HUKUK & DANIŞMANLIK
Borçlunun Talebiyle Satış İşlemleri Yapılabilir mi?
MGC Legal ekibinin hazırladığı işbu “Borçlunun Talebiyle Satış İşlemleri Yapılabilir mi?” başlıklı makaleyi okumanıza sunarız.
Borçlunun Talebiyle Satış
İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 106. maddesinden itibaren bir menkul veya gayrimenkulün paraya çevirme işlemleriyle ilgili hükümler yer almaktadır. Madde 106 ve devamındaki tüm maddelerde paraya çevirme işlemlerinin yapılabilmesi için talep gerekmektedir. İcra ve İflas Kanunu’nun 106. maddesine göre:
“Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir.”
Görüldüğü gibi 106. maddede alacaklının talebiyle paraya çevirme işlemi yapılabileceği söylenmektedir. Zira, icra takip ve işlemlerinde takip işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi için kural olarak alacaklının talebi gerekmektedir. Buradaki alacaklının talep yetkisi alacağına bir an önce kavuşma isteğinden gelmektedir.
Ancak, alacaklı alacağına kavuşma isteği yerine borçlunun aciz duruma düşmesine neden olacak şekilde paraya çevirme işlemlerini uzatırsa hukuka aykırı hareket etmiş olacaktır. İşbu nedenlerden dolayı kanun koyucu tarafından borçluya da kendi malvarlığında paraya çevirme ve satış işlemlerini gerçekleştirebilme hakkı tanınmıştır.
Borçlunun Satış Yetkisi
Borçlunun satış isteme yetkisi İcra ve İflas Kanunu’nun 113. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre:
“Alacaklı talep etmeden borçlunun talebiyle de satış yapılabilir.”
Görüldüğü üzere bu hüküm sayesinde borçluya da alacaklının talebi olmaksızın satış isteme yetkisi tanınmıştır. Alacaklının nasıl ki alacağına kavuşma gayesi var ise borçlunun da satış işlemleri sonrasında lehine ortaya çıkabilecek durumlar vardır.
Örneğin, borçlu takip ve faiz masraflarının daha fazla artmaması veya haciz sürecinin daha da fazla uzamaması amacıyla satış işleminin gerçekleşmesini talep edebilecektir.
Nasıl ki alacaklının talebiyle birlikte satış işlemlerinin gerçekleştirilmesi sağlanıyorsa borçlunun da satış talebiyle satış işlemlerinin icra müdürlüğü tarafından gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Zira satış isteme yetkisi bir taraf takip işlemi olup bu talebe yönelik icra dairesinin aksiyon alması gerekmektedir.
Borçluya Taşınmaz Malları İçin de Satış Talep Edilebilir mi?
İcra ve İflas Kanunu’nun 113. maddesi yalnızca taşınır malların satışı için düzenlenmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun taşınmaz mallar için satış isteme bölümünde borçlunun talebiyle satış istenebileceğine ilişkin herhangi bir hüküm yer almamaktadır.
Kanunun lafzına bakıldığı zaman borçlu tarafından yalnızca taşınır malların satışının istenebileceği anlaşıldığından, kanun tarafından taşınmaz malların borçlunun talebiyle satılabileceğine yönelik herhangi bir hüküm almamaktadır. Doktrinde bu konu hakkında birçok tartışma yaşanmıştır.
Bu konuyla ilgili ise Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin kararı şu yöndedir:
“İİK’nın menkullerle ilgili 113/1. maddesinde alacaklı talep etmeden borçlunun talebiyle de satış yapılabileceği düzenlenmesi, taşınmaz satışlarında da kıyasen uygulanmalıdır.”
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi tarafından böyle bir karar verilmişse de doktrin ve İİK’da bu konu hakkında henüz netlik kazanmış bir durum bulunmamaktadır.
Borçlunun Satış Talebi Ne Zaman Olur?
Borçlunun satış talep edebilmesi için öncelikle alacaklının satış talebinde bulunmaması gerekmektedir. Zira alacaklı tarafından satış talebinde bulunulmuşsa borçlunun satış talebinde bulunmasına gerek kalmayacaktır.
Borçlu satış talebinde bulunurken alacaklının onayını almasına gerek yoktur. Alacaklının onayı alınmaksızın yapılan satış talebi ve kararına alacaklı yalnızca şikayet yoluna başvurabilecektir.
Borçlu satış talebinde bulunduktan sonra bu talebinden her zaman vazgeçebilir. Satış talebinden vazgeçtiğine dair bir talep sunarak satış işlemlerinin gerçekleştirilmemesini sağlayabilecektir.
Ancak, İcra Müdürlüğü tarafından satışın tüm hazırlıkları yapıldıysa borçlunun bu talebi reddedilebilecektir.
Sonuç Olarak
Borçlunun satış talep edebilmesinin iki nedeni vardır. Bunlardan birincisi, alacaklı ile icra hukukundaki karşılıklı konumda bulunması, ikincisi ise haczin borçlunun mal varlığı üzerindeki tasarruf yetkisini sınırlandırmasıdır.
Satış isteme hakkı taşınırların satışına ilişkin maddeler arasında düzenlenmişse de Yargıtay tarafından bu hakkın taşınmazlarda da uygulanacağına karar verilmiştir.
İlginizi Çekebilir: Takipsiz İflas Nedir?