Okuma Süresi: 6 Dakika

İcra ve İflas Hukukunda İstirdat Davaları

Yazarlar: ADEM BURAK YILMAZ, MELİSA CAN
İcra ve İflas Hukukunda İstirdat Davaları

I. Giriş

2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesinde; “Menfi Tespit ve İstirdat Davası” başlığında da hüküm verildiği üzere istirdat davası; “Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.” şeklinde açıklanmıştır.

Kendisine karşı ilamsız icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşmiş olsa dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233).

Eğer borçlu böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın geri verilmesi için, alacaklıya karşı istirdat davası veya diğer adıyla geri isteme davası açabilir. Ayrıca istirdat davası borçlu bakımından bir eda davası olup maddi hukuk bakımından ise sebepsiz zenginleşme davasına benzemektedir.

II. İstirdat Davasının Şartları Nelerdir?

İstirdat davasının şartları takip hukukuna ve maddi hukuka ilişkin olmak üzere ikiye ayrılır.

A) İstirdat Davası Açmanın Takip Hukukuna İlişkin Şartları Nelerdir?

a) Geri Verilmesi İstenen Paranın İcra Takibi Sırasında Ödenmiş Olması

Para, icra takibi sırasında ödemesi gerekir. Paranın icra dairesinin banka hesabına yatırılması yeterlidir, icra dairesinin parayı alacaklıya ödemesi gerekmez, beklenmez.

b) Paranın Cebri İcra Tehdidi Altında Ödenmiş Olması

Takip hukukuna ilişkin olarak olması gereken bu şart, geri verilmesi istenen paranın cebri icra tehdidi altında ödenmiş olması şartıdır. Takip başlatılmış olmasına rağmen henüz kesinleşmeden yapılan ödeme ise cebri icra tehdidi içerisinde yapılmış ödeme olarak sayılmayacaktır.[1]

Para, borçlu tarafından iradi olarak ödenmiş olabileceği gibi borçlunun mallarının haczedilmesi suretiyle de ödenmiş olabilir. İstirdat davasının açılmasında borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi gibi bir zorunluluk bulunmadığı gibi itirazın kesin olarak kaldırılması sonrası takip konusu borcun ödenmesi halinde de istirdat davası açılabilmektedir.

Ancak belirtmek gerekir ki, malların ihtiyati haczi halinde borçlunun takip konusu borcu ödeme emri gönderilmeden ve takip kesinleşmeden ödemesi halinde cebri icra tehdidi altında bulunulduğu söz konusu olmayacağı için istirdat davasının açılmasında yeterli olmamaktadır.[2]

Örnek Yargıtay Kararı:

… Davalı, cebri icra yapılmadığı gibi davacıya borçlu olmadığı bir meblağın ödettirilmesinin de söz konusu olmadığını, davacının oturduğu lojman giderlerinin kendisinden tahsil edildiğini, 2009 yılında yapılan denetlemelerde 2003-2009 yılları arası misafirhanenin lojman olarak kullanıldığı tespit edilerek lojman kirası, elektrik ve su giderlerinin ödenmemesi sebebiyle kamu zararı çıkarıldığını, davacının ödediği meblağın hukuki dayanaktan yoksun olmadığını, İİK’nın 72. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının 2009 yılından bu yana ödediği taksitler için istirdat davası açamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Dosya kapsamından, davacı her ne kadar menfi tespit ve yaptığı ödemelerin istirdadını istemiş ise de, davacının yaptığı ödemelerin herhangi bir takip prosedürü içerisinde ya da cebri icra tehdidi altında yapılmadığı, buna göre davacının talebinin İİK’nın 72. maddesi kapsamında “menfi tespit ve istirdat” davası niteliğinde olmadığı; Türk Borçlar Kanunu‘nun 78. maddesi (BK’nın 62. maddesi) kapsamında olduğu anlaşılmaktadır…”[3]

B) İstirdat Davası Açmanın Maddi Hukuka İlişkin Şartı Nedir?

a) Davacının, istirdat davası açabilmesi için, borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kalmış olması gerekir.

Davacının yani borçlunun, borçlu olmadığı bir parayı ödemiş olması, istirdat davasının maddi hukuka ilişkin şartıdır. Davacı, yalnız borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kaldığını ispat etmekle yükümlü olup, bu parayı kendisini borçlu sanarak ödemiş olduğunu ispat etmek zorunda değildir.

Borçlunun alacaklıyla arasında bir borç ilişkisinin hiçbir şekilde kurulmadığını ya da bu ilişkininin kurulduğunu ancak bu borcunun ifa edilmiş olduğunu, borç doğuran sözleşmenin feshedilmiş olduğunu, borcu doğuran sözleşmenin irade sakatlığı hallerinden birinin mevcut olduğunu, borçlu bu nedenlerle borçlu olmadığı bir parayı ödemiş olduğunu istirdat davasında ileri sürebilir.

Zaman aşımına uğramış bir borcun ödenmesi için verilen para istirdat davası yoluyla geri alınamaz.

Ancak borçlu, ödeme emrine itiraz ederken veya itirazın kaldırılması duruşmasında zaman aşımı defisinde bulunmuşsa, bu zaman aşımı yerinde görülmeyerek itirazın kesin kaldırılmasına karar verilmiş ve bunun üzerine borcu ödemek zorunda kalmış ise istirdat davası yoluyla ödemiş olduğu paranın geri verilmesini talep edebilir.

Örnek Yargıtay Kararı:

“…Bu davada, geri verilmesi istenen paranın maddi hukuk bakımından iadesinin mümkün olması gerekir; bazı hallerde bu mümkün değildir. Örneğin, ahlâki bir ödevin yerine getirilmesi için verilen şey (BK m.62/2), kanuna ve ahlâka aykırı amaç elde etmek için verilen şeyler (BK m.65), zamanaşımına uğramış borç için yapılan ödemeler (BK m.62) ve eldeki uyuşmazlıkta Yerel Mahkeme ve Özel Daire arasındaki anlaşmazlık noktası olan kumar ve bahis borçları (BK m. 504) gibi eksik borçların geri verilmesi talep ve dava edilemez.Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davacının icra zoruyla davalıya iade ettiği bedelin eksik borç olarak kabulü mümkün değildir. Zira, ifası ve ifa edilmesi halinde iadesinin talep edilmesinin mümkün olmadığı eksik bir borcun ödemesi değil, borçlu olunduğu sanılarak yapılan bir ödeme söz konusu olup davacı maddi hukuk anlamında ödeme yükümlülüğü altında olmadığını eldeki dava ile ispat yoluna gitmiştir. Bu halde Özel Dairenin bozma kararında eksik borç ilişkisinin mevcut olmadığı, istemin İcra ve İflâs Kanununun 72. maddesi çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği yönündeki tespiti isabetli olup mahkemenin aksi yöndeki direnme kararı bu yönden usul ve yasaya aykırıdır…”[4]

III. İstirdat Davası Açma Süresi Ne Kadardır?

İstirdat davası açma süresi 1 yıldır. Bu süre hak düşürücü bir süredir ve mahkemece resen gözetilir.

Taksitle ödenen bir borç varsa, son taksitinin ödenmesinden sonra hak düşürücü süre olan 1 yıllık süre başlar. Burada dikkate alınması gereken süre ise borç olmayan paranın icra veznesine ödenmesi ile başlayacak süredir. Vezneye paranın ödenmesi ile 1 yıllık dava açma süresi başlayacaktır. Paranın alacaklıya hangi tarihte ödendiği süre bakımından önemli değildir.

1 yıllık dava açma süresini geçiren borçlu, alacaklıya karşı sebepsiz zenginleşme davası açabilir. İstirdat davası, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İstirdat davası, icra takibinin borçlusu tarafından, icra takibinin alacaklısına karşı açılır.

IV. İstirdat Davasında Görevli Mahkeme Hangisidir?

Özel hükümlerde belirtilenlerin dışında kural olarak istirdat davası için görevli mahkeme, asliye hukuk mahkemesidir.

Kira ilişkisinden doğan alacaklar için görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesidir.

Ticari dava niteliğinde olan istirdat davası asliye ticaret mahkemesinin görev alanına girer.

İstirdat davası konusu olan borç, bir özel mahkemenin görevine girmekte ise, menfi tespit davası için de özel mahkeme görevlidir.

V. İstirdat Davasında Yetkili Mahkeme Hangisidir?

İstirdat davasında genel yetkili mahkeme Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6.maddesinin 1.fıkrası gereğince, davalının yerleşim yeri mahkemesi veya icra takibin yürütüldüğü icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde de açılabilir.

İstirdat davası, genel hükümler çerçevesinde açılır.

VI. İstirdat Davasında İspat Yükü

İstirdat davasında ispat yükü, davacı konumundaki borçluya aittir. İcra İflas Kanunu’nun 72.maddesinin 8. Fıkrasında bu açıkça hükme bağlanmıştır. Bu madde hükmüne göre;

Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” Davacı yalnız bu parayı ödemesi gerekmediğini ispatlamakla ispat yükünden kurtulacaktır.

Yargıtay, ilamsız icra takibinin borçlusunun süresinde ödeme emrine itiraz etmemesi nedeniyle kesinleşmiş olması halinde, istirdat davasında ispat yükünün davalı alacaklıya düştüğü görüşündedir.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 19.11.2014 tarihinde vermiş olduğu 2014/12664 sayılı ispat yükümüne ilişkin kararında:

“Açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’ye 6217 sayılı kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK’nin 428. maddesi uyarınca hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre sair temyiz itirazların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

VII. İstirdat Davasının Özellikleri Nelerdir?

  • İstirdat davası ile, alacaklıya ödenen asıl borç, alacaklıya ödenen faiz, icra harç ve giderleri ve paranın alacaklıya ödendiği tarihten itibaren faizlerin hepsinin davalıdan tahsili istenir.
  • Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında icra mahkemesinde ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve defilerini de, istirdat davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü, icra mahkemesinin itirazın kaldırılması kararı, istirdat davasında kesin hüküm teşkil etmez.
  • Borçlu, icra mahkemesinde bildirmediği itiraz ve defilerini de, istirdat davasında ileri sürebilir. Yalnız, ödeme emrine itiraz ederken ve icra mahkemesinde zaman aşımını ileri sürmemiş olan borçlu, icra takibinde ödemiş olduğu borcun zaman aşımına uğramış olduğunu bildirerek istirdat davası açamaz.

VIII. İstirdat Davasında Hüküm

İstirdat davası sonucunda verilen hüküm maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder.

A) İstirdat Davasının Kabulü

Davacı yani borçlu, istirdat davasını kazanırsa, yalnız alacaklıya icra takibinde ödemiş olduğu paranın değil, aynı zamanda icra takibinde ödemiş olduğu icra harç ve giderlerinin de davalı alacaklı tarafından, davacı borçluya ödenmesine karar verilir. İstirdat davasının kabulü kararında, davalı alacaklı yargılama giderlerine de mahkum edilir.

Davacı borçlu faiz talep etmiş ise, davalı alacaklı, ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi ödemeye de mahkum edilir. Borçlu, istirdat davası sonucunda almış olduğu ilamı hemen icraya koyabilir. Bunun için, ilamın kesinleşmesi şart değildir. Çünkü, ilamın konusu bir para alacağıdır.

B) İstirdat Davasının Reddi

Davacı borçlu, istirdat davasını kaybederse, davalı alacaklıya yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir.

Genel mahkemenin istirdat davası hakkındaki kararının istinaf ve temyiz edilmesi genel istinaf ve temyiz hükümlerine tabiidir.


Kaynakça

  • Prof. Dr. Baki KURU -İcra ve İflas Hukuku- Yetkin Kitapevi-2021/10. Baskı.
  • Prof. Dr. İlhan E. POSTACIOĞLU, İcra ve İflas Kanunun Muaddel Hükümlerine Göre Menfi Tespit Davası, İÜHFM, 1196.
  • İbrahim AŞIK, Ömer Faruk DEMİR, Menfi Tespit Davasının İstirdat Davasına Dönüşmesi, DÜHFD, 2021.
  • Av. Talih UYAR, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara Barosu Dergisi, 2011.
  • <http://www.arsuavukatlik.com/makale-63>.
  • <https://www.besler.av.tr/istirdat-davasi-nedir/>.

Referanslar

  • [1] Yargıtay 11. HD. 19.01.2004, 5492/374 (Pekcanıtez, İcra ve İflas Hukuku s 250 – YKD 2005/6 s. 888-890).
  • [2] Yargıtay 13. HD. 19.10.1982, 4652/6044 (Pekcanıtez İcra ve İflas Hukuku s. 251 – YKD 1984/2, s. 268).
  • [3] Yargıtay 4. HD. 01.03.2017, 2016/16593 E, 2017/1234 K. <kazancı.com.tr>
  • [4] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 22.02.2017, 2015/935 E, 2017/315 K., <kararara.com>

Anahtar Kelimeler: İstirdat Davası, İstirdat Geri İsteme, Geri İsteme Davası, Borç Olmayanın İcrası, İcra ve İflas Hukukunda İstirdat Davaları, Borçlunun Maddi Hukuk Bakımından Korunması.

İlginizi Çekebilir: İstirdat Davası Nedir, Nasıl Açılır?