Okuma Süresi: 3 Dakika

Anonim Şirketlerde Hisse Devri

Yazarlar: BUSE YAŞAR, AYBÜKE AKİT
Anonim Şirketlerde Hisse Devri

Hisse Devri Nedir?

Anonim şirketlerde kural olarak hisse devri, kamuya açıklık hususunda gerekli olmamakla birlikte tescil ve ilan edilmesi zorunlu değildir. Ancak şirketler topluluğuna ilişkin 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) ve Ticaret Sicili Yönetmeliğindeki (“TSY”) düzenlemeler uyarınca anonim şirketlerinin gerçekleştireceği bazı pay devirlerinin tescil ve ilanını zorunlu tutulmuştur.

Anonim Şirketlerde Hisse Devri Nasıl Yapılır?

Şirketler topluluğu TTK’nın 195’inci maddesinde kanun koyucu tarafından ifade edilmiştir. Buna göre bir ticaret şirketinin, diğer bir ticaret şirketinin, doğrudan veya dolaylı olarak;

(a) oy haklarının çoğunluğuna sahip olması veya (b) şirket sözleşmesi uyarınca, yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyenin seçimini sağlayabilme hakkına sahip olması veya (c) kendi oy hakları yanında, bir sözleşmeye dayanarak, tek başına veya diğer pay sahipleri ortaklarla birlikte, oy haklarının çoğunluğunu oluşturması durumunda hâkimiyet ilişkisi oluşacak ve birinci şirket hâkim, diğer şirket ise bağlı şirket olarak adlandırılabilecektir.

Ayrıca, bu haller dışında bir ticaret şirketinin başka bir ticaret şirketinin paylarının çoğunluğuna veya onu yönetebilecek kararları alabilecek miktarda paylarına sahip bulunması, birinci şirketin hâkimiyetinin varlığına karine teşkil edeceğinden şirketler topluluğunun varlığından söz edilebilecektir. Son olarak ise bir ticaret şirketinin, diğer bir ticaret şirketini, bir sözleşme gereğince veya başka bir yolla hâkimiyeti altında tuttuğu durumlar da ilgili ticaret şirketleri arasında hâkimiyet ilişkisi olduğu kabul edilecektir.

TTK m. 198 uyarınca ise şirketler topluluğuna ait hisselerin/payların hangi koşullarda tescil ve ilana konu olacağı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu düzenleme uyarınca; bir teşebbüs, anonim şirketinin ya da başka bir sermaye şirketinin, sermayesinin doğrudan ya da dolaylı olarak, %5’ini,%10’unu, %20’sini, %25’ini, %50’sini, %67’sini veya %100’ünü temsil eden miktarda paylarına sahip olduğu veya sermaye şirketindeki mevcut paylarının bu yüzdelerin altına düştüğü takdirde teşebbüs bu söz konusu hisse değişikliğini on günlük süre içerisinde payı iktisap edilen sermaye şirketine ve yetkili makamlara bildirmekle yükümlüdür. Bu durumda kanun ve yönetmelik sermaye şirketine, şirketin hissedarlık yapısında gerçekleşen bu denli değişikliği, yıllık faaliyet ve denetleme raporunda açıklaması ve ticaret siciline tescil ve ilan etmesi hususunda sorumluluk yükler.

Her ne kadar TTK’nın 198’inci maddesinde şirket hissedarlık yapısında ön görülen oranlarda değişiklik meydana gelmesi durumunda on günlük süre hüküm altına alınmış olsa da bu süre hisse sahibi teşebbüsün ilgili sermaye şirkete bildirimde bulunmak için ön görülen süredir. Ticaret Sicil Yönetmeliği uyarınca teşebbüs ve sermaye şirketinin yapacağı bildirimler için iki ayrı süre öngörülmüştür. Buna göre; pay devrinden başlayan ilk on gün içerisinde, pay devrini gerçekleştiren teşebbüs tarafından ilgili şirkete bildirimde bulunulması gerekecektir. Bu bildirimin ardından ise sermaye şirketi, ikinci bir on günlük süre içerisinde ticaret siciline başvuru yapacak ve şirket yapısına ilişkin değişikliğin tescil ve ilanını gerçekleştirecektir.

Bildirim Yükümlülükleri Nelerdir?

Bildirim yükümlülükleri, katılma ilişkilerinin, özellikle de karşılıklı katılmaların açıklanması, bu yolla kamunun aydınlatılması, sermaye piyasasında şeffaflığın sağlanması ve sorumluluk hükümlerinin uygulanması açısından gerekli ve önemlidir. Eğer hisse yapısındaki değişikliğe ilişkin tescil ve ilan yapılmazsa ilgili paylardan doğan kanuni haklar donar. Bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi sonucu olarak ilgili oy hakkı kullanılamaz. Şayet oy kullanılmış olursa, kullanılan bu oy geçersiz kabul edilir. Ayrıca, oy hakkının yanı sıra pay sahibinin diğer hakları da kullanılamaz hale gelir. Bildirim yükümlülüğüne aykırı davranılması halinde pay sahibinin yönetime katılma hakkı da donacağından, genel kurul toplantılarına girme ve toplantıda görüş bildirme hakkı da olmayacaktır.

Önemli diğer bir husus ise, donan bu oyların toplantı nisabı çerçevesinde nasıl etki edeceğine ilişkindir. Esasen genel kurulda hukuken geçerli bir karar alınabilmesini için, kanunda veya ortaklığın esas sözleşmesinde öngörülen toplantı ve karar nisaplarına uyulması gerekmektedir. Bu bağlamda donan payların toplantı nisabına katılamayacağı söylenebilir.

Pay Devri Sonrasındaki Yirmi Günlük Süre

Diğer bir tartışmalı husus ise gerçekleşecek anonim şirketlerin hisse devri sonrasındaki yirmi günlük süre içerisinde devre konu hisselerin hukuki niteliğidir. Mevzuat uyarınca her ne kadar yirmi günlük süre öngörülmüş olsa da bu süre içerisinde genel kurul yapıldığı takdirde değişikliğe uğrayan pay sahiplerinin kanuni haklarının kullanılmasında hukuka aykırılık meydana gelecek midir? Doktrinde farklı görüşler olsa da kanaatimiz uyarınca tescil ve ilana tabi olan devre konu payların donuk hale gelmesi ancak bildirim süresinde kanuni yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ile mümkündür. Dolayısıyla da bu yirmi günlük süre zarfında pay sahiplerinin sahip olduğu kanuni haklar kullanılabilecektir.

Anonim Şirketlerde Pay Devri

Türk Ticaret Kanunu’nda anonim şirketlerde hisse devri hususu diğer sermaye şirketlerinden farklı olarak, pay devirlerinin kamuya açıklanması kural olarak zorunlu tutulmamıştır. Ancak şirketler topluluğuna ilişkin olarak TTK m. 198 uyarınca bazı pay devirlerinin tescil ve ilanı öngörülmüştür. Bu hususta ayrıntılı düzenleme TSY m. 107 de yer almaktadır. TTK m. 198’e göre bağlı şirket, hakim şirketin karşısında bağımsızlığının korunması adına, pay devir işleminin tamamlanmasından itibaren on günlük süre içerisinde pay devrini hakim şirkete bildirmesi ve ardından ikinci bir on günlük süre zarfında hakim şirketin aldığı bu bildirimi ticaret siciline tescil ve ilan ettirmesi gerekir.

Bu bildirimin yapılmaması halinde devre konu paylardan doğan pay sahipliği hakları donar. Bu bağlamda donuk pay sahiplerinin etkisiyle, toplantıda alınan karar geçersizliğe yol açar. Dolayısıyla, bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmesi hem piyasada şeffaflık adına hem de ileriye yönelik sermaye şirketinde meydana gelebilecek hak kayıplarının önüne geçilmesi bakımından önem arz eder.


Kaynakça

  • Türk Ticaret Kanunu.
  • Türk Sicil Yönetmeliği.
  • Prof. Dr. Veliye Yanlı – Doç. Dr. Gül Okutan Nilsson – (TÜRK TİCARET KANUNU’NUN 198. MADDESİ UYARINCA BİLDİRİM YAPILMAMASININ ANONİM ŞİRKETTEKİ OY HAKLARINA ETKİSİ).

Detaylı bilgi almak için ekibimizle iletişime geçebilirsiniz.

İlginizi Çekebilir: Anonim Şirketlerde Yönetim Yetkisinin Devri.