Okuma Süresi: 4 Dakika

Avukatlıkta Reklam Yasağı

Yazarlar: KERİM KOCAMAN, GAYE VUSLAT ÜSTÜN
Avukatlıkta Reklam Yasağı

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte kitle iletişim araçlarındaki çeşitliliğin artması sonucunda birçok mesleğin icrasında reklam unsuru daha da ön plana çıkmaktadır. Haliyle, birçok iş kolunda reklam faaliyetlerine önem veren kişiler ve şirketler kazançlarına ciddi bir katkı sağladığı görülmüştür. Bu çalışmamızda, avukatların reklam faaliyetleri incelenecek ve yasaklılık hallerinin olup olmadığı anlatılmaya çalışılacaktır.

Türk Hukukunda Avukatın Reklam Yapma Yasağı

Avukatlık mesleği, Avukatlık Kanunu birinci maddede “kamu hizmeti ve serbest meslek” olarak nitelendirilmiştir. Serbest meslek olması ticari bir meslek olduğu anlamına gelmemektedir. Avukatlık ticari bir meslek değildir. Avukatlığın bünyesinde hem kamu hizmeti niteliğini hem de serbest meslek yöntemlerini barındırması, bu meslek kurallarının özel kurallarla düzenlenmesini gerekli kılmıştır. Reklam yasağı da bu özel düzenlemelerden biridir.

Reklam yasağına ilişkin genel düzenleme Avukatlık Kanunu’nun 55. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili düzenleme; “Avukatların iş elde etmek için reklam sayılabilecek her türlü teşebbüs ve harekette bulunmaları ve özellikle tabelalarında ve basılı kâğıtlarında avukat unvanı ile akademik unvanlarından başka sıfat kullanmaları yasaktır.” şeklindedir. Maddeye göre, avukatların direkt reklam yapmaları değil “reklam sayılabilecek her türlü hareket ve teşebbüste bulunmaları” yasaklanmıştır.

Dolayısıyla, her somut olay için söz konusu hareketin reklam sayılıp sayılmayacağı ayrıca değerlendirilmelidir. Bu yasak, avukatlık ortaklıkları ve ortak avukat büroları için de uygulanmaktadır. Kanun Koyucu tarafından reklam yasağına ilişkin düzenleme yapma yetkisi Barolar Birliğine verilmiştir.

Barolar Birliği, 2003 yılında Türkiye Barolar Birliği Reklam Yasağı Yönetmeliği’ni çıkarmıştır. Yönetmeliğin birinci maddesinde söz konusu düzenlemenin amacı; “iş elde etmek için reklam sayılabilecek her türlü girişim ve eylemin önlenmesi” şeklinde tanımlanmıştır. Devamında avukatlık mesleğinin “özen, doğruluk ve özen içinde yerine getirilmesi” ve “avukatlık sıfatının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır davranılması” gerektiği vurgulanmıştır.

Yönetmeliğin sekizinci maddesinde; “Yaşamları, kazançları, mesleki faaliyeti hakkında “reklam niteliğinde” yayınlarda bulunamaz, halen ya da eskiden takip ettiği, devam eden veya sonuçlanmış̧ bir dava hakkında; dava ile özdeşleşip tarafların sözcüsü gibi hareket edemez, davanın hukuki boyutları içinde kalmak kaydıyla ve zorunlu haller dışında yazılı, işitsel ve görsel iletişim araçlarına ve İnternet’e görüntü, bilgi, demeç̧ veremez, açıklama yapamazlar.” şeklinde avukatların medya ilişkileri düzenlenmektedir. Yönetmeliğin sekizinci maddesinde avukatların dijital ortamda nasıl davranmaları gerektiği detaylı şekilde düzenlemiştir.

Avukatlar; hayatları, elde ettikleri kazançlar ve mesleki faaliyetleri hakkında “reklam niteliği taşıyan” yayınlar yapamazlar. Avukatlar, vekili oldukları dava hakkında da serbestçe işitsel ve görsel açıklama yapamazlar. Öncelikle halin açıklamayı zorunlu kılması gerekmektedir. Bu hallerde davanın hukuki boyutuyla bağlı kalınması ve tarafların sözcüsü gibi davranılmaması gerekmektedir.

Avukatlar Tartışma Programlarına Katılabilir mi?

Avukatlar yazılı, görsel ve işitsel medyada veya internette bir tartışma programına, röportaja vb. programlara katılıp katılabilmesini değerlendirmek gerekirse; avukatların toplumu aydınlatma görevi ve reklam yasağı birlikte değerlendirilmelidir. Yönetmeliğin sekizinci maddesinin c bendi “reklam sayılabilecek her türlü davranıştan, avukatlık mesleğini zedeleyici her türlü açıklamadan kaçınmak zorundadır.” şeklinde sınırı belirlenmiştir.

Yönetmeliğin sekizinci maddesinin d bendi “Avukat unvanı kullanarak yazılı, işitsel, görsel iletişim araçlarında ve internette yönetmen, düzenleyici, danışman ve sair sıfatlar ile dizi, sürekli yayın, süreli ya da süresiz programlar hazırlayamaz, sunamaz, yönetemez, hazırlanmasına, sunulmasına ve yönetilmesine katılamazlar.” uyarınca avukatların dizi veya süreli/süresiz programlarda yer almalarını net bir şekilde yasaklamaktadır.

Maddeye göre Yönetmeliğin sekizinci maddesinin e bendine göre avukatlar kendisini veya üzerinde çalışmakta olduğu hukuki işi, iletişim araçları veya internette reklam olabilecek nitelikte öne çıkaramaz.

Yönetmelik ile yalnızca yasaklar düzenlenmemiştir. İnternet kenar başlığını taşıyan dokuzuncu madde; “Bu Yönetmelik kapsamında olanlar, internet dahil, teknolojinin ve bilimin olanak tanıdığı her tür ortamda avukatlık mesleğinin onur ve kurallarına, avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenen Avukatlık Meslek Kurallarına aykırı olmayacak şekilde kendisini ifade etme hakkına sahiptir.” şeklinde düzenlenmiş olup avukatlara “internet dahil her ortamda” bazı serbestiler de getirilmiştir.

Maddenin devamında avukatların açabilecekleri internet siteleri detaylıca düzenlenmiştir. Buna göre, “Bu Yönetmelik kapsamında olanlar, mesleki faaliyetlerini internet üzerinden sürdürmek, müvekkillerini bilgilendirmek, mesleki makalelerini ve bilimsel çalışmalarını yayımlamak amacıyla internet sitesi açabilir.” Fakat, internet siteleri reklam sektörü ile iç içedir.

Dolayısıyla, bu internet sitelerinin kullanımı tamamen serbest bırakılmamıştır. Aynı maddenin c bendi konuyu şöyle düzenlemiştir: “İş sağlama amacına yönelik ve meslektaşlarıyla haksız rekabete yol açacak şekilde, internet kullanıcılarını kendi sitesine veya kendi sitesinden bir başka siteye yönlendirecek internet kısa yolları kullanamaz, kullanılmasına izin veremez ve reklam veremez ve alamaz.” Dolayısıyla avukatlar, Avukatlık Meslek Kurallarına uyarak, mesleğin gerektirdiği saygı ve güveni de göz önünde bulundurarak açıklamalar yapabilirler.

Müvekkilleri bilgilendirmek ve kendi çalışmalarını yayınlamak için internet siteleri açabilirler. Bu maddeler, avukatların bu işlemlerinde tam bir serbestiye sahip olduğu şeklinde yorumlanamaz. Bu işlemleri yaparken yine de iş elde etmeye yönelik, haksız rekabete yol açabilecek davranışlardan kaçınmak gerekmektedir.

Konuya ilişkin en önemli hükümlerden birisi de Yönetmeliğin 11. maddesidir. Bu madde; “Bu Yönetmelik kapsamında olanlar; salt ün kazanmaya yönelik her tür girişim ve eylemlerden kaçınmak, iş elde etmek için reklam sayılabilecek herhangi bir girişim ve eylemde bulunmamak, üçüncü kişilerin kendileri için reklam sayılabilecek bu tür eylem ve davranışlarına izin vermemek, engel olmak için gerekli önlemleri almakla yükümlüdürler.” şeklinde düzenlenmiş olup, avukatların ün kazanmaya yönelik hareketler yapmaları yasaklanmıştır. İş elde etmek amacıyla hareket etmeleri, söylemlerde bulunmaları da yasaklanmıştır. Hatta üçüncü kişilerin buna yönelik hareketlerine dahi engel olmak gibi bir yükümlülükleri bulunmaktadır.

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının yedinci maddesine göre; “Avukat salt ün kazandırmaya yönelik her türlü gereksiz davranıştan kaçınmalıdır.” Sekizinci maddede ise, “Avukat kendisine iş sağlama niteliğindeki her davranıştan çekinir” ifadesi yer almaktadır. Hal böyleyken, avukatların ün kazanmak ve iş sağlamak amacıyla hareket etmekten kaçınması gerekmektedir.

Avukatlar tarafından yönetmelikte bulunan yasaklara uyulmaz ise kişiye, ilgili baro tarafından uyarı yazısı gönderilir. Kişiden 15 gün içerisinde aykırılığı gidermesi talep edilir. Eğer bu süre içerisinde aykırılık giderilmezse ilgili baro tarafından re’sen soruşturma açılır. Eğer kişi yönetmeliğe aykırı davranışı birden fazla kez gerçekleştirdiyse uyarı yazısı gönderilmez.

Barolar Birliğinin 2016 tarihli kararında da; “Genel olarak reklam, kamunun tümünün veya bir kesiminin ilgisini çekerek yarar sağlamak amacıyla herhangi bir yoldan yapılacak tanıtma faaliyeti olarak ifade edilebilir. Bu sebeple reklam “serbest rekabet” kavram ve kuralları içinde yer alır. Oysa avukatlar rakip değil, adaletin gerçekleşmesinde sav, savunma ve karar üçlüsünde yargının kurucu unsuru olarak görev alan, adaletin yardımcısıdırlar. Avukat kendisini mesleki çalışmasıyla, bilgisiyle, işlerine gösterdiği dikkat ve özenle tanıtır. Bağımsızlığı, kendine ve mesleğine olan saygısı, kendisini müşteri aramaktan men eder.” şeklinde karar vermiş olup, bir diğer kararında ise reklam; “kamunun tümünün veya bir kesiminin ilgisini çekerek yarar sağlamak amacıyla herhangi bir yoldan yapılacak tanıtma faaliyeti” şeklinde tanımlamıştır.

Reklamın tanımını yapılan işbu kararda; “Şikâyetli avukatın tabelasına yazdığı ibarelerle kendisine yarar sağlamak amacı taşıması Avukatlık Meslek Kuralları ile bağdaşmamaktadır. Kaldı ki Avukatlık Kanunu’nun 164/4’e aykırılık teşkil etmenin yanında avukatlar arasındaki haksız rekabet ortamının oluşmasına ve reklam yasağına aykırılığa sebebiyet verecektir. Avukatlar rakip değil, yargının kurucu unsuru olarak görev alan adaletin yardımcısıdırlar. Amaç bir kamu hizmeti olan Avukatlık mesleğini iş temini konusunda meslektaşlar arasında haksız rekabetin yaratılması, mesleğin ticarileşmesi ve Avukatı iş sahipleri karşısında bağımsızlığını kaybetme tehlikesine karşı korumaktır. ‘Avukat iş arkasından koşmaz, iş avukatın arkasından koşar.’ temel ilkemiz olmalıdır.” ifadelerini kullanarak reklam yasağının mesleğin özüyle ilgisini ve önemini belirtmiştir. Kararın devamında Uluslararası Barolar Birliğinin kararından alıntı yapılarak, 1956 Oslo toplantısının 8 numaralı kararında da “Reklama başvurmak avukatlık vakar ve şerefiyle bağdaşmaz.” ifadelerine yer verilmiştir.


Anahtar Kelimeler: Avukatlıkta Reklam Yasağı, Avukatlık Kanunu Reklam Yasağı, Reklam Yasağı, Avukatlık Reklam Yasağı Yönetmeliği, Türk Hukukunda Avukatın Reklam Yapma Yasağı, Avukatların Reklam Faaliyetleri, Avukatlıkta Reklam Yasağı Nedir?

İlginizi Çekebilir: Reklamlar ve Türkiye’de Reklam Hukuku.