HUKUK & DANIŞMANLIK
Aile İçi Şiddet Mağdurlarının Başvurabileceği Yollar Nelerdir?
Aile içi şiddet mağdurlarının başvurabileceği yolların başlıcaları devlet kurumları, barolar ve STK’lardır.
Aile İçi Şiddet Nedir?
Kadına yönelik şiddet, şiddetin cinsiyet ayrımcılığına dayanan özel bir formudur ve Dünya’nın kalanında olduğu gibi ülkemizde de önemli bir toplumsal bir problemdir. Çoğunlukla erkek bireyler tarafından kadınlar üzerinde egemenlik kurmaya yönelik bir güç kullanma şekli olan şiddetin pek çok farklı görünümü vardır.
Her ne kadar şiddet dendiğinde akıllara ilk gelen fiziksel şiddet olsa da, fiziksel şiddetten farklı ancak son derece önem arz eden ve etkisini pekiştiren diğer görünümleri cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet olarak sıralanabilir. Fiziksel şiddet, cinsel ve psikolojik şiddete nazaran şiddetin en sık karşılaştığımız hali olmasa da görünebilirlik açısından şiddetin en görünür biçimidir. Fiziksel şiddetin daha çok bedene yönelik olması ve bedensel güce dayanması sebebiyle de görünebilirliği fazladır.
Fiziksel şiddet, uhdesinde kontrol etmeyi, acı ve korku yaşatacak istekleri gerçekleştirmeyi hedefler. Bu şiddet türünün, hafif yaralanmalara neden olan eylemlerden cinayete kadar geniş bir yelpazede gerçekleşebildiği görülmektedir. Psikolojik şiddet ise pek çok şekilde olabilir ve mağdur olunduğu anında anlaşılmayabilir ancak partnerin küçük görülmesi, bir şeyleri yapamayacağının ima edildiği beyanlarda bulunması, kısacası kişinin kendisine olan saygısına yönelik her türlü saldırı bu kapsamda değerlendirilebilir. Ekonomik şiddet partnerin parasını denetleme, kontrol etme, çalışmaya ya da çalışmamaya zorlama gibi yollarla uygulanabilir.
Cinsel şiddet ise kadına yönelik olarak gerçekleştirilen ve kadının iradesi dışında ilişki kurma, tecavüz, sözlü ve fiili olarak gerçekleştirilen taciz olaylarını kapsamaktadır. Kadına yönelik cinsel şiddet olgusu, özellikle kadın cinselliğinin tabu haline getirildiği, namus, şeref gibi soyut kavramların kadın cinselliği üzerinden tanımlandığı toplumlarda ortaya çıkması güç bir şiddet türü olarak varlığını sürdürmektedir. Cinsel şiddet, seksüel motivasyona bağlı bir şiddet türü olarak kendini göstermektedir.
Aile İçi Şiddetin Sebepleri Nelerdir?
Kadına yönelik şiddetin sosyolojik ve tarihi pek çok sebebi bulunmaktadır. Kökleri tarih boyunca ataerkil kültürle yeniden üretilen aile içi egemenlik ilişkisinden kaynaklanan kadına yönelik aile içi şiddetin bir sorun olarak algılanması ve çözüm üretilmeye çalışılması oldukça yakın tarihlerde gündeme gelmiştir.
İnsan haklarının evrensel bir değer olarak tanınması, kadınların iş yaşamına katılması gibi etmenlerle birlikte kadınlar tarih boyunca kendilerine biçilen rollerden sıyrılmaya ve insan olarak, sadece insan oldukları için değer görmeyi hak ettiklerini fark etmeye başlamışlardır. Bu farkındalığa erişmekle birlikte aile içi şiddet artık normal görülmemeye, devletler bakımındansa uluslararası sözleşmeler ve yasal düzenlemelerle aile içi şiddeti güçlü yaptırımlarla cezalandırma yoluna gidilmeye başlamıştır.
Şiddet Gören Kadınların Başvurabileceği Yollar Nelerdir?
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
ALO 183 Aile içi şiddet mağdurlarının başvurabileceği yollardandır. ALO 183 – Aile, Kadın, Çocuk ve Engelli Sosyal Danışma Hattı: Yedi gün 24 saat ücretsiz hizmet veren ALO 183’ü arayarak bulunduğunuz yere en yakın Sosyal Hizmet Merkezi, Aile Danışma Merkezi, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) ve Kadın Konukevleri ile ilgili bilgilere ulaşılabilir.
Baro Kadın Danışmanlık Merkezleri
Pek çok ilde bulunan baro bünyesindeki kadın hakları birimlerine yardım talebinde bulunulabilir ve hukuki danışmanlık desteği talep edilebilir.
Bağımsız veya Belediyelere Bağlı Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezleri
Kadın örgütleri ve pek çok belediye artan şiddet olayları karşısında pek çok danışma merkezi açmış durumda ve şiddet mağduru kadınlara yardım etmeyi amaçlıyor.
KADES – Kadın Destek Uygulaması
İç İşleri Bakanlığı’nın yürürlüğe koyduğu bu uygulama sayesinde şimdiye dek pek çok kadının hayatı kurtuldu. Tek tuşla konumu da paylaşarak polis çağırma özelliği olan bu uygulama oldukça yardımcı ve pratik bir çözüm olanağı sunuyor.
Koruma Kararı
Şiddet mağdurları, bulundukları bölgenin en üst mülki amirine (vali veya kaymakam) ya da gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kolluk amirine başvurarak hayati tehlikesi olduğunu kanıtladığında, talep üzerine ya da re’sen geçici koruma altına alma tedbiri çıkarttırabilir.
Benzer şekilde, kanun kapsamında korunan kişiler Aile Mahkemesi’ne başvurarak kanunun 12. maddesinde öngördüğü koruyucu tedbir kararlarından (iş yerinin değiştirilmesi, evli olan mağdur bakımından müşterek yerleşim yerinden ayrı bir yerleşim yeri belirlenmesi, ilgilinin rızası alındığı takdirde 5726 Sayılı Tanık Koruma Yasası hükümleri uyarınca kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi, korunan kişinin talebi doğrultusunda ortak konuta aile konutu şerhi koyulması) birine veya birkaçına karar verilmesini isteyebilir. 6284 Sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a dayanan bu seçenek de hızlı ve oldukça etkilidir.
İlginizi Çekebilir: Şiddete Maruz Kalmış Kadın Sendromunun Meşru Savunma Açısından Değerlendirilmesi.