’de belirtilen “tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde” ifadesi uyarınca zorunlu deprem sigortasında arabuluculuk zorunlu dava şartı değildir. Bunun temel sebebi, zorunlu deprem sigortasının tamamen tarafların serbest iradelerine bırakılmış olmamasıdır.

Maddenin gerekçesinde de değinildiği üzere, kamu düzenine ilişkin olduğundan tarafların serbest iradelerini sınırlayan hukuki ilişkilerin çözümü bakımından arabuluculuk yoluna gidilemeyecektir.

Ticari Uyuşmazlık Bakımından Arabuluculuk

Ticari uyuşmazlıklar bakımından zorunlu arabuluculuğun olduğu haller 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) 5/A maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olan hukuk davaları başta olmak üzere TTK madde 4’te sayılan ve diğer kanunlarda geçen ticari davalardan önce arabulucu yoluna başvurmak dava şartıdır.

TTK m.4’e göre üç çeşit ticari dava bulunmaktadır. Bu davalar;

  • Mutlak ticari dava,
  • Nisbi ticari dava,
  • Havale, saklama sözleşmesi ve fikri sınai mülkiyet hukukuna ilişkin davalardan doğarak ticari işletmeyle alakalı olan davalardır.

Söz konusu DASK, bir kurum olduğundan ve kurumlar ticari işletme olmadığından DASK’a karşı açılan davalar da nisbi ticari dava olamayacağı gibi son türe haiz dava konusundan da söz edilemeyeceğinden DASK’a karşı açılan davanın mutlak ticari dava olup olmadığına bakmak gerekir.

Mutlak ticari davalar yukarıda belirtildiği üzere TTK madde 4’te sayılmıştır. Maddenin ilk fıkrasında değinilen haller bakımından Sigorta hukukunun TTK hükümlerine göre belirlendiği varsayılarak DASK’ın da bu kapsama gireceğini söylemek isabetsiz olacaktır. DASK, Afet Sigortaları Kanunu çerçevesinde kurularak Sigortacılık Kanunu’ndan farklı hükümlere tabi tutulmuştur. Sigorta şirketi olmayıp kurum sıfatına haiz olan DASK, TTK madde 1401/2’ye göre TTK hükümlerinden ve buna bağlı olarak ticari dava niteliğinden sorumlu olmadığından ticari arabuluculuğun da dava şartı olmadığını söylemek mümkündür.

Tüketici Uyuşmazlıkları Bakımından DASK ve Zorunlu Arabuluculuk

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun olan 6502 Sayılı Kanun’un arabuluculuk düzenlemesini içeren 73/A maddesine göre “Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklinde zorunlu tutulan arabuluculuk müessesenin istisnaları mevcuttur.

Tüketici mahkemesinde görülecek davalar açısından tüketici işlemi ve tüketiciye yönelik işlemlerden doğacak uyuşmazlıklar olarak genel bir tanım yapılabilmektedir. Tüketici işlemi yine aynı kanunun madde 3/1-l’de düzenlenmiş olup; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi…” ifade etmektedir.

DASK kamu düzeni ve kamu yararına yönelik kurulmuş olan özel kanuna tabi bir kuruluş olmakla birlikte ticari ya da mesleki anlamda kar amacı gütmeyen bir kamu tüzel kişisi olduğundan DASK ile kurulan sigorta ilişkisi tüketici işlemlerinden sayılan durumlar arasında sayılmaz. Tüketici işlemi sayılmadığından tüketici uyuşmazlıkları bakımından zorunlu arabuluculuk müessesesi DASK bakımından geçerli değildir.

Zorunlu Deprem Sigortası Yapmamak Suç/Kabahat mi? Herhangi Bir Cezası Var mı?

Zorunlu deprem sigortası yukarıda belirtildiği gibi kişinin isteğine bağlı bir durum olmamasının yanı sıra kamu yararı ve kamu düzenini esas alan bir uygulamadır. Durumun böyle olmasından kaynaklı olarak zorunlu deprem sigortasının hiç ya da eksik yaptırılması halinde kişi bazı yaptırımlara tabi tutulmuştur.

Zorunlu deprem sigortasının yaptırılmaması Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) sayılan bir suç türü olmadığından ve Türk Hukuk Sistemine göre “suçsuz ceza olmaz” ilkesi yani yaşanan olayın kanunda suç olarak düzenlendiği madde bulunmadığı zaman ceza verilemeyeceğinden hareketle bu sigortayı yaptırmayanların direkt olarak bir cezai yaptırıma tabi olduğunu söylemek mümkün değildir.

Zorunlu deprem sigortasının yaptırılmadığı konutlar bakımından abonelikler başlatılamayacağı gibi buna bağlı olarak yukarıda açıklanmış olan sigortadan kaçınan ve sigortasız konutta yaşayan ya da ofis işlerini yürüten kiracı bakımından olumsuz durum yaratacaktır.

Sonuç

Zorunlu deprem sigortası, 2000 yılı itibariyle faaliyet gösteren DASK kurumunca düzenlenmekte olup asıl amacı kamu yararı ve kamu düzenini sağlamaktır. Bu bakımdan yaptırılması zorunlu olan bu sigorta türü, kapsamı dahilinde bulunan yapılara yaptırılmadığında sigorta yaptırmaktan kaçınan kişi ve dolaylı yoldan bu durumdan etkilenenler bakımından olumsuz durumların oluşmasına ve bazı şeylerden yararlanamama halini doğurmaktadır.

Zorunu deprem sigortası özel olarak düzenlenmiş bir tür olmakla birlikte, gerek önlem almak gerekse yaşanan durumları telafi etmek açısından yıllara göre değişiklikler içermektedir. Sigorta kapsamında bulunan ve bulunmayanlar DASK tarafından belirtilmiş olmakla birlikte, deprem sonrası uğranılan maddi hasarın tazmini konusunda dava yolu, hak kaybına uğramamak için öngörülmüştür.


Kaynakça

  • Afet Sigortaları Kanunu.
  • 6325 Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu.
  • Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararname.
  • Sigortacılık Kanunu.
  • Kat Mülkiyeti Kanunu.
  • Kamu Konutları Kanunu..
  • Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimat Tebliği.
  • Zorunlu deprem sigortası Genel Şartlar.
  • Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimat Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ.
  • Kayıhan, Ş. “Zorunlu Deprem Sigortası”. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi VIII (2004): 497-516.

İlginizi Çekebilecek Diğer İçerikler: